Tarhan Erdem

Bazı meslektaşlarım lütfen alınmasınlar ama ben onları kuyruk altına diken konmuş eşeğe benzetiyorum...

Önce Mevlâna’nın Mesnevi’de kullandığı “eşek” üzerinden “metafor/mecaz/kinaye” yaptığını hatırlatayım da yanlış anlaşılmayayım…

Mevlâna Mesnevi’nin birinci cildinde anlattığı bir eşek öyküsünde muazzam bir mecaz yapar…

Öykü kısaca şöyledir…

“Bir kişi eşeğin kuyruğu altına diken koyar. Sonuçta bir eşektir o ve haliyle dikeni çıkarabilmeyi hem akıl edemez hem akıl etse de çıkarabilmesine imkân yoktur… Bir taraftan da canı yanmaktadır. Sürekli çifte atar, tepişir durur olduğu yerde… Tepiştikçe de diken daha çok batar. Dikeni çıkarmak için akıllı bir kişi lâzımdır. O akıllı adam gelinceye kadar tepişen eşek birçok yerini daha yaralar tepiştikçe…”

Bazı meslektaşlarım lütfen alınmasınlar ama ben onları kuyruk altına diken konmuş eşeğe benzetiyorum.

İlk dikeni Cemaat koydu…

Dikeni çıkarmanın yolunu da bilmiyor olmalılar ki sürekli tepişip duruyorlar…

Haliyle diken daha çok batıyor…

Hâsılı…

O dikeni çıkarabilmeleri için "akıllı bir dost" gerek…

Derken...

Bu defa da Tarhan Erdem çıktı ortaya...

Bir diken de o batırdı…

Bence çok da iyi yaptı...

Zira Erdem'in batırdığı diken büyük ihtimalle ilk batan dikenin de bir an önce çıkarılmasına yardımcı olacak...

Haliyle...

Bu dost uyarılarıyla Tarhan Erdem kazandı...