Taraf'tan Ersin Kalkan'a destek!
Taraf yazarı Demiray Oral soruyor: "Hürriyet, senelerdir gerçeğin peşinde koşan gazeteciyi neden istemiyor biliyor musunuz?"
Taraf gazetesi yazarı Demiray Oral, "Tarih gazetecinin önüne bir
soru çıkardığında" başlıklı yazısında Ersin Kalkan'ın Hürriyet
gazetesinden atılma sürecini ele alıyor ve gerçekten gazetecilik
yaptığına şahit olduğu Ersin Kalkan'ın neden hiçbir zaman Hürriyet
ile aynı çizgide olmadığı gerçeğinin altını çiziyor.
İşte Oral'ın bugünkü köşesi...
Medya sitelerinden birinde o klişe cümleyi okudum:
"Hürriyet, Ersin Kalkan ile yollarını ayırdı."
Yollarını mı ayırdı? Ersin ile Hürriyet hiçbir zaman aynı yolda
olmadı ki diye söylendim içimden.
Ersin, o gazetede doğru yönü gösteren pusulalardan biriydi
sadece.
Seneler önce birlikte başlamıştık Hürriyet çatısı altında
çalışmaya, Gazete Pazar ekibi içinde.
Gerçeğin peşinde koşan bir muhabir, gazeteci gibi gazeteci oldu
hep.
O koşu sırasında meşhur andıçı da ortaya çıkardığı oldu, İstiklal
Savaşı'nın yaşayan son gazilerini tek tek bulup onlarla nefis
röportajlar yaptığı da.
Peki, şimdi Hürriyet, senelerdir gerçeğin peşinde koşan
gazeteciyi neden istemiyor biliyor musunuz?
Gerçeği, yalnızca gerçeği söylediği için.
Hrant Dink cinayetinde çalıştığı gazeteye kalkan olmayı reddettiği
için.
Filmi biraz başa saralım ve nisyan ile malul hafızalara yardımcı
olalım.
Bu sene başında, Hrant Dink'in öldürülüşünün 3. yıldönümünde
başladı her şey.
Cinayete giden yolda basının tavrını, özellikle de Hürriyetin
Sabiha Gökçen haberiyle ilgili manşetini ve Emin Çölaşan'ın yazdığı
yazıyı sert biçimde eleştiren köşe yazıları yayımlandı.
O dönem gazetenin başında olan Ertuğrul Özkök yeni bir Ahmet Kaya
vakasına imza atmakla suçlanıyordu.
Özkök, "Duyduk duymadık demeyin katil benim"
başlıklı yazıyla şöyle savundu kendini: "Bu haberi (Hrant
Dink'in 'Sabiha Gökçen Ermeniydi' iddiasıyla ilgili haber) Ersin
Kalkan yaptı. Ersin Kalkan kimdir? Öğrenmek istiyorsanız gidip Agos
gazetesi çalışanlarına sorun."
Neyse ki, Ersin Kalkan'ı tanımayanların gidip tek tek Agos
çalışanlarına sormalarına gerek kalmadı. Çünkü Agos bu tartışmadan
kısa süre sonra 29 Ocak 2010'da Ersin'le yapılmış bir röportajı
yayımladı.
Bakın ne diyordu Özkök'ün kendine tanık gösterdiği gazeteci o
röportajda: "Mensubu olduğum Hürriyet gazetesinin Hrant'ı
ölüme götüren süreçte başta Emin Çölaşan olmak üzere bir kısım
yazarı ve 'habercileri' marifetiyle büyük bir sorumluluğu olduğunu
biliyorum." Hrant Dink'in yakın arkadaşı olan Kalkan o
röportajda Sabiha Gökçen haberinin kısa hikâyesini de anlatıyordu:
"Özkök'ün bu haberle ilgili duruşunda sorun yoktu ama bu arada Emin
Çölaşan'ın elleri armut toplamıyordu. Çölaşan, Sabiha Gökçen
başlıklı yazısını, 'Bir gün onun sırtından böyle oyunlar oynanacağı
ve Ermeni ilan edileceği hiç aklıma gelmezdi. Ölmüş insanlar
yalanlara, iftiralara yanıt veremez. Onların üzerinden oyun oynamak
en kolay yoldur. Yazık, ayıp, günah...' diyerek
bitiriyordu." (Malum, yayımlanmasının hemen ardından
Genelkurmay, Sabiha Gökçen haberini "lanetlediğini" açıklamış ve
Kerinçsizgillerin de harekete geçmesiyle Hrant Dink cinayetine
giden süreç örgütlenmeye başlanmıştı.)
Agos'ta çıkan röportajdan birileri feci rahatsız oldu.
Gazete savunmasını istedi ve şu cevabı verdi Ersin: "Tarih
gazetecinin önüne bir soru çıkardığı zaman ya bu soruya doğru cevap
verecek ya da susarak katliama ortak olacaktır. Ben birinciyi
seçtim. Sözümün arkasındayım, savunma yapma gereği
duymuyorum." Bunların yaşandığı dönem aynı zamanda Enis
Berberoğlu'nun, Özkök'ten yayın yönetmenliğini devraldığı günlere
denk geliyordu.
Ve yaklaşık 4,5 ay geçtikten sonra Ersin Hürriyetten çıkarıldı.
Anladık ki Doğan Yayın Holding'in yazılı olan Yayın İlkeleri
dışında bir de yazılı olmayanlar var.
Şöyle bir şey herhalde: "Gazeteci, eğer gerçekler çalıştığı
gazeteye zarar verecekse, bunları hiçbir şekilde ifade edemez. Aksi
davranış işten çıkarılma sebebidir." Evet, Ersin
senelerdir çalıştığı gazeteden çıkarıldı ama arkasında hepimiz için
çok mühim bir ders bıraktı.
Öyle duruma göre uygulanan, kolpadan yayın ilkelerinden değil.
Gerçek bir gazetecinin ilkesi.
"Tarih gazetecinin önüne bir soru çıkardığı zaman ya bu
soruya doğru cevap verecek ya da susarak katliama ortak
olacaktır..." Ersin orada ya da burada, Türk basınında
doğruyu gösteren bir pusula olma işlevini sürdürecek, kendi yolunda
devam edecek.
Hürriyetin gittiği yolun ne olduğunu ise böyle örnekler göstermeye
devam edecek.
Demiray Oral'ın yazısının tamamını okuyabilirsiniz.