Taraf'ın tesettürlü yazarı da Ali Bulaç'a çaktı!

Doğrusu ya başörtülü yazarların ya da aday adaylarının kolaylıkla dolduruşa gelen tipler olarak resmedilmesini esefle karşıladım insiyatifte yer alan bir yazar olarak, Bulaç'ın yazısını okurken

GAZETECİLER.COM - Zaman yazarı Ali Bulaç ile tesettürlü kadın yazarlar arasında yaşanan polemik medyanın farklı köşelerinde devam ediyor. Taraf gazetesinin tesettürlü yazarı Cihan Aktaş bugün köşesinde "Başörtüsü ve Komplo" başlıklı yazısı ile Ali Bulaç'a çok sert yüklendi.

Kendisi de "Başörtülü aday yoksa oy da yok insiyatifi"nin içinde yer alan Aktaş, Ali Bulaç'ın ve onun gibi düşünenlerin bir monolog üzerinden tartışma yaptıklarını (daha doğrusu yapamadıklarını) yazdı.

İşte Cihan Aktaş'ın kaleminden o satırlar:

"Başörtülü aday yoksa oy da yok" insiyatifini Ergenekon'la ilişkilendirmek ise, Müslümanların stratejilerini komplolar üzerinden saptamaya alışkın tavrın en somut örneği. Başörtülü yazarlar bu denli ilkesiz ve perspektif yoksunu mu ki, kolaylıkla yönlendirilmeye müsait olsunlar... Son olarak Ali Bulaç başörtülü kadınların söz konusu insiyatifte KA-DER tarafından yönlendirildiğini öne sürdü. İyi de, mesela Fatma Bostan Ünsal Bağdat'a canlı kalkan olmaya giderken de birileri mi yönlendirmişti onu... Doğrusu ya başörtülü yazarların ya da aday adaylarının kolaylıkla dolduruşa gelen tipler olarak resmedilmesini esefle karşıladım insiyatifte yer alan bir yazar olarak, Bulaç'ın yazısını okurken. Üstelik Bulaç sonuçta muhafazakar değil, "İslamcı" olduğunu dile getiren bir yazar, düşünür. Ancak muhafazakarlığa mesafeli bir yazarın Ergenekon tezgâhını ileri sürerken zulümden kaynaklanan yaraları çoğaltan bir haksızlığın giderilmesi doğrultusundaki ilkesel tavrı paranteze alma tavrını anlamak kolay değil.

Hepsi bir yana, İslam mümin kadınlarla erkeklerin ilişkilerini biribirlerinin velisi olma bağlamında değerlendirir, bir tarafın vesayeti bağlamında değil. "...Mümin erkeklerle mümin kadınlar birbirinin dost ve yardımcısıdır..." Bu yaklaşıma özen göstermekten uzak yaklaşımların başörtülü kadınlarda yıllar yılı oluşturduğu incinme açıklığı bir türlü tolare edilemiyorsa, diyalog eksikliği bunun en önemli sebebi. Başörtülü kadınların insiyatiflerini salt kuşkuyla karşılayan yazarların muhataplarının açıklamalarını hesaba katmadan, bir monolog üzerinden hüküm bildirmeyi yeğlediği izlenimi ediniyor insan, yazılarını okurken.