Taraf yazarından radikal AKP ve darbe çıkışı...

Taraf'ın asker kökenli yazarı Namık Çınar, ortaya dökülen MGK belgelerinin sorumluluğunun AKP'de olduğunu söylerken "darbe planları yasalara uygundur" dedi.

GAZETECİLER.COM
AKP ve Cemaat savaşında ortaya dökülen MGK belgelerini değerlendiren Taraf gazetesi yazarı Namık Çınar günün en radikal yorumlarından birine imza attığı yazısında "Darbe Plânları hükümetin sorumluluğunda hazırlanmıştır" dedi.

Hükümetin başta yeni anayasa olmak üzere demokratikleşmeyi sağlayacak adımları atmadığını hatırlatan Namık Çınar, AKP'nin şu anki temel amacının "Erdoğan’ın halife/ hükümdar olacağı, yüzü Doğu’ya dönük bir İslâmî yapı kurmak!" olduğunu söyledi.

İşte Çınar'ın yazısındaki ilgili bölüm:

Her fırsatta “ileri demokrasi” sakızı çiğneyen, her şeye kâdir ve muktedir AKP, isteseydi on bir yılda yeni bir anayasa yapmaz mıydı?

Onun amacı demokratikleşmek değil ki; Erdoğan’ın halife/ hükümdar olacağı, yüzü Doğu’ya dönük bir İslâmî yapı kurmak!

Değiştirmek şöyle dursun; bu gerçekleşene kadar, ülkenin darbe süreçlerinde inşa edilmiş tüm faşizan birikimlerinden yarar da sağlamak!

Bir kere problem, evvel emirde anayasa ile başlıyor.

Demokrasilerde hükümetlere telkinde bulunabilen bürokratik bir askerî vesayet kurumu olamayacağı hâlde, siz istediğiniz kadar “İç Hizmet’ten 35. maddeyi attık” deseniz de, bizde hâlâ bu işi yapan MGK gibi bir kurum vardır.

Bugünlere ne bakıyorsunuz; MGK’nın generalleri anayasal olarak “toplumun huzur ve güvenliğinin korunması hususunda”, her zaman için siyasete lâzım gelen dayatmayı yapabilecek yetkidedirler.


AKP hükümetlerinin dahi onayı olduğu anlaşılan kurul kararları, ilkin MGK Genel Sekreterliği tarafından Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’ne, yani Kırmızı Kitap’a dönüştürülür.

Bunun içinde yer alan irticai faaliyetler ve bölücülük hususları oldum bittim devlete yönelik temel tehditler olarak algılanageldiğinden; bunlara karşı önlemler alsınlar ve o maksatla önce önleyici, aşıldığı takdirde de müdahaleci plânlar yapsınlar diye Genelkurmay’a, oradan da Kuvvet ve Ordu Karargâhlarına iç güvenlik görevi mahiyetinde Askerî Milli Strateji Dokümanı tevdi edilir.

Onlar da buna uygun olarak, işte şimdi Silivri’de hesabını sorduğunuz, muhtelif varsayımlara göre çeşitli hâl tarzları içeren o plânları yaparlar.

Bugün için demokrasi mangalında kül bırakmayanlar, eğer o görevlerde kendileri dahi bulunsalardı, aynı şeyleri yapmakla yükümlü olacaklardı ise, artık orada bahse konu olan suç değil düzenin bozukluğu olmak gerekmez mi?

Netice itibariyle bunlar elbette darbe plânıdır; ama yasalara da uygundur.

Askerî yönetimin başka sözcüklerle ifadesi demek olan Sıkıyönetim Kanunu gibi bir yasa, demokratik bir ülkede olabilir mi hiç?

Sonra da kalkıp, “vay! demek siz burada darbe plânı hazırlıyordunuz, öyle mi” diye görev verdiklerinizi suçlamak, riyakârlık değil mi?

Hesap soracaksanız, ilkin Hükümet’ten soracaksınız.

Bu rezil mevzuatı hâlâ temizlemediği için Meclis’ten soracaksınız.

O yargılamaları iyice araştırıp, hakkıyla yapamamış Yargı’dan ve inkâr yolunu seçerek kafaları iyice karıştırmış Savunma’dan soracaksınız.

Ve Ukrayna halkının AB yerine Rusya’ya ve Şanghay’a dümen kıran hükümetine göstermiş olduğu demokratik tepki ortada iken, aynı günlerde “o antidemokratik dünyaya n’olur bizi de alın” diye ricada bulunan kendi Başbakan’ınıza gösterdiğiniz “yedi uyurlar” tavrınız için, özellikle bir de kendinizden soracaksınız.

NAMIK ÇINAR'IN TÜM YAZILARI
İmamoğlu'nun diploması tartışması! Kemal Alemdaroğlu detayı Selvi yazdı Mansur Yavaş'ın arkasında kimler var Fatih Portakal 'kulağıma geleni aynen söylüyorum' deyip açıkladı Melih Altınok: Affı kaldırın Hilal Kaplan: Erdoğan, BM'de İsrail'i mahkum etti Ali Karahasanoğlu: Erdoğan yerine Kılıçdaroğlu olsa, o konuşmayı yapabilir miydi? Salih Tuna: Ne yapmalı