Taraf yazarı sansürü anlattı Kırmızıgül'e çaktı
Taraf yazarı Orhan Miroğlu, Kürt yönetmenlerin çektiği filmlere Kültür Bakanlığı tarafından gösterim izni verilmemesini anlattığı yazısında Mahsun Kırmızıgül'e yüklendi.
"Mahsun Kırmızıgül’ün Güneşi Gördüm filminde
şöyle bir sahne var. Komutan gelir ve köylülerden köyü boşaltmaları
için, kibarca ricada bulunur, köylüler bu ricayı kırmazlar ve
savaşın tam ortasında kalmış bir köy, devlet-vatandaş işbirliğinin
güzel bir örneği ve dayanışması sonucunda boşaltılır..
HİÇBİR KÖY RİCA ÜZERİNE
BOŞALTILMADI
Oysa biz biliyoruz ki, hiçbir köy rica üzerine ve böyle göze batan
bir kibarlıkla boşaltılmadı.
Sonra böyle bir tekil olay yaşanmış olsa bile, üç bin köyün haritadan silindiği tarihî bir dönemi anlatmak için bu tekil olaya başvurmak, her şeyden önce ahlaki değildir.
Böyle bir sahne, hem köyü boşaltılan üç milyon insanın yaşadığı trajediye büyük bir saygısızlıktır, hem de gerçeğe ihanettir.
DİYARBAKIR CEZAEVİNDEKİ
İŞKENCELER NE OLACAK?
Mahsun’un açtığı yoldan devam etmeyi tercih eden bir başkası
Diyarbakır cezaeviyle ilgili bir filmde, iç güvenlik amiri ve
işkencelerden sorumlu Esat Oktay’ı binlerce tutukluyu devlete ve
topluma kazandıran vatansever bir asker olarak da anlatabilir.
Sayın köylüler lütfen köyü boşaltınız diyen komutan kişi, burada da gidip işkenceleri protesto etmek için kendini yakan Hayri Durmuş ve arkadaşlarına lütfen kendinizi yakmayınız, her şey güzel olacak diyebilir. Hatta bu arada, 1982 Newrozu’nda kendini asan Mazlum Doğan’ın kaldığı hücreye uğrayıp, ona da Mazlum, lütfen kendini asma, söz veriyorum seneye Newroz’u birlikte kutlayacağız gibi garip bir vaatte de bulunabilir!
GERİSİ
TEFERRUATTIR
Eh, komutanımızın vazifesi, devlete isyan edenleri yeniden
kazanmaksa, gerisi teferruattır!
Bakanlık kriterleri açısından böyle bir sinema anlayışı, elbette itiraz görmez, sansüre de uğramaz. Her şey milli birlik ve beraberliğe uygun olarak cereyan eder çünkü.
Ama ortaya çıkan sanat filan değil, devlet propagandasından başka bir şey olmaz."