Taraf milleti aptal yerine koyuyor
“Aaa olur mu, bunlar herkese geliyor ama hiçbiri yayınlamaya cesaret edemiyor” deyişine daha da çok
GAZETECİLER.COM
Can
Ataklı bugünkü yazısında
medyanın hemen her kesimini eleştiriyor.
Ama ağırlık
adını vermeden TARAF’ta…
Darbe
planlarının neden hep TARAF’a gönderilişini sorgularken, “Bunları
nasıl bir gazetecilik başarısı ile elde ettiniz?” diye sorulmasını
anlayamadığını aktarıyor…
Hele TARAF
yönetiminin, “Aaa olur mu, bunlar herkese geliyor ama hiçbiri
yayınlamaya cesaret edemiyor” deyişine daha da çok
kızıyor.
“….. Milleti
bu kadar aptal yerine koyup da hiç utanmamak nasıl bir duygudur.
Ama oluyor işte. Sözüm ona demokrat ve özgürlükçüler ya. Kendi
yöneticileri de alkışlıyor besbelli” dedikten sonra şöyle devam
ediyor.
Bu
gazetenin işlevi
Bazen
soranlar oluyor, “Bu malum gazete nedir, parasını nereden bulur, bu
bilgiler nasıl gelir?” diye. Ben bilmiyorum açıkçası. Ama oynanan
oyunu görebiliyorum. Amaç olabildiğince Türkiye aleyhine yayın
yapmak, Türkiye’yi küçük düşürmek, halkı kendi kimliğinden
soğutmak. Bunu yapmak için ticari bir kaygı duymaya gerek
yok.
Medyanın desteği
Dikkat ediyor musunuz, konu darbe ise tüm medya
hep bu gazeteyi referans gösteriyor. Bu gazetenin çok satmasına
gerek yok, çünkü zaten her medya kuruluşu yazılanları tekrarlıyor.
Örneğin darbe ile ilgili her haberde bu gazetenin üç manşeti
mutlaka gösteriliyor, üstelik her kanalda: “AKP ve Gülen’i bitirme
planı”, “Camiler bombalanacaktı” ve “Kendi uçağımızı
düşürecektik”.
Zihinde kalacak olan
Haberlerin altı önemli değil. Önemli olan Türk
Silahlı Kuvvetleri’ni bir, dine karşı; iki, hükümete karşı; üç,
kendi halkına karşı göstermek. Bütün ekranlarda haftalarca aynı
manşetleri göstermek “bilinçaltı kurgu” denilen en etkili beyin
yıkama silahıdır. Böylelikle insanların beynine, kendi iradelerine
rağmen bu üç faktör adeta vidalanıyor.
20
yıl geçse bile
Şimdi, diyelim ki aradan 20 yıl geçsin. 2010
yılları konuşulduğunda ve darbe konusu hatırlandığında zihinlerden
çıkacak cümleler “Asker camilerimizi bombalayacak ve kendi uçağını
düşürecekti” olacaktır. Nedeni ya da sonucu ne olursa olsun,
bilinçaltına sokulan budur. Kendi ordusuna, kendi kimliğine düşman
edilen bir topluma her şeyi yaptırabilirsiniz.
Her
şeyin planı var
Sevgili okurlar; bir konu aklıma çok takılıyor.
Bu maskeliler her gün yeni bir darbe planı ortaya çıkarıyorlar ve
inanılmaz ayrıntılarla herkesi dehşete düşürüyorlar da, yaşadığımız
bazı olayların planı nedense ortada yok. Örneğin, Danıştay
saldırısını askerlerin yaptığı söyleniyor ve iddianamede bile var
da bu, nedense hiçbir planda Danıştay’dan söz edilmiyor. Planlara
yapılmayanlar yazılmış da yapılanlar neden yazılmamış
acaba?
Dink
cinayeti kimin işi?
Örneğin, Hrant Dink’i de darbecilerin öldürdüğünü
söylüyorlar avaz avaz. Ama darbe planlarında yapılacak pek çok
suikasttan söz ediliyor, hatta Milli Eğitim Müdür yardımcısının
bile kim olacağı var da Dink’in öldürülmesi yok. Acaba bu başarılı
gazeteciler Dink cinayetini anlatan darbe planını neden
bulamıyorlar?
Gazeteci listeleri
Geçen
hafta başarılı(!) gazetecilerin ortaya çıkardığı darbe planlarında
bir de gazeteciler listesi vardı. Malum gazete 36 “demokrat”
gazetecinin “kaleminin kırılacağını” yazdı. Yüz bilmem kaç kişinin
adı ise “darbeye destek olacaklar” diye tanımlandı. Özellikle
ikinci listeye girenlerin bazıları “ne kadar demokrat olduklarını”
anlatmaya çabaladılar hafta boyu.
Benim
durumum
Ben
ikinci listedeyim. Yani darbeye destek olacaklar arasında. Adımın
buraya sonradan eklendiğine inanıyorum. Çünkü 2002 yılında
askerlerin beni darbeciler listesine koyması mümkün değildi.
Şimdiki gibi yine demokrasiyi savunduğum için kimi askerler beni
“Erbakancı” sanıyordu çünkü. Asker gözünde zaten “yok”
sayılıyordum, ayrıca şimdi de durum pek farklı değil. Bu iyi bir
şey tabii.
Hiç
gocunmadım
Sonra da neden
gocunmadığını anlatıyor: