Taraf 'helallik' yerine 'hesap' peşinde mi?

Taraf'ın manşeti kadar ve hatta belki manşetinden daha çok bu yazı Başbakan Erdoğan'ı kızdıracak.

GAZETECİLER.COM - Önce "Başbakanın medyasına" çaktı...
Şimdi de "Başbakanın zatına"...
Tesadüfplanlı-programlı mı?
Ya da şöyle soralım:
Taraf (Altanlar) ile Erdoğan arasında yeni bir savaş mı başladı?

12 Haziran'a gidelim...
Başbakan Erdoğan meşhur balkon konuşmasında "hesaplaşma değil helalleşme zamanı" demiş, hemen ardından da bir çok gazeteciye açtığı davayı geri çekmişti. Bu davalardan biri de "Kof Kabadayı" yazısı nedeniyle Ahmet Altan hakkında açılmıştı. 

HELALLEŞME BİTTİ, HESAPLAŞMA MI BAŞLADI?

"I.Altan-Erdoğan" savaşı Başbakan'ın "helalleşme" adımı ile noktalanmıştı. Ya da en azından Erdoğan açısından noktalanmış gibi göründü...

Altan (Taraf) ise bir süreliğine "savaş baltalarını" gömmüşse de bugünkü Taraf'la o baltaları bilenmiş olarak yeniden ortaya çıkardı. Üsten sürmanşet, alttan köşe yazısı ile Erdoğan'ı çapraz ateşe aldı.

Taraf'tan yansıyan manzara helalleşme değil hesaplaşma havası taşıyor...
"Gazetecilik refleksi" gibi iyi niyetli bakış açısını bulandıran da bu görüntü oluyor.

İşte Ahmet Altan'ın Erdoğan için yaptığı "orantısız güç" tanımı:

BAŞBAKANA NE?

(...) Biz nasıl bir ülkede yaşıyoruz?
Eğer Futbol Federasyonu Başkanı'nı Başbakan seçecekse, bütün o kurullara, üyelere, seçimlere ne gerek var?
Hepsi göstermelik mi bunların?
Başbakan, özerk bir kurumun başkanlığı için "Bunu seçeceksiniz" diyor ve herkes "onu" seçiyor.
Bu nasıl bir güç?
Bu "güç" meşru mu?
Başbakanın federasyon başkanı seçme yetkisi var mı?
Hangi demokraside bir başbakan, federasyon başkanını seçer?
Hangi demokraside bir başbakan buna cesaret edebilir?
Böyle bir "demokratik ülke" olabilir mi?
Bu, bir başbakanın elindeki gücü "orantısız" bir şekilde kullanması değil mi?

Başbakan'ın, "birini tercih et" dediği iki isim de sırayla Futbol Federasyonu'na başkan oldular, bu bile Erdoğan'ın bu dünyada nasıl egemen olduğunu gösteriyor.
Futbol camiasının ne tür ilişkiler içinde olduğu, nasıl kire bulaştığı son zamanlarda apaçık ortaya çıktı.
Başbakan'ın böylesine kirli bir dünyanın tam merkezinde ne işi var?
Niye bu işlere karışıyor?
Bir başbakanın adının, polisin izlediği "şike" olaylarının içinde geçmesi olacak şey mi?

MEDYAYA DA ÇAKTI

Bugün ikiye ayrılmış gibi görünen medyanın bir ayağı Başbakan'la iyi geçinmeye uğraşıyor, diğer ayağı ise Başbakan'ın her yaptığını övmekle meşgul.
Bir tür Başbakan medyası oluştu ve o medyanın "Pişekârları" Başbakan ne yapsa alkışlıyor, Başbakan'ın asla eleştirilemeyeceğine inanıyor ve asla eleştirmiyor.
Eleştirenlere de saldırıyor.
Böylesine eleştiriden azade bir yapı, hata yapılması için geniş bir alan açar yöneticilere ve eleştirilmeyen yönetici elindeki gücü keyfince kullanmaya başlar.

KÖTÜ İŞLER YAPMA ÖZGÜRLÜĞÜ YOK

Başbakan Erdoğan iyi ve doğru işler yapmış bir siyasetçi ama yaptığı iyi işler ona "kötü işler" yapma özgürlüğü bağışlamıyor, bir alanda hukuku desteklediğiniz için bir başka alanda hukuk dışına çıkma hakkına sahip olamazsınız.
(...)
Benim Başbakan'a dostça tavsiyem, hukuk mevzilerine çekilsin ve gücünü meşru alanlarda, meşru biçimde kullansın. Ya da "Aziz Yıldırım yalan söylüyor" desin ve kimlerle dostluk kurduğuna bundan sonra dikkat etsin.

ahmetaltaniii@gmail.com
Fatih Altaylı'dan Serhat Akın iddiası: Fenerbahçeli iki yöneticinin adları öne çıkıyor