Tanzanya'da tacize uğrayanlar meğer erkekmiş!

Tanzanya'da taciz polemiği boyut değiştirdi. Meğer tacize uğrayan bir kadın değilmiş. Akşam yazarı Nagehan Alçı'ya göre işin aslı bildiğimiz gibi değil...

GAZETECİLER.COM
Medyadaki taciz polemiği bugün bambaşka bir boyut kazandı. THY'nin Tanzanya'da düzenlediği bir etkinliğe katılan Türk gazeteci grubundaki bazı bayanların kaldıkları otelde tacize uğradıkları yönünde Ece Vahapoğlu'nun ortaya attığı iddiaya göre kendisiyle birlikte Sabah yazarı Sevilay Yükselir ve Oylum Talu taciz mağduru olmuşlardı. Daha sonra Yükselir ve Talu'nun yalanladıkları taciz iddiası giderek ilginç bir hal alıyor. Meğer tacize uğrayan bir kadın değilmiş.

Akşam yazarı Nagehan Alçı sözkonusu geziye katılan isimlerden biri olarak bugün öyle şeyler yazmış ki kafalar iyice karışacak gibi. Alçı'ya göre ortada bir taciz varsa eğer bunun mağduru kesinlikle bir 'kadın' değil. Yani sözü edilen tacizin mağduru erkek. Daha ilginci Alçı, tacizcinin kim olduğu noktasında da bazı imalarda bulunmuş.

Geziye katılan erkek gazeteciler Fehmi Koru, Ahmet Kekeç, Rasim Ozan Kütahyalı ve Emre Aköz'dü. Haliye Akşam yazarının iddiasına göre bir taciz mağduru varsa bu dört isimden birisi. Nagehan Alçı'nın yazdıkları polemiği yeni bir boyuta taşıyacak gibi gözüküyor...

İşte Nagehan Alçı'nın o yazısı:

Medya ve 'Coşkunlar'ı

Birkaç gün durdum. Saçma sapan olduğu için gereksiz yere gündem işgal etmesin dedim. Nasılsa kapanır, gider diye düşündüm. Ama hayır! Kapanmıyor! Bu 'taciz' efsanesi çığ gibi katlanıp büyüyor. Benim bire bir tanık olduğum bir geziden dört başı mamur bir 'mağdur' hikayesi yaratıldı.  Nedense orada olduğum halde bu hikayeden hiç haberim yok. Bu, kimsenin görmeyip, herkesin bildiği senaryo üzerine birkaç kelam etmenin sırası geldi...
***
Bahsedilen  hikayenin yakınından geçen bir durum yok. Hepimiz Tanzanya gezisinden güle oynaya geldik! Var olan tek şey, üzerine orada gülüp geçtiğimiz bir 'espri'. Hepsi bu. Zaten böyle olmasa gezi sırasında tepki gösterilir, yüzler asılırdı. Aksine 'komik' kategorisine giren birkaç dakikalık muhabbet dışında konu gündeme bile gelmedi.
***
Şimdi  taciz var dendiyse vardır, demek de ne anlama geliyor? Varsa neden hadiseden sonra yükselmedi itiraz sesi? Taciz sonradan fark edilen bir eylem mi?
***
Yoksa... Sonradan düşünülüp fark edilen taciz değil de başka bir şey mi? Bu 'sihirli' kelimenin çekim gücünün yaratacağı 'tartışılma etkisi' mesela? Ya da 'adım geçsin de nasıl geçerse geçsin' mantığı?
***
Bu mantık kısa vadede epey iş yapar buralarda. Öyle ki bir de bakarsınız 'taciz kurbanları'na televizyon programı teklifi bile gitmiş. Olur mu olur... ( Sevilay Yükselir, sen sabrına mukayet ol!) Kimin kimi taciz ettiği gayet net olan şu medya çamurunda taciz edenlerin mağdur olması bazıları için pek bir iştah kabartıcı. Ama bizim karnımız bu 'güzellemelere' tok. Biz bir tacizden bahsedilecekse bunun eylemcisinin kim olduğunu, mağdurun hiç de sanıldığı gibi 'kadın' olmadığını, böyle bir hikayenin meyvelerini toplama ustalarını, kimin gerçekten rahatsız olup, kimin içten içe sevinçten havalara uçtuğunu biliyoruz.
İndirim Sezonlarında Akıllı Alışveriş: En İyi Fırsatları Yakalamanın Yolları