Tanrım Ajda Pekkan'ı baştan yarat!..
Ajda Pekkan'ın ilk filmini izlediğimde henüz illkokula gidiyordum... Çirkin, kocaman ağızlı, koca kafalı, iri yarı,
ADNAN BERK OKAN
Ali Tekintüre bir şiirinde “Tanrım beni baştan yarat” diyor…
Muzaffer Özpınar da o şiiri tutmuş bestelemiş…
Aslına bakarsanız tam da arabesk değil şarkı ama Gönül Akkor gibi bir Türk müziği ustası bile yorumlarken arabesk gırtlak kullanıyor…
Vurgular Arabesk…
Ama…
Şarkının güftesi tam da bizim insanlarımız için yazılmış gibi…
Şuraya bakar mısınız?..
Gülmeyecek bu yüzü, neden verdin bana Ya Rab?
Ya birazcık neşe ver; ya beni baştan yarat…
Vaauvvv…
atv'de iki büyük ustanın "Tiyatro" tadında oynadıkları bir dizi var: İstanbul'un altınları...
Karımla üçüncü haftadır beğenerek izliyoruz...
Bu haftaki bölüm ilk ikisinden çok daha yüksek tempoluydu...
Haluk Bilginer ile Demet Akbağ kelimenin tam manasıyla "döktürdüler"...
İkisi de muhteşemdi...
Amaaaa...
Tam "kahhaka" attığımız anda alt yazı ve görüntüyle Somalili bir deri bir kemik kalmış çocuk görüntüleri eşliğinde diziden hemen sonra başlayacak programın tanıtımı yapılmasın mı?..
Hemen zap yapıp kanal değiştirdik...
Çünkü bir yandan kahkaha at, diğer yandan o yürek yakan görüntüleri izlemek zorunda kal; insanda mutlak "kişilik bozukluğu" yapardı...
Gülmeyecek bu yüzü, neden verdin bana Ya Rab?
Ya birazcık neşe ver; ya beni baştan yarat…
Dizi bittikten sonra program yayınlanmış...
Müge Anlı ve Cem Öğretir sunmuş...
Çok da "ünlü" konukları varmış...
Ahhh şu bizim "ünlü" merağımız aaahhh!!...
Somali'ye yardım dağıtımını yerinde izlemek için giden Başbakan'ımız bile yanında ünlüleri götürmedi mi?..
Sanırsınız Somali'ye "Aç insanları ziyarete" değil de "Düğün evinden kız almaya gidiyorlar"...
Her gün verdiğimiz şehitlerden yüreklerimiz yanıyor; Başbakanımız ve Hanımefendi, yanlarına "çal çengi oynasın" tipleri alıp gazinoya gider gibi "Ölü evi ziyaretine" gidiyorlar...
Günde açlıktan 2 bin kişi ölüyormuş ne gam!..
Ajda Pekkan'ın o zavallı insanların karşısına ne kadar şık ve aşırı bir makyajla çıktığını ve fakat bakışlarındaki iğretiliği gördünüz mü?..
Bir de günlük kıyafeti ve makyajsız yüzü ile Angelina Jolie'yi hatırlayın yardım çadırlarında...
Gelin de Sezen Aksu ve "Balâlım" isimli şarkısını mırıldanmayın bakalım...
Yanarım, yanarım tutuşur.
Yanarım kavurur ateşim. Seni de beni de belalım, ah belâlım
Şimdi aklıma geldi...
Benim yaşım altmışı geçti ve geçmişe dönük kendimi hatırladığımda nasıl da yaşlandığımı görüyorum...
Yok yok üzülmüyor seviniyorum...
Bu, doğal bir yaşam sürdüğümün, normal bir "canlı" olduğumun kanıtı...
Ajda Pekkan 47 yıl önce (1964) Tanju Gürsu ile "Kaynana Zırıltısı"nda
Ajda Pekkan'ın ilk filmini izlediğimde henüz ilk okula gidiyordum...
Çirkin, kocaman ağızlı, koca kafalı, iri yarı, çam yarması gibi bir kadındı...
Yahu ben dede oldum görüntü olarak, Ajda Hanım sanırsınız "Dişi Benjamin Button"...
Biz yaşlanıyoruz, o gençleşiyor...
Halen çıtır gibi...
Dikkat "gibi"...
Tabii ki asla "çıtır" değil olamaz da...
Ama be mübarek Hanımefendi...
Ziyaretine gittiğin, acılarını, yoksulluklarını paylaşacağın o insanlar aç be aç!..
Kuru kemik kalmışlar açlıktan...
Bir kot pantolon çekip ayağına, bir de sıradan bir tişört giysen, sıfır makyajla çıksan karşılarına daha doğru olmaz mı?.
Türk müziğinin çilekeş sanatçısı Haluk Levent ne diyordu hatırlayın...
Sağı sola, solu da sağa koysam da fark etmiyor
"Hangisi ak? Hangisi kara?" nedense bilinmiyor
Yalan....
Dünya durdu, memleket dönüyor, içim yanıyor
Herşey yalan...
Neyse...
Ahmet Çalık gecede, Somalililer için 500.000.-- TL. bağışlamış...
Büyük para...
Helâl olsun...
Daaaaa...
İzleyicinin biri de telefonla bağlanıp, Somali’de deniz korsanları tarafından alıkonulan üç Türk denizciden birisinin akrabası olduğunu söylemiş...
Üç Türk denizcinin akıbetlerinin ne olacağını sormuş...
Somali’ye yapılan yardımın yanı sıra esir alınan denizcilerimize gösterilen ilgisizlikten yakınmış...
Buraya kadar bir şey yok...
Konuşmasına izin vermişler...
Zira izleyicinin söylediklerine kulak asan yok...
Zira gün, Somalili korsanların esir aldığı denizcileri konuşacak gün değil...
Amaaaa...
Ece isimli izleyici bu açıklamalarından sonra AKP’li bakanlarla ilgili konuşmaya başlayıncaaaaaa....
"Durdurun yayını kovulacak var!"...
Birden yayından alınmış izleyici...
Veee...
Stüdyoda soğuk rüzgârlar esmiş...
Ne diyordum?..
Gülmeyecek bu yüzü, neden verdin bana Ya Rab?
Ya birazcık neşe ver; ya beni baştan yarat…
adnanberkokan@gmail.com