Tamer Korkmaz

Yeni Şafak

Tamer Korkmaz'ın bugünkü Yeni Şafak'ta başlığı altında yayımlanan makalesi baştan sona dopğru ve haklı yazılmış bir yazı...
Ama...
İçinde iki olayın hatırlatılması var ki...
İki yönden mükemmel...
Birincisi, bir gazetecinin hafızasının gücünün önemi, (fikri takip)
İkincisi ise bu ülkede 10 yıl önceye kadar ekonomi egemenlerinin bir siyasetçiyi nasıl da kolayca harcayabilecekleri...
Yani...
Bir zamanlar başbakanlık bile yapan Tansu Çiller'in (Küçük Hanım) önce nasıl gönderildiği; sonra nasıl babalandığı, bu gün ise nasıl nedamet dilendiği...
Bakın o iki olay ne...

1.)
Koç Holding'ten Çiller hükümetine çok sert eleştiriler geliyor; İnan Kıraç Milliyet üzerinden hükümeti 'Parasal güçle böyle oynarsanız bu iş karakolda biter!' diye tehdit ediyordu.
Milliyet'in Tansu Çiller'in malvarlığıyla ilgili yayınları, Vehbi Koç'un damadı İnan Kıraç'ın o öfkeli çıkışından kısa bir süre sonra gerçekleşmiştir!

2.)
Üç yıl sonra, 28 Şubat süreci yaşanırken Çiller medya patronlarına Sultanahmet Mitingi'nde (10 Mayıs 1997) meydan okumuş…
Hemen ardından, yaşlı kurtların en kurdu Rahmi Koç Sabah'a 'Küçük Hanım gidicidir, hem de çok fena gidecek. İşi bitmiştir. Son çırpınışlarını izliyorsunuz!' diye beyanat vermişti! (25 Mayıs 1997) 

Evet...
İş bitmiş "Küçük Hanım" fena halde gitmiştir...
Şimdi korkunun sürüklediği özürlerle geçmişi geri getirmeye çalışmaktadır...
Ve bu güzel hafızasıyla da Tamer Korkmaz "Günün Köşe Yazarı" seçilmeyi hak etmiştir.