Tamer Korkmaz için...

Gezi Parkı'nda ilk başlayan o sevimli protesto ve eylemler; bir sabah ansızın ve vahşi bir polis saldırısıyla bir tür toplu katliama....

Gezi Parkı'nda ilk başlayan o sevimli protesto ve eylemler; bir sabah ansızın ve vahşi bir polis saldırısıyla bir tür toplu katliama dönüşmeseydi de şu son 25 gündür çektiğimiz çileleri çekecek miydik?..
"Hayır çekmeyecektik" demek ne kadar doğruysa tahmin olarak...
"Yine bunları yaşayacaktık" diyenler de o kadar haklılar...
"En çok kim haklı?" sorusunun "mutlak doğru" bir cevabı ise yok ne yazık ki...
Ancak...
Elimizde asla yalanlanmayan bir arşiv var...
Tamer Korkmaz bugünkü Yeni Şafak'ta "Uyandırma servisi" başlığı altında yayımlanan makalesinde işte o arşivi seriyor gözlerimizin önüne...
Bakın; az sonra okuyacağınız satırları Korkmaz'ın o makalesinden alıntıladık...

Türkiye, koşar adım 12 Eylül 1980 Darbesi'ne götürülürken, bir yandan Gün Sazak, Nihat Erim ve Kemal Türkler'e yönelik sarsıcı suikastlarda; diğer taraftan da Sivas, Çorum, Kahramanmaraş, Malatya örneklerindeki gibi mezhep çatışmalarında 'kontra' örgüt olarak kullanılan Dev-Sol'du.

Şimdi...
Korkmaz'ın arşivinden kopup gelenler de bir başka gerçek...
Polislerin akıl almaz saldırılarından sonra Korkmaz'ın hatırlattığı olayları bize yaşatanların Taksim'de boy göstermediklerini kanıtlayacak bir ilgimiz yok...
Ama...
O kışkırtmaları yaptıklarının, polis araçlarını ve esnafın mağazalarını yaktıklarının görüntüleri mevcut...
Hâsılı...
Bu kavga gürültü arasında gözlerimi açan makalesi nedeniyle Tamer Korkmaz'ı alkışkıyoruz...
Umarız, "uyandırma servisi" işe yarayacaktır...