Tahrifat yapmadan...
Dinde reform, dini deforme etmekle eşdeğerdir. Çünkü reform sosyal hayatta, siyasi hayatta ve yaşam tarzlarında olur…
Cumhurbaşkanı Erdoğan İslam'ın güncellenmesinin gerektiğini açıkladı geçen gün.
14 asır öncesinin hükümlerinin ile bugün uygulanamayacağına dikkat çekti ve şöyle dedi:
“Beni birçok hocaefendi tefe koyacak o ayrı mesele.”…
*
Dün yaptığı bir başka konuşmada ise çok haklı olarak “dinde reform talebimiz yok” dedikten sonra dinde reform olamayacağını hatırlattı.
*
Aynen katılıyorum…
Dinde reform, dini deforme etmekle eşdeğerdir.
Çünkü reform sosyal hayatta, siyasi hayatta ve yaşam tarzlarında olur…
Çünkü reform da deforme da bir şeyin şeklini değiştirmektir.
Bir şeye yeni bir şekil vermektir.
Hatta bir bakıma o şeyin özünü değiştirmektir.
Oysa…
*
Dinlerin özü değiştirilemez…
Dinlerin özü reform da deforme de edilemez.
Ama…
Güncellenebilir…
Yani…
Günün şartlarına göre yenilenebilir…
Yeniden yorumlanabilir…
Nasıl mı?..
*
Nitekim Ali İmran Suresi 7. Ayet şöyle der:
“O, sana Kitab’ı indirendir. Onun (Kur’an’ın) bazı âyetleri muhkemdir, onlar kitabın anasıdır. Diğerleri de (Siz onları anlayamazsınız) müteşabihtir. Kalplerinde bir eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onun olmadık yorumlarını yapmak için müteşabih âyetlerinin ardına düşerler. Oysa onun gerçek manasını ancak Allah bilir. İlimde derinleşmiş olanlar, ‘Ona inandık, hepsi Rabbimiz katındandır’ derler. (Bu inceliği) ancak akıl sahipleri düşünüp anlar.”
*
Bu ayete göre,
Dinden namazı kaldıramazsınız…
Ama…
Namazın zamanlarında, rekât sayılarında ve hatta kılınış şekillerinde bile yenileştirmeye gidebilirsiniz…
*
Dinden haccı kaldıramazsınız ama…
Müslüman nüfusun olağanüstü artması karşısında hac tarihlerini bir yıl içine yayabilirsiniz…
*
Meselâ Enfal Suresi 60. Ayet…
Mezkûr ayette şöyle buyrulur:
“O halde, onlara karşı toplayabildiğiniz kadar kuvvet ve binek hayvanı hazır edin ki bununla hem Allahın, hem sizin düşmanınız olan bu insanları, hem de sizin bilmediğiniz ama Allahın bildiği başkalarını caydırabilesiniz;”
*
Bugünkü savaşlarda bu ayeti uygulayan bir Müslüman ülke halkının, günümüz teknolojilerini kullanan bir başka ülkenin halkına karşı kendisini savunması mümkün mü?..
*
O halde bu ayetin özüne (Savunmaya hazır olmak) dokunmadan yeni teknolojiyi uygulamak mubahtır.
*
Hâsılı…
Erdoğan’ın bir gün önce söylediklerinden dönüş yaptığını iddia etmek abestir, kötü niyetli olmaktır.
*
Cumhurbaşkanı, dinin ve kutsal kitabın güncellenmesi (Tecdid, yorum yenilenmesi) konusundaki görüşlerinden vazgeçmiş değildir….
EY GÜZEL İNSANLAR?..
Ve bilhassa da CHP sözcüleri…
Ak Parti’nin icraatlarını ve sözcülerinin kimi açıklamalarını eleştirirken amman ha sakın ola; inançlarıyla alay ediyormuş konumuna düşmeyin.
*
Onların her türlü yaşam tarzlarına ve inanç özgürlüklerine saygılı davranın.
Ancak…
Bu arada elbette yurttaşı oldukları Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin modern kanunlarına uymak zorunda olduklarını hatırlatın onlara….
*
Ölümden ve kıyametten sonraki dünya için elbette hazır olmak için her türlü inanç ve ibadetlerinde özgür oldukları anlatın onlara…
Diledikleri gibi giyinebileceklerini, diledikleri şekilde örtünebileceklerini…
Diledikleri şekilde ve mekânda ibadetlerini özgürce yapabileceklerini…
Ama…
Beşeri ilişkilerinde ve devletle olan ilişkilerinde önceliğin şer’i hükümler değil, Devletin kanunlarına uymakla yükümlü olduklarını hatırlatın…
*
Bunu anlatırken de tabii ki bağırıp çağırmayın…
O güzel insanların kalplerini kırmayın…
Onlara “ezik” insan muamelesi yapmayın…
*
Gelecekte ekonomik
gelişmişliğini yakalamış bir Türkiye’de yaşamak istiyorsanız öncelikle insanî
gelişmişliği yakalamış bir halka ihtiyacımız olduğunu lütfen
unutmayın.
TAHRİFAT YAPMADAN…
İnananlara, inançlarından ötürü ne devlet baskı yapabilir…
Ne siyaset…
Ve ne de diğer birey ve kurumlar…
Ama…
Devlet ve kurumlar ve hangi dinden olursa olsun dinlerin ve dindarlığın özünü doğru anlamış uzman kişiler inananlara dinlerini, kutsal kitaplarında tahrifat yapmadan…
Yeni ayetler de uydurmadan, günümüz şartlarına uygun yorumlar yapabilirler…