Tahammül edeceksiniz Hanımefendi...
Melis Alphan sadece Hürriyet’in değil, medyamızın da kazançlarından biri…
GAZETECİLER.COM-
Melis Alphan sadece Hürriyet’in değil, medyamızın da kazançlarından biri…
Bana göre:
Gelişmiş Batı tipi demokrasiye inanıyor…
İnsan hakları konusunda hassas…
Hukukun üstünlüğü ve kuvvetler ayrılığı ilkelerinden vazgeçemeyecek kadar
olgun bir demokrat…
Ama…
Ve bazen…
Bilhassa kadınlar için olağan gördüğüm ve desteklediğim pozitif ayrımcılık
konusunda en sivri uçlara doğru savrulduğu oluyor…
Şiddetin her türüne karşı olduğunu bildiğim bu sevimli ve genç meslektaşım;
bazen şiddet dili kullanabiliyor…
İçeriğini hem çok doğru ve hem de son derecede “özgürlükçü” bulduğumuz
makalesine attığı “Kadınlara talimat veren erkek diliniz kopsun!” başlık
yüzünden kendisini “günün kaybedeni” seçtik ya…
Twitter üzerinden yaptı itirazını…
“Anlamıyorsunuz, anlamayacaksınız” diyor gazeteciler.com’a cevaben
attığı tivitte… “Ve başlık elbette teşbih. Erkekleri tahttan indirince işkence
yapmayacağız:)”…
Tiwitter hesabım olsaydı ben de ona; “Sen de tahammül edemiyorsun, edemeyeceksin Melis” der ve şöyle devam ederdim…
* * *
Sevgili Melis…
“Kadınlara talimat veren erkek diliniz kopsun!” cümlesi “teşbih” değil,
“deyim”…
Teşbih benzetmedir…
Deyim ise “metafor”…
Teşbih yapmış olsaydın eğer, “Kadınlara talimat veren erkek diliniz
kopsun!” yerine, “Kadınlara talimat veren diliniz yılandan ödünç alınmış
gibi” diyerek hem metafor hem de ironi yapmış olurdun…
Bizi de okurlarını da güldürürdün o zaman…
Ve tabii ki aynı zamanda olayın vahameti hakkında düşündürürdün de…
* * *
Sevgili Melis…
Anlamamak demokrasinin gereklerinden…
Çünkü…
Kimse kimseyi anlamak zorunda değil…
Ve bir de…
Hiçbirimiz birbirimizi hoş görmeye de mecbur değiliz…
Beni aşağılayan…
Benim kişiliğimi inciten…
Bana hakaret ve iftiralarla saldıran birini neden hoş göreyim?..
Hem…
Hoş görürsem beni her zaman aşağılamasına izin vermiş olmam mı?..
Hâsılı…
Anlamamak ve hoş görmemek demokrasinin özünde var…
Çünkü…
Birini anlamamak, hoş görmemek benim demokratik haklarımdandır…
Ama…
Birinin bana yönelik eleştirilerine…
Kendince benim yanlışlarımı sıralamasına…
Hiç hoşuma gitmeyen fikir ve görüşler ileri sürmesine “Tahammül” göstermek,
demokratik sorumluluğumdur…
Hak ve sorumluluğun aynı şeyler olmadığını anlatmama gerek olmadığını
biliyorum…
* * *
Sevgili Melis…
Yaş olarak senden çok fazla büyük biri olarak naçizane tavsiyem; metafor
yaparken lütfen şiddet içermemesine dikkat et…
Sora birileri de çıkar; “nush (Nasihatler) ile uslanmayanı etmeli tekdir
(Azarlama); tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir (Dayak)…” deyiverir de
incinirsin…
Yakup Murat
NOT:
Gazeteciler.com birilerini alkışlar ya da takdir ederken nasıl ki amacı “yağcılık yapmak” değilse…
Birilerine kaybettirirken de amacımız o meslektaşımızı kırmak, incitmek,
küstürmek değildir.
Biz, meslektaşlarımızın yazıp söylediklerine kendi deneyim penceremizden
bakarak değerlendirme yapıyoruz sadece…
Melis Alphan sadece Hürriyet’in değil, medyamızın da kazançlarından biri…
Bana göre:
Gelişmiş Batı tipi demokrasiye inanıyor…
İnsan hakları konusunda hassas…
Hukukun üstünlüğü ve kuvvetler ayrılığı ilkelerinden vazgeçemeyecek kadar
olgun bir demokrat…
Ama…
Ve bazen…
Bilhassa kadınlar için olağan gördüğüm ve desteklediğim pozitif ayrımcılık
konusunda en sivri uçlara doğru savrulduğu oluyor…
Şiddetin her türüne karşı olduğunu bildiğim bu sevimli ve genç meslektaşım;
bazen şiddet dili kullanabiliyor…
İçeriğini hem çok doğru ve hem de son derecede “özgürlükçü” bulduğumuz
makalesine attığı “Kadınlara talimat veren erkek diliniz kopsun!” başlık
yüzünden kendisini “günün kaybedeni” seçtik ya…
Twitter üzerinden yaptı itirazını…
“Anlamıyorsunuz, anlamayacaksınız” diyor gazeteciler.com’a cevaben
attığı tivitte… “Ve başlık elbette teşbih. Erkekleri tahttan indirince işkence
yapmayacağız:)”…
Tiwitter hesabım olsaydı ben de ona; “Sen de tahammül edemiyorsun, edemeyeceksin Melis” der ve şöyle devam ederdim…
* * *
Sevgili Melis…
“Kadınlara talimat veren erkek diliniz kopsun!” cümlesi “teşbih” değil,
“deyim”…
Teşbih benzetmedir…
Deyim ise “metafor”…
Teşbih yapmış olsaydın eğer, “Kadınlara talimat veren erkek diliniz
kopsun!” yerine, “Kadınlara talimat veren diliniz yılandan ödünç alınmış
gibi” diyerek hem metafor hem de ironi yapmış olurdun…
Bizi de okurlarını da güldürürdün o zaman…
Ve tabii ki aynı zamanda olayın vahameti hakkında düşündürürdün de…
* * *
Sevgili Melis…
Anlamamak demokrasinin gereklerinden…
Çünkü…
Kimse kimseyi anlamak zorunda değil…
Ve bir de…
Hiçbirimiz birbirimizi hoş görmeye de mecbur değiliz…
Beni aşağılayan…
Benim kişiliğimi inciten…
Bana hakaret ve iftiralarla saldıran birini neden hoş göreyim?..
Hem…
Hoş görürsem beni her zaman aşağılamasına izin vermiş olmam mı?..
Hâsılı…
Anlamamak ve hoş görmemek demokrasinin özünde var…
Çünkü…
Birini anlamamak, hoş görmemek benim demokratik haklarımdandır…
Ama…
Birinin bana yönelik eleştirilerine…
Kendince benim yanlışlarımı sıralamasına…
Hiç hoşuma gitmeyen fikir ve görüşler ileri sürmesine “Tahammül” göstermek,
demokratik sorumluluğumdur…
Hak ve sorumluluğun aynı şeyler olmadığını anlatmama gerek olmadığını
biliyorum…
* * *
Sevgili Melis…
Yaş olarak senden çok fazla büyük biri olarak naçizane tavsiyem; metafor
yaparken lütfen şiddet içermemesine dikkat et…
Sora birileri de çıkar; “nush (Nasihatler) ile uslanmayanı etmeli tekdir
(Azarlama); tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir (Dayak)…” deyiverir de
incinirsin…
Yakup Murat
NOT:
Gazeteciler.com birilerini alkışlar ya da takdir ederken nasıl ki amacı “yağcılık yapmak” değilse…
Birilerine kaybettirirken de amacımız o meslektaşımızı kırmak, incitmek,
küstürmek değildir.
Biz, meslektaşlarımızın yazıp söylediklerine kendi deneyim penceremizden
bakarak değerlendirme yapıyoruz sadece…