Taha Kıvanç'tan senaryo seçenekleri
Taha Bey, Türkiye'de demokrasinin sarsılmaz bir hal alabilmesi ve olgunlaşması için 'güçlü' bir anamuhalefet partisine ihtiyaç
Taha Kıvanç (Fehmi Koru) öyle söylememiş gerçi ama
"Dinime küfreden Müslüman olsa" halk deyişinin tam
da yeriymiş bizce.
Acaba biz de şimdi tutup "kader işte" desek kızan olur mu?.
Ama bu sefer ki bal gibi de "Kader".
Sen tut sekiz sene "Yandaş Medya" diye isim tak karşındakilere ve sonra birden kendin bir siyasi partiye yandaşlığın "katmerlisini" yap.
Hani bir bilge demiş ya; "Birisini haksız yere suçladığın fiilden gün gelir sen mahkım olursun" işte o hesap...
Gerçi biz, yeni medya anlayışına "Yandaş" demektense A. Turan Alkan'ın ürettiği "Partizan Medya" demeyi terci ederiz ama Taha Bey'i de "Niçin 'Yandaş' diyorsun?" diye sorgulamayız.
Neyse...
Biz geçelim Taha Bey'in ("Bey" dediğimizçin inşallah kızmaz) yazdıklarına...
Taha Bey, Türkiye'de demokrasinin sarsılmaz bir hal alabilmesi ve olgunlaşması için 'güçlü' bir anamuhalefet partisine ihtiyaç olduğuna inanıyor. ve diyor ki: "Ak Parti ilânihâye ülkeyi yönetecek değil ya, bir gün seçmen ondan da bıkacak; o taktirde iktidara gelecek parti de işleri kaldığı yerden sürdürmeli, bayrağı yere düşürmemeli..."
Hatta...
CHP'nin iktidarı hedeflemesindenmutluluk duyacağını bile itiraf ediyor.
Deniz Baykal'ın donanımının müsaitolduğunu, öyle bir liderlik sergileyebilme imkânının da olduğunu ama...
Kendisine pek yakışmayan bir çizgi izlemeyi tercih ettiğini belirtiyor.
"İktidar partisinin tekerleğini patlatmak, adaletin peşine düştüğü maceraperestlerin avukatlığına soyunmak neyineydi Deniz Bey'in? Sonunda partisini ve kendisini 'komplo' yapılabilir hale getirdi" diyor.
Bu arada Mehmet Altan'ın, "Ankara'da konuşulan söylenti" başlığı altında yayımlanan yazısına atıfta bulunarak Baykal'ın başına gelenin kimin işi olabileceğine dair senaryoyu okurlarıyla hatırlatıyor..
Taha Bey'e göre Ankara'da hâlâ: Ak Parti'nin darbeyle götürülemeyeceğini anlayan askerler CHP'yi adam etme derdine düşmüş, Baykal'a "Bırak, git" demişler... Baykal reddedince ortaya çıkmış kaset...
Peki kim bu güçler?
Taha Bey'e göre askerler de olabilir, Ergenekoncular da...
Çünkü...
Şimdikine benzer ortamlarda askerin akla gelmesinin sebebi, geçmişte bu tür işlerin arkasında onların olmasıymış...
Askerler o dönemde Ecevit'in başına gelenlerle ilgili yazılanları tekzip etmedikleri için o dönemde yaşanan kargaşada rolleri olduğundan emin Kıvanç...
"Emin" olmasının sebebi ise adı "Emin" olan Çölaşan'ın yazdıkları...
Hatırlayacaksınız.
Çölaşan, "Ecevit yıkanmıyor, tırnakları pis" diye yazmıştı...
Aydın Bey o zaman Çölaşan'ın canını verecek kadar sevdiği patronuydu çünkü...
Ve...
Yazısının buradan sonraki kısmında Taha Bey alışıldık yöntemine baş vuruyor...
Fatih Çekirge'nin "Bir Üst Düzey Komutan"ının yerini Taha Kıvanç'ta bizlerin hiç bir zaman tanıyamayacağı "değerli bir dost" alıyor...
Ve Taha Bey ondan sonrasını o dostunun(!) ağzından aktarıyor...
Neler mi aktarıyor?.
O halde
Acaba biz de şimdi tutup "kader işte" desek kızan olur mu?.
Ama bu sefer ki bal gibi de "Kader".
Sen tut sekiz sene "Yandaş Medya" diye isim tak karşındakilere ve sonra birden kendin bir siyasi partiye yandaşlığın "katmerlisini" yap.
Hani bir bilge demiş ya; "Birisini haksız yere suçladığın fiilden gün gelir sen mahkım olursun" işte o hesap...
Gerçi biz, yeni medya anlayışına "Yandaş" demektense A. Turan Alkan'ın ürettiği "Partizan Medya" demeyi terci ederiz ama Taha Bey'i de "Niçin 'Yandaş' diyorsun?" diye sorgulamayız.
Neyse...
Biz geçelim Taha Bey'in ("Bey" dediğimizçin inşallah kızmaz) yazdıklarına...
Taha Bey, Türkiye'de demokrasinin sarsılmaz bir hal alabilmesi ve olgunlaşması için 'güçlü' bir anamuhalefet partisine ihtiyaç olduğuna inanıyor. ve diyor ki: "Ak Parti ilânihâye ülkeyi yönetecek değil ya, bir gün seçmen ondan da bıkacak; o taktirde iktidara gelecek parti de işleri kaldığı yerden sürdürmeli, bayrağı yere düşürmemeli..."
Hatta...
CHP'nin iktidarı hedeflemesindenmutluluk duyacağını bile itiraf ediyor.
Deniz Baykal'ın donanımının müsaitolduğunu, öyle bir liderlik sergileyebilme imkânının da olduğunu ama...
Kendisine pek yakışmayan bir çizgi izlemeyi tercih ettiğini belirtiyor.
"İktidar partisinin tekerleğini patlatmak, adaletin peşine düştüğü maceraperestlerin avukatlığına soyunmak neyineydi Deniz Bey'in? Sonunda partisini ve kendisini 'komplo' yapılabilir hale getirdi" diyor.
Bu arada Mehmet Altan'ın, "Ankara'da konuşulan söylenti" başlığı altında yayımlanan yazısına atıfta bulunarak Baykal'ın başına gelenin kimin işi olabileceğine dair senaryoyu okurlarıyla hatırlatıyor..
Taha Bey'e göre Ankara'da hâlâ: Ak Parti'nin darbeyle götürülemeyeceğini anlayan askerler CHP'yi adam etme derdine düşmüş, Baykal'a "Bırak, git" demişler... Baykal reddedince ortaya çıkmış kaset...
Peki kim bu güçler?
Taha Bey'e göre askerler de olabilir, Ergenekoncular da...
Çünkü...
Şimdikine benzer ortamlarda askerin akla gelmesinin sebebi, geçmişte bu tür işlerin arkasında onların olmasıymış...
Askerler o dönemde Ecevit'in başına gelenlerle ilgili yazılanları tekzip etmedikleri için o dönemde yaşanan kargaşada rolleri olduğundan emin Kıvanç...
"Emin" olmasının sebebi ise adı "Emin" olan Çölaşan'ın yazdıkları...
Hatırlayacaksınız.
Çölaşan, "Ecevit yıkanmıyor, tırnakları pis" diye yazmıştı...
Aydın Bey o zaman Çölaşan'ın canını verecek kadar sevdiği patronuydu çünkü...
Ve...
Yazısının buradan sonraki kısmında Taha Bey alışıldık yöntemine baş vuruyor...
Fatih Çekirge'nin "Bir Üst Düzey Komutan"ının yerini Taha Kıvanç'ta bizlerin hiç bir zaman tanıyamayacağı "değerli bir dost" alıyor...
Ve Taha Bey ondan sonrasını o dostunun(!) ağzından aktarıyor...
Neler mi aktarıyor?.
O halde