Taha Akyol AK Parti'deki ‘eş değiştirme kepazeliği’ni yazdı
Akyol, AK Parti'te Başbakan'ın sıklıkla değindiği ahlaki yozlaşmanın en keskin görüntüsünün “eş değiştirme” kepazeliği olduğunu yazdı.
"AK Parti kurulurken 2001 parti programında çok güzel ilkelere yer vermişti. Yolsuzluklar konusunda dokunulmazlık olmayacaktı, yolsuzlukla mücadele için bağımsız organlar kurulacak, yargının önü açılacaktı... Bugün Başbakan haklı olarak bu meselede sürekli uyarı yapma ihtiyacını duyduğuna göre, parti programındaki bu düzenlemeleri hayata geçirmenin vakti çoktan gelmiştir." diyerek eleştirisini AK Parti'nin kaynaklarına yönetlen Akyol, AK Parti'te Başbakan'ın sıklıkla değindiği ahlaki yozlaşmanın en keskin görüntüsünün “eş değiştirme” kepazeliği olduğunu yazdı.
İşte Taha Akyol'un yazısından dikkat çeken satırlar:
Arkadaşımız Nuray Babacan’ın bugünkü haberine göre, Başbakan partisinin belediye başkanlarına şöyle seslenmiş:
“Eşini, işini ve evini değiştirenlerin peşine düşeriz,
şüpheyle yaklaşırız. Parasal ilişkilerde dikkatli
olun...”
Tabii en hazini, sınıf atlamada ortaya çıkan “eş
değiştirme” kepazeliğidir!
Başbakan, daha önce de “Ahlak ile bezenmemiş siyasetten
daha tehlikelisi yoktur” diyerek çok kuvvetli bir ahlak
vurgusu yapmıştı. (28 Ekim 2015)
Davutoğlu, partisinin 7 Haziran’daki oy kaybını da hatırlatarak
yeni milletvekillerine de şöyle seslenmişti:
“Görev aldıktan sonra evini, arabasını değiştireni partiye
sokmam.” (16 Kasım 2015)
İSLAMİ ELEŞTİRİLER
Prof. Davutoğlu propaganda niteliğinde soyut bir ahlak retoriği yapmıyor, aksine somut uyarılarda bulunuyor, yaptırım uygulayacağını belirtiyor.Elbette AK Partililerin ve görevlilerin büyük çoğunluğu temizdir. Ancak problemin Başbakan’ca uyarılar gerektirecek boyutlara ulaştığı anlaşılıyor. İslami kesimde ‘bağımsız’ yazarlar da bir süredir bu yönde eleştirilerde bulunuyorlar.Abdurrahman Dilipak, Yeni Yüzyıl’da Esra Elönü’ye verdiği mülakatta şöyle diyor:
“Yılların açlığı vardı; para ve kadın baş döndürdü...” (4 Ocak)
Başka yazarlar da var, alıntılarla yazıyı uzatmıyorum.
GÜÇ BOZAR
Ortaya çıkan bu tabloyu nasıl yorumlamalı?
Liberal Lord Acton 1877 yılında bu sorunun cevabını şöyle
vermişti:
“Güç bozar, mutlak güç mutlaka bozar!”
Çok doğru...
Osmanlı’da 16. yüzyıldan sonra rüşvetin kanser gibi yayılması, Tek
Parti devrinde Ağaoğlu Ahmet Bey’in Atatürk’e “Büyük Gazi,
partiniz yolsuzluğa batmıştır” diye rapor vermesi...
Demek ki sorun ideolojik değildir, gücün dengelenip denetlenmesi
sorunudur."