Taciz mağduru türbanlı Ayşe Arman'a konuştu!

Hürriyet gazetesi yazarı Ayşe Arman Gezi Parkı tanıklarından Yeşim Sönmez ile röportaj yaptı. Yeşim Sönmez yaşadıklarını anlattı.

GAZETECİLER.COM
Gezi protestolarının ülkeyi sarstığı günlerde başörtülü kadınlara karşı taciz ve saldırıların yaşandığı yönündeki iddialara odaklanan Hürriyet yazarı Ayşe Arman, Kabataş'ta uğradığı saldırıyla gündemde olan Z.D. ile röportaj yapamadı ama bir başka mağdurla görüşmeyi başardı.

Arman, kızıyla birlikte evine giderken bir grup protestocunun tacizine uğrayan ve kafasında tencere tava çalınan Yeşim Sönmez ile çarpıcı bir röportaja imza attı. Yaşadıklarını ve kendi hikayesini anlatan Sönmez Gezi protestolarına bakışını da paylaştı.

SIRF ERDOĞAN'A DUYDUKLARI NEFRET YÜZÜNDEN

Yaşadıklarım beni sarstı. O gün sadece kafamda tencere çaldılar ama ben
o gün anladım ki, sadece başörtülü olduğu için daha kötü şeylere de
maruz kalabilirmişim bu ülkede. Sırf Erdoğan'a duydukları nefret
yüzünden beni tartakladılar. Çünkü onlar, kafadan, başörtüsüne karşılar.

*Oysa ben, onlara bir şey yapmadım, bir şey söylemedim, sadece kızımla
yolda yürüyordum...

*O gün ne oldu?
- O gün, Mevlit Kandili'ydi. Kızım Zeynep, "Balık yemeye gidelim anne"
dedi. "Tamam" dedim, "Önce Maltepe Camii'ne gidelim akşam namazını
cemaatle birlikte kılalım, sonra da balığımızı yeriz. İstersen sana
dondurma da alırız!.." Çok güzel bir gündü, ana-kız birlikte şahane
vakit geçirdik. El ele yürüyerek eve dönüyorduk. Baktım, karşıdan
geliyorlar...

Kimler?
- Protestocular. Tedirgin oldum ama 9 yaşında bir çocuk var yanımda, ne
yapacaklar. Kapalı tek kadın da ben değilim. Benden bir sürü var bu
ülkede. Ne olduğunu bile anlayamadan, Kızılderililer gibi etrafımızı
sardılar, bizi ortaya aldılar. Kızım Zeynep, korku içinde elimi
tutuyordu. Ellerinde de tencere ve tava vardı. Kontrolden çıkmışlardı.
Bana duydukları nefreti ve öfkeyi hissettim. Oysa ben, onlara bir şey
yapmadım, bir şey söylemedim, sadece kızımla yolda yürüyordum...

Sonra ne oldu?
- Çekiştirdiler, ittiler. Derken o protestoculardan biri, elindeki
tencereyle kafama vurmaya başladı. Ondan güç alan üç, beş densiz de
tavalarla vurdu. Biri omzuma, biri kafama...

Siz ne yapıyorsunuz?
- Öylece duruyoruz. Ne yapmam gerektiğini bilemedim çünkü. Korktum. Sıkı
sıkı Zeynep'in eline tutuyorum. Daha kötü bir şey olmaması için dua
ediyorum. Bir sürü insan saldırdı, tartakladı, aşağıladı. Sonra da
gittiler... Kızım, tirtir titriyordu. Sadece "Anne gidelim, anne gidelim"
diyordu. Gittik bir yerde oturduk, ona su verdim, sakinleşsin diye.

O anda ne hissettiniz?
- Evet, beni TOMA ezmedi, gözüm çıkmadı, gaz yemedim, coplanmadım ama
kafama tencere yedim. Ve inanılmaz derece aşağılandım. Ne için? Sadece
kapalı olduğum için. Ben başımı örtüyorum diye, taraf olmak zorunda
değilim. Bugüne kadar da değildim, bir kere bile Erdoğan'a oy
vermemiştim ama o gün beni taraf ettiler. Ortada kalamıyorsunuz bir
tarafı seçmek zorunda kalıyorsunuz. Ben ne yapacağım? Kafama tencereyle
vuranların tarafını mı tutacağım?

Bundan sonra kime oy vereceksiniz?
- Bir sürü söylemini onaylamasam da AK Parti'ye. İnsanım ben ya. Ve size
hiçbir şey yapmamışım. Eylemde filan karşı karşıya gelmemişiz, biz namaz
kılmışız, balık yemişiz evimize dönüyoruz. Kızım diyor ki, "Ellerinde
bayrak vardı, üzerlerinde Atatürk tişörtleri. Niye sana vurdular?"
Atatürk bilinciyle büyüyen bir kızım var benim, bayramlarda bayrak
asarız. 23 Nisan'lar, 19 Mayıs'lar, 29 Ekim'ler bizim için önemlidir. E
peki ben ne anlatayım şimdi kızıma? "Başörtülüyüm diye kafama tencereyle
vurdular" mı diyeyim?

Röportajın tamamını okumak için