ADNAN BERK OKAN - POLEMİK

Süleyman Yaşar, yazarlık yaptığı yıllar boyunca hep iktidarlardan yana oldu...
Son 8 yıldır da yine ekonomi yazılarıyla Ak Parti iktidarını destekliyor...
SABAH'a transfer olduktan sonra bu desteği iyice arttı ancak Süleyman'ın "güvenillirlik" katsayısı fena düştü...
Ekonomiyle ilgili görüşlerinde aramızda pek çok noktada uyum olmasına rağmen ben sanayici işadamının, "Yeşil" veya "Beyaz" diye ayrılmasına karşıyım...
Süleyman ise Merkez Medyanın "Yeşil Sermaye" diye tanımladığı Anadolu sermayesini pek bir severken, TÜSİAD'dan "nefret" eder...
Ben ekonomik analizlerde ideoloji yerine, gerçek fotoğrafın gösterilmesinden yanayım...
Süleyman kardeşim, iktidarın hoşuna giden görüntülerin yayımlanmasını ister...

Bugün yine "siyaset" ile "ekonomi"yi harman etmiş...

Referandumda 'evet' ekonomiye ne getirecek?

Gelelim en önemli ölçü olan fert başına gelir düzeyine... Satın alma gücü paritesine göre, Türkiye, 15 bin dolarlık koşula oldukça yaklaşmış durumda. 2010 programında fert başına gelir 13 bin 647 dolar civarında hesaplanıyor. Türkiye'nin birkaç yıl içinde 15 bin doları bulması çok mümkün. Peki Türkiye'nin zengin ülke olmasını engelleyen ne? Türkiye'yi fakirliğe çeken şey "bürokratik vesayet rejimi"... Bürokratik vesayet, düşünce, inanç ve girişim özgürlüklerini kısıtlıyor. Eğer anayasa değişiklikleri referandumda kabul edilirse, bu sistem iyice delinecek. Yargının, ülkedeki yatırımları ideolojik olarak engelleme yetkisi ortadan kalkacak. Bürokrasi, keyfi olarak yetki kullanamayacak. Ayrıca bürokrasinin, vatandaşları fişleme ve bunu kötüye kullanma yetkisi de son bulacak. Hukukun koruması altında özgürleşen bir ortamda daha fazla yatırım yapılacağı için, Türkiye hızla zengin ülke kategorisine girebilecek. Süleyman Yaşar'ın yazısının tamamını

AM üyelerinin Başbakan'ın emri ile seçilmesinin, ya da HSYK üyeliğine getirilecek kişileri de Başbakan'ın bizzat belirleyip cumhurbaşkanına "işte bunları seç" demesinin ekomomik büyümeye ne gibi bir katkı sağlayacağını düşünüyorsa "referandumda Evet" deyin tavsiyesinde bulunuyor...
O zaman ekonomimizin büyüyeceğini, halkımızın zenginleşeceğini iddia ediyor...

Sevgili Süleyman;
Sen de C. H. Candler üstadın "Büyüme" ile "Gelişme" arasındaki farkı nasıl anlattığını biliyorsundur...
Buna rağmen nasıl olup da "salt" büyümeyi arzulamış olabileceğini anlayamıyorum...
Ekomomik büyümeyi rakamlarla sağlamak çok kolay  be Süleyman...
Yaparsın 1 Dolar = 1 Lira buyur sana büyüme...
Kişi başına yıllık gelir bir anda 11 Bin Dolar'dan, 17 Bin Dolara fırlar...
Bir saniyede % 50 büyüme...

İyi ama süleyman...
Bunun için referandumda "evet" demeye ne gerek var?..
Sen de biliyorsun ki Ak Parti iktidar olduğunda  1 Dolar= 1.72 TL idi...
Aradan 8 yıl geçti...
Neresinden bakarsan bak bu sekiz yılda en az % 60 bileşik enflasyon yaşadık...
8 yılda TL fiyatlarıyla GSMH'mız en az % 60 büyüdü yani...
Peki Dolar karşısındaki TL'nin fiyatı ne oldu?..
1.5...
Oldu mu ya şimdi?..
GSMH (örnek) 1000 iken Dolar 1.72...
GSMH (enflasyonlu) olmuş 1.600 ama Dolar 1.5...
Yani...
Ekonomi "SIFIR" çekseydi bile bu kur politikası nedeniyle zaten Dolar bazında yaklaşık olarak % 50 büyümüş olacaktık...
Ama ekonomideki bu büyüme ne milli gelirin adil dağıtılmasına yaradı ne de işsizliğe çözüm oldu...
Çünkü vatandaş 8 sene önceki maaşıyla 100 kilo peynir alabiliyor idiyse bugün yine o kadar (hatta belki de daha az) peynir alabiliyor...
Çünkü vatandaş 8 sene önce maaşının % 20 sini "yakıt ve elektrik masrafı" olarak ödüyorsa bugün de değişen bir şey yok...

Ah be Süleyman kardeşim benim...
Oysa referandumda "Evet" demenin o kadar haklı gerekçeleri var ki...
Ben de günlerdir "Evet" diyeceğimi haykırıyorum burada ama...
"Referandumda evet çıkarsa ekonomi büyüyecek" demek gibi bir saçmalık ve illiyetsizlik hiç aklıma gelmiyor...
Senin nereden çıkardığını da halen anlayabilmiş değilim...
Patronuna "yaranmak" veya "Erdoğan belki beni yine bir Kamu kurumunda yüsek maaşla bürokrat yapar" diye düşünüyorsan paraya ihtiyacın mı var be kardeşim...
"Mal da yalan mülk de yalan; var biraz da sen oyalan" demiş Koca Yunus...
Gel sen de "inandıklarını yaz"...
"Yazmanı istediklerini" değil...

Not: Candler şöyle demişti: "Büyüme, bir insanın beden olarak büyümesidir. Gelişme ise zekâsının ve kültürünün artması..."

adnanberkokan@gmail.com