Süleyman Seyfi Öğün

Yeni Şafak

Daha önce bu konuyu birileri yazdı ve biz kendisini "Günün Köşe Yazarı" seçmediysek özür dileriz ama biz okumadık.
Bugün böylesi güzel ve beklenen bir makaleye ilk defa rastladığımızda keyiflendik...
Gerçi bir meslektaşımız değil değerli bir akademisyendi dikkatleri çeken, eleştiriyi yönelten ama olsun; kabulümüz...
Madem ki gazetelerimizden birinde köşesi var;
madem ki pek sık olmasa da (keşke daha çok izleyip dinleyebilsek) ekranlara çıkyor;
o halde bizden biriymiş gibi sevinebiliriz...
Pardon;
kimden ve neden söz ettiğimizi belirtmeye unuttuk...
O halde söyleyelim.
Prof. Süleyman Seyfi Öğün'den ve bugünkü Yeni Şafak'ta başlığı altında yayımlanan makalesinden söz ediyoruz...
Televizyonlar için yapılan ve ekranlarda yayınlanan "Turizm programları"nı; daha doğrusu program yaptırılan kültür fukaralarını eleştiriyor Öğün...
Hani derler ya, "son söyleyeceğini en başta söyler" işte aynen öyle olmuş Hoca'nın makalesi de...
Daha en başta, söyleyeceğini söyleyip daha sonra da gerekçelerini, "turizm" sektörünün gerçek manasını hatırlatarak açıklıyor ki harika...
Bakın nasıl başlıyor makale:

Medyanın en vasıfsız programlarından birisinin turizm programları olduğunu düşünüyorum. Yabancı ülkelerin tanıtımına adanan bu programlar, her ne hikmetse, medyanın en vasıfsız insanlarına yaptırılıyor. Bu iş için genellikle plastik bir güzelliğe sahip hanımlar seçiliyor. Genel kültürü bile yerlerde sürünen bu insanlardan gidilen ülkeyi 'târihi ve kültürü' ile tanıtmasını bekliyoruz. Kurgu aşağı yukarı aynı. Yalapşap iki üç târihi eser gösterildikten sonra, illâ ki restoranlara dalınıyor, sokakta üç beş kişi ile ve kameramanlarla cıvık cıvık konuşuluyor ve program bitiyor. Turizm programıyla magazin programı arasındaki fark neredeyse sıfır.

Dediğimiz gibi baştan sona ilgi ile okunan, bilglendirici bir makale.
Haliyle bu güzel makaleyi yazan Süleyman Seyfi Öğün de "Günün Köşe Yazarı"