Süleyman Özışık, Yılmaz Özdil'e saydırdı: Bunlar koronadan beter!
Türkiye gazetesi yazarı Süleyman Özışık, önce sadece muhalefet olsun diye muhalefet yapan Kılıçdaroğlu'na ardından da AK Parti öncesi sağlık sistemini övecek kadar körleşen Yılmaz Özdil'e verdi veriştirdi.
Koronavirüs nedeniyle verilen mücade ortadayken, başta Sağlık Bakanı olmak üzere tüm sağlık çalışanları, dünyaya örnek bir mücadele ortaya koyarken meseleyi siyasi bir hınç ile ele alanlara ne demeli...
Bunlardan biri Yılmaz Özdil... Sağlık sistemini eleştireceğim derken freni bir türlü ayarlayamayan Özdil, AK Parti öncesi sağlık sistemini övmeye başlayınca Süleyman Özışık da yazısında Özdil'e saydırdı.
İşte o ifadeler:
Atatürk tüccarı yazar Yılmaz Özdil, Sağlık Bakanı Fahrettin
Koca'yı eleştirince ve Kemal Kılıçdaroğlu da onu örnek alınca
ortaya bu komedi çıkıyor işte...
Yılmaz Özdil demişken...
Adam ne yapmış biliyor musunuz?
AK Parti dönemindeki sağlık sistemini gömerken, AK Parti'den önceki
sağlık sistemini övmüş. "Yahu hangi kıt akıllı Kemal
Kılıçdaroğlu'nun SSK Müdürü olduğu dönemi över" diyebilirsiniz
ama Yılmaz Özdil yapmış vallahi!
Neyse ki o dönemin görüntüleri hâlâ hafızalarımızda
taptaze...
İnsanların sabah namazı ile birlikte hastane kuyruğuna girdiği,
hastaların kuyrukta can verdiği o günleri unutmak mümkün değil.
Yılmaz Özdil'in övdüğü o günlerle ilgili asla unutamayacağım bir
anımı yazıp yazıyı noktalayacağım...
Rahmetli eniştem Mehmet Kutlay gırtlak kanseri olmuştu. Hastaneye
başvurduktan iki yıl sonra normal yemek borusunu çıkarıp yerine
suni yemek borusu taktılar.
Ama nasıl bir takmaysa...
Yediği her lokma soluk borusuna kaçıyordu... Bir gece yine böyle
bir durum olunca hastaneye götürdük apar topar. "Adam
boğuluyor, yardım edin!" diye bağıra bağıra acilden içeri
girdik.
Sonuç mu?
Soluk borusuna kaçan lokmayı çıkarmak için 6 ay sonraya randevu
verdiler! Çaresizlik içinde ne yaptık biliyor musunuz? Ablam acilin
ortasında eniştemi yere yatırdı, temizlik görevlilerinden temin
ettiği elektrik süpürgesinin hortumunu eniştemin boğazına sokarak o
lokmayı çıkardı.
Vallahi böyle, billahi böyle yani abartmıyorum...
6 aylık randevu döneminde eniştemi tedaviye çağırmadılar.
Ölümünden 6 yıl sonra "Hadi gel seni tedavi edelim" diye
yazı gönderdiler...
Yılmaz Özdil denen zavallı işte bu dönemi AK Parti'nin dönemi ile
kıyaslıyor. İnsan kör olunca, görmek istemeyince veya birine kara
çalmayı kafasına koyunca böyle sefil hâle gelebiliyormuş demek
ki...
İnanın bunları görünce, "Allah'ım beni bunlar gibi
yaratmadığın için sana şükürler olsun" diyorum.
Çünkü bunlar koronadan beter birader!