Süleyman Özışık soruyor; Kim gazeteci kim yandaş?
Türkiye gazetesi yazarı Süleyman Özışık, Ahmet Hakan'ın CHP'nin danışmanı gibi davrandığını iddia etti..
Türkiye gazetesi yazarı Süleyman Özışık, Ahmet Hakan ve bazı
Sözcü yazarlarının CHP'nin danışmanı gibi davrandıklarını
belirtti.
Süleyman Özışık, "Lafa gelince biz "yandaş", Ahmet Hakan tarafsız
oğlu tarafsız oluyor"ifadelerini kullanarak hangi yazarların nasıl
birer yandaş olduklarını köşesinde tek tek açıkladı..
İşte Süleyman Özışık'ın bugünkü yazısından bir bölüm:
Kim gazeteci kim yandaş?
Ahmet Hakan son günlerde işi gücü bıraktı, CHP'nin neyi yapıp neyi
yapmaması gerektiği konusunda bir danışman gibi çalışmaya
başladı.
Özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başlattığı "Zina" tartışması
konusunda yazdıkları yandaşlığın nasıl yapıldığını göstermek
açısından okunmaya değer.
"Ey iktidar muhalifleri" diye başladığı yazısında şu uyarılarda
bulunuyor:
"Cumhurbaşkanı Erdoğan istiyor ki... 'Zinayı savunanlar' ile
'Zinaya karşı çıkanlar' arasında şöyle güzel, şöyle sert, şöyle
etkili, şöyle kuvvetli bir tartışma çıksın.
Eğer iktidar muhaliflerinin bir teki bile... Zina tartışmasına
girmezlerse... Zina tartışmasına yüz vermezlerse... Ne girmesi! Ne
yüz vermesi! 'Zina' kelimesinin 'z'sini bile telaffuz etmezlerse...
Zina konusu, kursakta bir heves olarak kalır..."
Ertesi gün arayan CHP Sözcüsü Bülent Tezcan kendisine âdeta
teşekkür edercesine, "Uyardığın iyi oldu. Bu konuya girmeyeceğiz"
diyor. Hakan bu meseleyi de bir müjde gibi okurlarına sunuyor.
Lafa gelince biz "yandaş", Ahmet Hakan tarafsız oğlu tarafsız
oluyor.
Sadece Ahmet Hakan mı?
Yeniçağ isimli gazetenin yazarlarına lütfen ama lütfen şöyle bir
göz atın. Adamlar Meral Akşener'in mitinglerini takip etmekle
kalmıyor. Düşmüşler Akşener'in peşine, beraber sinema, tiyatro,
opera, bale ne varsa gezip duruyorlar.
"Akşener'le sinemada buluştuk ve izlediğimiz filmden anladık ki İYİ
Parti iktidara çok yakın"dan başka yazdıkları bir şey yok.
Mesele Erdoğan'dan veya Bahçeli'den açılınca âdeta hortlak görmüşe dönmeleri de başka bir konu. Cumhurbaşkanı Erdoğan için, "AKP genel başkanı", Bahçeli için ise "MHP Müdürü" diyerek kendilerini tatmin ediyorlar.
Bu arkadaşlar da kendilerine "tarafsız gazeteci", bize "yandaş
yalaka" diyor.
Sözcü gazetesindeki yazarçizer takımının da onlardan eksik kalır
yanı yok.
"Ben PKK'nın yerinde olsam ramazan ayında saldırırım" diyen de bu
gazetede, AK Partililere "Bidon kafalı", "Göbeğini kaşıyan adam"
diye her türlü hakareti eden de...
Hele içlerinde şizofrenik ruhlu biri var ki inanamazsınız.
Çevreden duyduğu ne kadar manyakça dedikodu varsa köşesinde toplayıp okurlarına yazı diye sunuyor. Hepsini gerçekmiş gibi yazdıktan sonra yazının sonuna, “Acaba doğru olabilir mi?” diyerek kenara çekiliyor.
Her iki-üç yazasından birinde "Fuat Avni"cilik oynamayı da ihmal
etmiyor.
"Saray'a yakın bir kaynağım var" deyip duruyor. Evi saraya yakın
olan birinden bahsediyor herhâlde! Çünkü Saray dediği yerde
kendisini adam yerine koyup konuşacak kimsenin olmadığı aşikâr.
Süleyman Özışık'ın yazısının tamamı için tıklayın