Süleyman Özışık mahallenin sanatçılarını topa tuttu!
Türkiye gazetesi yazarı Süleyman Özışık bugünkü yazısında iktidara yakın görünen sanatçıların seçim dönemlerinde ortada görünmediğini fakat sonrasında belediye etkinliklerinde boy gösterdiklerine dikkat çekti.
15 Temmuz'da darbeye karşı direnenlerin halk
olduğunu ve 15 Temmuz'da gıkı çıkmayan sanatçıların 15 Temmuz
etkinliklerinde yüklü paralarla belediyelerde konser verdiğine
dikkat çeken Süleyman Özışık, seçim döneminde bu
sanatçıların tamamının teneşir uykusundaymış gibi davrandığını
belirtti.
Süleyman Özışık bugünkü yazısında mahallenin sanatçılarını adeta
topa tutarken "Külliye'deki davete göz attım, hemen hepsi
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile çekildiği fotoğrafları
paylaşıyordu.
15 Temmuz haftasını geride bıraktık.
Kimi belediye ve teşkilatların düzenlediği etkinlik
takvimine göz attım. Darbede ve seçimde gıkı çıkmayan sanatçıların,
bu etkinliklerde yüklü paralar karşılığında sahne aldığını
gördüm.
Bu mudur arkadaş?" dedi.
İŞTE SÜLEYMAN ÖZIŞIK'IN O
YAZISI
Geçtiğimiz günlerde alışveriş yaparken bir
vatandaş yolumu kesti. Nasıl hiddetli, nasıl öfkeli
anlatamam...
Kolumu tuttu, bırakmıyor!
"Eskiden bu meselelere değiniyordun. İçimizde olup yanımızda
olmayanları, AK Parti'yi bir rant merkezi olarak görenleri, mücahit
davasını müteahhit davasına çevirenleri ve haksızlığa uğrayanları
dile getiriyordun. Üzerinde bir baskı var ise bilelim ona göre
umudumuzu keselim. Baskı yok ise bunları yazmak senin namus
borcundur" diye azarladı...
"Baskı yok elbette. Seçim sürecinde yazmaya imkân olmadı. Yeniden
yazmaya başlarız" diye sakinleştirmeye çalıştım.
Kolumu bırakmadan, "Aç o görüntüleri tekrar izle" diye sarsmaya
devam etti. "Hangi görüntüleri?" diye sordum.
"Darbe gecesi cadde ve sokaklardaki arabalara bak. Gariban
insanların dişiyle tırnağıyla kazandığı Doblo, Kartal, Şahin,
Renault gibi eski model ve ucuz arabaları göreceksin. Bir de darbe
sonrası, hele hele seçim sonrası Külliye'nin önüne gelen arabalara
bak. Her biri 1 milyonluk ultra lüks arabalara rastlayacaksın"
dedi.
Sahi ya!
Buna kaçımız dikkat etti?
Darbe gecesi kim ne yaptı hiç soruşturduk mu? Bugün Külliye'nin
verdiği resepsiyonlardan eksik olmayan sanatçı ve kodamanlar darbe
gecesi neredeydi hiç merak ettik mi?
Darbecilerin önünü kesen, tankların altında parçalanan bir tane
lüks araba gördük mü? Mahalle sakinlerinden oluşan sıradan halkın
dışında kaç iş insanı, kaç sanatçı meydanlara indi, kaçı tanklara
ve namlulara göğüs gerdi?
Neredeyse hiçbiri...
Peki ya sonra?
Yani darbenin bastırıldığı günden sonraki dönemde kaç tanesi kaçıp
kalabalıkların arasına karıştı. Kaç tanesi halkın arasında selfie
çekip ortadan kayboldu? Erdoğan'ın Kısıklı'daki evinin önünde, on
binlerin toplandığı meydanlarda kaçı sahneye çıkıp nutuk attı?
Hepsi...
Yakın zamanda bir seçim atlattık. Tepeden tırnağa Erdoğan
nefretiyle dolu kimi sanatçılar sosyal medyada demediğini
bırakmadı. Kimi Muharrem İnce'yi, kimi Meral Akşener'i
destekleyeceğini söyledi.
Hatta bazı sanatçılar, Selahattin Demirtaş için reklam filmi
çevirip, HDP'ye methiyeler düzdü. Tamamı ağız birliği etmişçesine,
Erdoğan ve ona oy veren seçmenlerden hesap soracağını söyledi,
hakaretler savurdu.
Peki bizim mahallenin sanatçıları ne yaptı?
Birkaç tanesi hariç, tamamı teneşir uykusundaymış gibi davrandı.
Âdeta "üç maymun"u oynayanlar oldu.
Külliye'deki davete göz attım, hemen hepsi Cumhurbaşkanı Erdoğan
ile çekildiği fotoğrafları paylaşıyordu.
15 Temmuz haftasını geride bıraktık.
Kimi belediye ve teşkilatların düzenlediği etkinlik takvimine göz
attım. Darbede ve seçimde gıkı çıkmayan sanatçıların, bu
etkinliklerde yüklü paralar karşılığında sahne aldığını gördüm.
Bu mudur arkadaş?
Bizim yerli ve millî sanatçılarımız bunlar mıdır yani? Kahır
zamanlarında, cefa zamanlarında etliye sütlüye karışmayan, sefa
zamanlarında ortaya çıkıp cukka için kırk göbek atanlar mı bizim
sanatçılarımız?
Düşünün ki bir belediye düzenlediği etkinlikte Aleyna Tilki, Nuri
Alço ve dansöz Asena’ya yer veriyor. “Askerin kafasını kestiler”
diyen Aleyna Tilki’yi sağ tarafına alıp sırıta sırıta poz
veriyor.
İş buraya kadar geldi düşünebiliyor musunuz?
El üstünde tutulan sadece bu tip sanatçılar mı dersiniz?
Değil…
Türkiye'nin dört bir yanında düzenlenen kitap fuarlarının davetli
listesine bakıyorum. Bazı AK Partili belediyeler, Erdoğan'dan
nefret eden ve AK Partililere âdeta pislik muamelesi yapmaktan geri
durmayan sanatçıları en baş sıraya yazmış.
Bir yandan "Yerli ve Millî" diyoruz, diğer yandan yerlilikle ve
millîlikle zerre-i miskal alakası olmayan, hatta yerli ve millî
olanlara burun kıvıran sanatçı ve yazar bozuntularını baş tacı
ediyoruz.
Bizim en büyük sıkıntımız ne biliyor musunuz?
Nasıl oluyor, neden oluyor bilmiyorum ama geçmişi ve geçmişte
yaşadıklarımızı çabuk unutuyoruz. En çok bu sanatçıların CD’lerini
alıyor, en çok onların filmlerini dizilerini izliyor ve en çok bu
yazarların kitaplarını alıp okuyoruz.
İçimizde olup, yanımızda olmayanları, içimizde olup yanımızda
olanlardan üstün tutuyoruz. Dünümüzü unuttuğumuz için yarınlarda
sıkıntılar yaşıyoruz.
Galiba bunun için "zorunlu dün dersi"ne ihtiyacımız var.