Süleyman Demirel öldü bir dönem resmen kapandı

9. Cumhurbaşkanı Demirel 91 yaşında, tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi ve Türkiye siyaseti bir rengini daha kaybetti.

'Çoban Sülü', 'Morrison Süleyman', 'Su müdürü', 'Barajlar Kralı', 'Bir bilen' ama hepsinden daha çok 'Baba' lakabıyla akıllara kazınan 9. Cumhurbaşkanı Demirel 91 yaşında, tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi ve Türkiye siyaseti bir rengini daha kaybetti.

Türkeş, Ecevit, Erbakan ve hatta Kenan Evren'in ardından Demirel de yaşama veda etti; Türk siyasetinde bir dönem resmen kapanmış oldu.

12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 darbelerinde Başbakanlık'tan ayrıldığı için "şapkayı alıp gitmek"le eleştirilen, iktidara geliş süreçleri için "Altı kez gittim, yedi kez geldim" diyen, "Yollar yürümekle aşınmaz", "Dün dündür, bugün de bugün", "Benzin vardı da biz mi içtik" sözleriyle unutulmayan Demirel'i anımsatan başka cümleler de var elbett.

12 Eylül 1980 öncesinde koalisyon ortağı olduğu ülkücülerin karıştığı cinayetleri soran gazetecilere  "
Bana 'sağcılar adam öldürüyor' dedirtmezsiniz" diye yanıt vermesi mesela...

Mayıs 1980'de Çorum'da Alevi mahalleleri basılıp 57 kişinin katledildiği günlerde "Çorum'u bırakın Fatsa'ya bakın" demesi mesela...

1979 yılında Başbakan Bülent Ecevit'i darbe sonrasında katledilen Şili Devlet Başkanı Salvador Allende'ye benzeterek "Bunların sonu da Allende gibi olacak" demesi mesela...

Susurluk Skandalı patlak verdikten sonra Güneydoğu'da faili meçhuller, köy yakmalar, illegal operasyonlar kamuoyu tarafından bilinir olduktan sonra "Devlet bazen rutinin dışına çıkabilir." demesi mesela...

12 Mart 1971 darbesinin ardından Deniz GezmişHüseyin İnan ve Yusuf Aslan'ın idamı talebine 27 Mayıs darbesi sonrası asılan Adnan MenderesFatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'a karşılık görerek "üç, üç" diye tempo tutan Adalet Parti'li milletvekilleriyle birlikte "Evet" demesi mesela...

* * *

Herşeye rağmen "renkli" kişiliği, "mizahi" üslubu, eleştirilere dahi zekice ve bilgi donanımını gözler önüne seren yanıtlarıyla Demirel Türk sağına ve Türkiye siyasetine damgasını vuran bir isim oldu.

Onun ölümü sadece bir "eski" siyasetçinin ölümü değil, Türkiye siyasetinde bir dönemin de resmen sona erdiğini ilan eden bir kayıp olarak okunmalı.