Şule Yüksel Şenler'in esin kaynağı meğer bir Hollywood yıldızıymış!
Yeni Şafak gazetesi yazarı Özlem Albayrak, Şule Yüksel Şenler'le 2010 yılında yaptığı görüşmeden ilginç notlar paylaştı.
Vefatıyla birlikte büyük üzüntü duyduğumuz Şule Yüksel
Şenler'le ilgili bilmediğimiz yeni şeyler öğreniyoruz köşe
yazarları anılarını anlattıkça.
Mesela Özlem Albayrak yazmasa bilmeyecektim hala...
Başörtü mücadelesinin sembol isminin başını örtme şekli
üzerine bu kadar düşünüp, ilk olarak bir Hollywood yıldızı olan
Audrey Hepburn'den esinlendiğini.
Valla şaşırmadım dersem yalan olur.
İlginç bir öyküsü varmış bunun. Özlem Albayrak bu öyküyü
Yeni Şafak'taki köşesinden şöyle anlatıyor:
"Ben tesettür meselesini ilk olarak Bediüzzaman Hazretleri’nin ‘Risale-i Nur’larında Hanımlar Rehberi’ndeki tesettür bahsinden öğrendim".
AUDREY HEPBURN MODEL OLDU
"Şöyle bir önden bağlayıp oradan buradan saçları çıkan ve başlarını bir türlü tam örtemeyen aşağılık kompleksi içinde bir kitle vardı şehirde de köyde de. Ben bu ihtiyacı hissedince bilhassa şehirli hanımlarımızın ve kızlarımızın bunların çoğu imanlı pırıl pırıl insanlar. Ama bu kompleksten dolayı buna kalkışamıyorlar, ben bu tabuyu yıkmak istedim" diyen Şenler, ilk modelini şöyle anlattı:
"Ben dedim öyle bir şey olmalı ki, hem ben öyle örtüneyim, hem beni örnek alacak olanlar, hem modern, hem şık zarif, hem de İslami olan bir şeyi kabul edebilecekleri bir şeyi, ben onlara takdim edeyim ve bu şekilde ilk önceleri yarım olarak örtüyordum, önden saçlarım görünüyor arkadan bağlıyordum. O arkadan bağlamayı da çok yanlış ele aldılar. Bir kere bir yerde söyledim tamamen aldı yürüdü, çünkü kendimde kendimin de bir modern bir şey bulma çabam vardı o zamanlar. Bu Audrey Hepburn’ün bir filminde görmüştüm, aynen böyle ama saçları görünüyor arkadan bağlamış. Dedim bu çok modern bir şey. İlk önce kendim de yarım örtündüm. Daha sonra tam örtünmeye karar verdim."
TESETTÜR DEJENERE OLDU
Şenler, gelinen noktada yaşadığı üzüntüyü ise şöyle anlattı:
"Bazı tek tük uygulamaların haricinde ben hayal bile edemezdim böyle bir gelişmeyi ve bugün caddeler dolusu, meydanlar dolusu, iş yerleri dolusu, okullar dolusu, her yerde görmekle o bahtiyarlığımı size anlatamam. O mevzuya ayrıca geleceğiz, gelmek istiyorum. Bir yandan böyle bir mutluluk bahtiyarlık yaşarken bir yandan da çok üzüldüğüm taraflar var, çünkü çok dejenerasyona uğradı. Fevkalade dejenere oldu ve tesettürün içi boş kaldı. Ben bundan büyük acı duydum, tabii halen de duymaktayım ama yine inanıyorum ki hanımlarımız kızlarımız bu devre bir geçiş devresidir daha bir toparlanacak daha şuuruna varacak benim arzum bu tabii.."