Sözcü'nün bu yaptığı gazetecilik mi yani?

Ondan sonra da "Sözcü ve Çölaşan namuslu gazeteci" diyebiliyorlarsa midelerine bir baktırıversinler...

ADNAN BERK OKAN

Az sonra okuyacağınız haberi Sözcü’den alıntıladım.
Bakın nasıl:
Önce manşetini vereyim:

"Devlet PKK'nın elindeki polisin maaşını kesti."

Neymiş?..
"Devlet PKK'nın elindeki polisin maaşını kesmiş"miş...
Yani...
(Habere göre) Polis memuru görev başındayken terör örgütü tarafından kaçırılmış;
Devlet buna karşılık memurunu kurtaracağına ona verdiği maaşı keserek kendi parasını kurtarmış(!)...
Allah aşkınıza söyler misiniz?..
Benim anlayışım kıt mı ki manşetten bunu anlıyorum?..
Yoksa bu manşeti atanların ahlâkları mı kıt?..
Büyük ihtimalle ikinci şık oğru çünkü manşet açıkça devletin nasıl da "vicdansız" ve hatta ahlâksız olduğunu savunuyor...

Habere devam ediyorum:

"Van'da 9 Eylül 2011'de PKK'lıların kaçırdığı polis memuru Nadir Özgen'in maaşı dondurulunca ailesi mağdur oldu. Neredeyse bir yıldır oğlundan haber alamayan baba Hidayet Özgen, oğlunun kaçırılmadan önce çektiği kredinin taksitlerini ödeyemediğini söyledi. Özgen için endişelenen aile, "artık oğlumuzu kurtarsınlar"
dedi.

Buyurun efendim...
İşte Sözcü'nün yaptığı gazetecilik bu!..
Yönlendirme, tahrik etme amacıyla haberi tahrif etme…

Sözcü
'de çalışan arkadaşlarımın, kardeşlerimin emeklerine saygısızlık etmek istemiyorum...
Ama...
Metin Yılmaz'ı da tam 47 yıldır tanıyorum...
Bu tarz asla Metin'in tarzı değil, olamaz da...
Bu tarz; Emin Çölaşan'ın tarzı...
Yani...
Sözcü'de manşetlerin Yılmaz veya ekibinden birinin değil Çölaşan tarafından atıldığının kanıtı...

Haberin devamını okudunuz...
Maaşın kesildiği falan yok...
"Dondurma" var ama bu dondurmanın nereden kaynaklandığı da haberin aslını (DHA) okuyanlar anlamıştır
Yani haberin aslı bu maaş dondurulma olayının bürokratik gerekçesini de açıklıyor...
Ama...
Sözcü haberi DHA'dan aldığı gibi verirse okurunun üzerinde hükümete düşmanlık yaratacak bir etki oluşturamayacağını bildiği için ne yapıyor?..
Haberin başlığını:
"Devlet PKK'nın elindeki polisin maaşını kesti" diye veriyor...



Başbakan'a edilen küfürler...

Dün sabah saat 8.15 seferini yapan Pendik - Yalova arabalı vapurunda bir okurun tepkisi üzerine haberin farkına vardım...
Haberi birlikte yolculuk ettiği arkadaşına okuyan bir vatandaş; Başbakan'ın bütün sülalesine öylesine ağır küfürler savurdu ki çevredekiler başlarını çevirip bakmak zorunda kaldılar...
Yurttaş oralı bile olmadı ve arkasından Maliye ve İçişleri Bakaları’na küfürler yağdırdı...
Müdahale etmek zorunda kaldım...
Gemiden indiğimizde kendisinden kamu adına şikâyetçi olacağımı söyledim...
Benden cesaret alan birkaç kişi daha müdahale edince küfürbaz pabucun pahalı olduğunu anlayıp özür diledi...

Ama be arkadaş...
Olmaz yani...
Olmamalı...
Bizler gazeteciyiz;

Başbakan'ın dostu da değiliz, düşmanı da...
Ortağı da değiliz, rakibi de...
Bizim işimiz kamuoyunu yönlendirmek değil doğru bilgi sahibi yapmak...
Bizim işimiz kamuoyunu siyasal iktidara veya muhalefete karşı tahrik etmek değil;
siyasal iktidara veya muhalefete karşı bilinçlendirmek...

Hâsılı...
Emin Çölaşan ve SÖZCÜ zihniyetini eleştirdiğim için bana hakaret ve küfür yağdıranlara Sözcü'nün dünkü nüshasının arka sayfasındaki haberi okumalarını tavsiye ederim…
Ve bir de DHA'nın geçtiği haberin aslını okumalarını...
Ondan sonra da "Sözcü ve Çölaşan namuslu gazeteci" diyebiliyorlarsa midelerine bir baktırıversinler...


Not:

Maliye Bakanı kaçırılan polisin maaşının kesilmediğini, kaçırıldığı tarihten itibaren bankaya ve kendi adına yatırıldığını ancak çekilme sürecinde PKK’lılar tarafından tahsil edilmesin diye blokaj uygulandığını açıkladı…

Haaa…
Şimdi de işin o boyutuna geleyim…
Tamam…

Belli ki maaş kesilmemiş…
Yani maaş konusunda bir sorun yok…

Ama be arkadaş…
Bu nasıl bir devlet ki, terör örgütü tarafından kaçırılan memurunun maaşını güvenli bir şekilde polisin ailesine ulaştıramıyor?...
Bu nasıl bir devlet ki kaçırılan memurunun maaşını terör örgütünden korumaktan aciz?..

Yani ey sevgili okur…
Tamam; Sözcü’nün yaptığı “gazetecilik” falan değil…
Ama…
Devletin yaptığına ne demeli?..
En iyisi bir şey demeyip sözü size bırakmalı