Sözcü gazetesini gerçekte kim çıkarıyor? Fuat Uğur sordu

Türkiye yazarı Fuat Uğur, Fehmi Koru'nun, daha önce Sözcü'ye ilişkin yazdıklarına gülüp geçtiğini fakat şimdilerde daha önceki yazılarını ciddiye almaya başladığını belirtti.

Sözcü gazetesine yönelik eleştirilerini sürdüren Türkiye yazarı Fuat Uğur, "Sözcü gazetesini gerçekte kim çıkarıyor? Ertuğrul Akbay ve Junior Akbay kim ya da kimlerin adamı." diye sordu.  Sözcü hakkındaki ikinci davaya dikkat çeken Uğur, söz konusu isimlerin FETÖ’cü olmadıklarını herkesin bildiğini ifade etti. 

 "FETÖ zaten Uğur Dündar, Emin Çölaşan, Rahmi Turan, Soner Yalçın, Necati Doğru gibi isimleri örgüte almaz. Onları sadece kullanır." diyen Uğur, Türkiye gazetesinde yayınlanan belgeli haberden sonra Ertuğrul Akbay’ı  ayrı bir yere korduğunu ve o haberin kendisini çok şaşırttığını söyledi. Uğur, "Ben okuduktan sonra Fehmi Koru’nun bu baba-oğul AKBAY’ların “Cemaat” bağlantısıyla ilgili önceki yazılarını artık daha fazla ciddiye almaya başladım. Fehmi Koru, Cemaat’in hakiki gazetesinin SÖZCÜ olduğunu yazmıştı da hepimiz gülüp geçmiştik."dedi.

FUAT UĞUR'UN YAZISI

Bu sorunun yanıtını artık daha çok merak ediyorum.
Evet, Sözcü gazetesini gerçekte kim çıkarıyor, Ertuğrul Akbay ve Junior Akbay kim ya da kimlerin adamı.
Biliyorsunuz Sözcü hakkında açılan ikinci davanın en çok dikkat çeken yanı iddianamenin esasını oluşturan “FETÖ’cü olmamakla birlikte, FETÖ’ye bilerek ve isteyerek yardım etmek, destek vermek” cümlesi.
Burada defalarca yazdım ve söyledim. Söz konusu isimlerin FETÖ’cü olmadıklarını ben dâhil herkes biliyor. FETÖ zaten Uğur Dündar, Emin Çölaşan, Rahmi Turan, Soner Yalçın, Necati Doğru gibi isimleri örgüte almaz. Onları sadece kullanır.
Burak Akbay resmî sıfatıyla FETÖ soruşturması firarisi. Kaçıyor. Misal Cumhuriyet davasında gazetenin başındaki isim Akın Atalay paşalar gibi ülkesine dönüp yargılandı ve tahliyesini aldı. Ama o ortada yok.

ERTUĞRUL AKBAY’A ARTIK FARKLI GÖZLE BAKIYORUM
Lakin dünkü Türkiye gazetesinde yayınlanan belgeli haberden sonra Ertuğrul Akbay’ı da şimdi ayrı bir yere koyuyorum.
Türkiye’nin manşetindeki haberi görünce inanın donakaldım. Bu kadarını hakikaten beklemiyordum. Haberde Ertuğrul Akbay’ın, Erhan Başyurt, Mehmet Hanefi Sözen ve Adem Yavuz Arslan gibi azılı firari FETÖ’cülerle görüşmelerine yer verilmekteydi. Üstelik 15 Temmuz gecesi ve sonrası, hatta geçen ay; 18 Aralık 2108 tarihli bir görüşme bile mevcut. Konuşmalar dudak uçuklatan cinsten.
Yazışmalarda neler olduğunu isteyenler Türkiye gazetesinin internet sayfalarından girip okuyabilir.
Ben okuduktan sonra Fehmi Koru’nun bu baba-oğul AKBAY’ların “Cemaat” bağlantısıyla ilgili önceki yazılarını artık daha fazla ciddiye almaya başladım. Fehmi Koru, Cemaat’in hakiki gazetesinin SÖZCÜ olduğunu yazmıştı da hepimiz gülüp geçmiştik.

ERHAN BAŞYURT’UN ÖRGÜTTEKİ YERİ
Neyse, asıl merak ettiğim kişi Erhan Başyurt. Bizim Ümit Akdemir’i arayıp sordum:
“Başyurt’u ben Bugün gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni olarak biliyorum. Ertuğrul Akbay ve firari oğlu Burak Akbay ile görüşüp örgütün medya ayağını kontrol edecek denli etkili bir adam mıdır?”
Ümit gülerek “Ben hiç şaşırmadım abi” dedi. Neden?
Anlattı.
“FETÖ birtakım elemanlarını örgüte hiç bulaştırmadan steril olarak yetiştirdi. Bu türler genellikle parlak, zeki ve sosyal olarak kıvrak olanların arasından seçildi. Erhan Başyurt da onlardan biri. Tıpkı Tarık Toros gibi. Onlar aslında OPERASYON elemanıdır ve örgütün DERİN adamlarıdır. Sen hani darbe girişiminden önce DC rumuzu vererek DERİN CEMAAT demiştin ya, bunlar onlardan.”

“BAŞYURT FETÖ’NÜN DERİN OPERASYON ADAMIDIR”
Bugün gazetesinin başında olmak kamuflaj yani.
“Aynen öyle. Ben bu adamı geçmişten tanıyorum. Bir ara Cihan Haber Ajansının başına getirildi. Hatta Erzurum’a geldiğinde yapılan bir toplantıda bunun ne kadar zeki olduğunu gördüm. Ama fazla dikkat çekmesin diye geri çektiler ve CHP’lilerle, beyaz Türklerle ilişki kurmaya yönlendirdiler onu. Medya operasyonları Faruk Mercan ile birlikte ona soruluyordu. Faruk Mercan’ın beş kitabı Aydın Doğan’ın yayınevi Doğan Kitap’tan çıktı hatırlarsın. Türkiye’de yayınlanan belgelerde dikkat edersen Başyurt’ın sürekli olarak Burak Akbay ile ilişkide olduğunu anlıyoruz ve darbe gecesi Akbay’a neden sustuklarını soruyor. Buradan zaten onun operasyonları yönlendiren adam olduğunu fark ediyoruz.”
Ertuğrul Akbay’ın gazetesi Sözcü, dün Türkiye gazetesinde yayınlanan FETÖ firarileriyle olan konuşma belgelerini inkâr etti ve sahte olduklarını ileri sürerek suç duyurusunda bulundu.
Ama savcılıktaki başvurusunun daha mürekkebi kurumadan elinizdeki gazeteden okuyacağınız üzere Erhan Başyurt’un diğer firarilerden Ergun Babahan ile yaptığı yazışma ortaya çıktı. Üstelik bu yazışmanın belgesi videolu çekimle yayınlandı ki sahte olduğu iddialarına başvurulmasın.
Bunu 17-25 Aralık öncesinden başlayarak çamur, iftira atıp yalan haberlerle ve yazılarla kişileri itibarsızlaştırmanın şampiyonu olan Sözcü’nün sahibi Ertuğrul Akbay’ın yapması hakikaten ironik.
Yalan, iftira, inkâr=FETÖ plus SÖZCÜ..
FORMÜL yukarıdaki gibidir.
Fehmi Koru’nun deyimiyle kadrosuna kattığı ve kendisini kamufle edecek CHP+ATATÜRKÇÜ TESCİLİ olan KIYICI yazarlarıyla bir yandan hükûmeti itibarsızlaştıracaklardı, diğer yandan da iktidarı destekleyenleri.
Dedik ya formül hep aynı; yalan, iftira, inkâr…

FETULLAH’IN BYLOCK İTİRAFI
Sizler muhtemel ki izlemiyorsunuz ama Ümit bana gönderiyor, haberdar oluyorum bu Fetullah iblisinin ne konuştuğundan. Hatırlayacaksınız darbe girişimi sonrası BYLOCK bombası ortaya çıktığında ve tüm bu zamazingoyla keklik gibi yakalandılar. Fetullah iblisinde şafak attı tabii. O vakitler bir konuşmasında “Bay bay mı, baydal mı ne, güya onu kullanıyormuşuz” diye sözüm ona sarakaya alıyordu.
Peki, SONDAN İKİ ÖNCEKİ VİDEOSUNDA ne diyor biliyor musunuz İblis kendisini dinleyenlere?
Mealen yazıyorum:
“Hani bir telefonda haberleşme sistemi vardı BYLOCK diye. SİZLER ONU KULLANDINIZ. Ama sistemi yanlışlıkla telefonlarına indiren binlerce insanı da yaktılar.”
İşte böylesine inanılması güç bir kriminal zekâları vardır FETÖ’cülerin. Bizim Cem’in deyimiyle bu Kemalistleri yamulttular. Yamulanlar da şöyle bir teori geliştirdiler, sanki gerçekmiş gibi:
“Zamanında Erdoğan bunları kullandı bizi tasfiye etti. Biz de bunlarla iş birliği yapıp Erdoğan’ı indirelim.”
Her tarafı dökülen dört dörtlük bir geri zekâlılık içeren bir teori bu.
Yaptıkları tüm aptallıklarının sebebi de bu ne yazık ki.
Erdoğan FETÖ’yü de yamultunca MÜTTEFİKLERİN de şaftı kaydı.
Sözcü’yü kuranların amacı belli ama bu gazeteyi okuyan ve orada yazan saftorikler bakalım ne zaman anlayacaklar acı gerçeği.