Soner Yalçın'a kızdı Özkök'e sert çıktı

Vatan gazetesi yazarı Reha Muhtar, bugün köşesinden kendisi ile ilgili çıkan haberler hakkında Hürriyet'in eski genel yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök'e sert çıktı.

GAZETECİLER.COM - Vatan gazetesi yazarı Reha Muhtar, bugün köşesinden kendisi ile ilgili çıkan haberler hakkında Hürriyet'in eski genel yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök'e sert çıktı.

SONER YALÇIN'IN CEVABI GECİKMEDİ!

Medya haber yapmasa da Reha Muhtar'ın çocuklarının annesi Deniz Uğur'la ilişkisini konuşuyor.

Dün bu sayfalarda Reha Muhtar'ın çocuklarının annesini evinden kovduğuyla ilgili bir haber yer aldı.

Odatv.com ilke gereği insanların özel hayatlarını yazmıyor. Ancak burada özel bir durum vardı. O da sanatçı Deniz Uğur'un erkekler tarafından hep travmalara uğratılmış yaşam hikayesiydi.

Eşi öldürülmüş, aşık olduğu adam tarafından terk edilmiş ve sonra da çocuk verdiği erkeğin onu evden attığı konuşulmuştu.

Bu artık toplumsal bir olaydı. Adı olan, sanatçı olan, kendi emeği karşılığı ekonomik bağımsızlığı olan bir kadının başına bile neler geldiğini göstermesi açısından bir haberdi.

Reha Muhtar haberimizle ilgili yazılı bir açıklama gönderdi. Haberin her cümlesinin yalan olduğunu belirtti. Biz haber doğru veya yalan tartışmasına girmeyeceğiz. Biz Reha Muhtar'a inanmak istiyoruz. Reha Muhtar çocuklarının annesini, anneannesini, çocukların dadısını evden kovmadıysa biz bundan mutlu oluruz.

Kendisi ve ailesi hakkındaki haberlerin nedeninin Soner Yalçın ile girmiş olduğu poliemik olduğunu ileri süren Muhtar, Yalçın'ı Hürriyet gazetesinde yazmaya ikna eden Ertuğrul Özkök'ü sert bir dille eleştiriyor ve "senin ailen, karın, kızın yok mu?" diye soruyor.

İşte Muhtar'ın Soner Yalçın'a kızıp Ertuğrul Özkök'e yüklendiği o yazıdan çarpıcı bir bölüm:

Birkaç gün önce, bugünlerde "yalan yanlış ipe sapa gelmez haberler"in bana da teğet geçtiğini yazmıştım...

Ama bu kadar şerefsizce yapılacağını tahmin etmemiştim...

Türk basınında insanları ve söylediklerini itibarsızlaştırmak için her türlü yalanı, riyakarlığı, pespayeliği ve haysiyetsizce saldırıyı "haber adı altında" yapan Soner Yalçın diye bir kişi var...

Sitesinde beğenmediği, çıkarlarına uymadığı, çatıştığı ve sindirmek istediği insanları, yalan haberlerle çamur atılarak susturuyor ve seslerini çıkartamaz hale getiriliyor...

***

Hiç utanmadan, hiç sıkılmadan dün pisliklerini, şerefsizliklerini benim evimin içine sokmaya çalışmış...

Benim evimden beraber yaşadığım insanı attığımı eve polis geldiğini utanmadan, sıkılmadan, haya ve ar damarı çatlamadan yazmış...

Ona şöyle söyleyeyim:

Eve gelen polisi veya evden atıldığını söylediği ailemi eğer gösteremezse adi, yalancı, haysiyet ve onur düşmanı bir şerefsizdir...

Bu kişiyi Hürriyet gazetesinde "tarihçi" diye alıp istihdam edip, bugünlere kadar desteğini esirgemeyen Ertuğrul Özkök'e şimdi soruyorum:

Bu mudur senin gazetecilikte, aile değerlerinde, yalan ve iftirada ve haysiyet cellatlığındaki etik ölçülerin?..

Senin ailen yok mu Ertuğrul Özkök?..

Senin kızın yok mu?..

Senin karın yok mu?..

Senin evin hakkında böyle riya ve yalan dolu bir yayın yapılsa hangi tepkiyi verirsin?..

Şerefsizliğe paye vermek midir gazetecilik, habercilik ve basın özgürlüğü?..

Yalanlarını ailenin içine rezilce ve hiçbir ahlaki değer taşımadan sokmaya kalkan bu namus cellatları, eve geldiğini söyledikleri o polisi ve atıldığını söylediği kadını gösteremediklerinde şerefsizliği kabulleneceklerdir!..

Bu şerefsizliğin, aileye yönelik bu namussuzluğun davasını ve hesabını en ağır şekilde sormazsam benim adım Reha Muhtar değil!..

Reha Muhtar'ın yazısınınn tamamını okuyabilirsiniz.