Siz gazeteci misiniz, yoksa emir eri mi?
Uğur Dündar'ın kağıda kaleme sarılması mesela.. Fatih Altaylı yine öyle, not almaktan heba oldu maşallah! Çok mu hoştu bu görüntüler?
Başbuğ'un hafta için basının karşısısına çıktı, gündemi değerlerdi. Burada yaşananlar ve Başbuğ'un açıklamalarıda medyaya malzeme oldu. Kimleri konuşmayı değerlendirdi, kimleri orada yaşananları...
İşte bunlardan biri de
İnternethaber Genel Müdürü Hadi Özışık oldu.
"Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un
karşısında oturup, ilkokul öğrencileri gibi, sürekli not alan kelli
felli ne kadar gazeteci varsa, hepsi o günahı işledi siz hiç merak
etmeyin!" diyen Özışık "Siz gazeteci misiniz yoksa emir eri mi?"
diye sordu
(..) atv'nin tepe ismi
Fuat Uğur, Başbuğ'un doğum gününü kutladı diye
"günahkar" oldu. Kimi "büyük
yazar"lar, ayıp karşılamışlar Fuat'ın
"insani" davranışını!
Arkadaşlar... O günü tartışacaksak, Fuat listenin çok çok
gerisinde kalır inanın! Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un
karşısında oturup, ilkokul öğrencileri gibi, sürekli not alan kelli
felli ne kadar gazeteci varsa, hepsi o günahı işledi siz hiç merak
etmeyin!
Uğur Dündar'ın kağıda kaleme sarılması mesela.. Fatih
Altaylı yine öyle, not almaktan heba oldu
maşallah! Bir başkasının, ağzı açık halde İlker Paşa'yı
dinlerken, sürekli kafa sallaması ya da...
Çok mu hoştu bu görüntüler?
Uygar ülkelerde bu görüntülere rastlamak mümkün
mü?
Ben 25 yıldır gazetecilik yapıyorum, böyle bir şeyi ne duydum ne de
gördüm! Savaş hali dışında hiçbir uygar ülkenin
medyası, bir askerin konuşmasını 2.5 saat boyunca canlı
yayımlamaz!
Dünyada bunun benzeri bir uygulama yoktur!
Medyamız bu konuda bir ilki gerçekleştirmiştir!
Çok basit bir soru soracağım; Ertuğrul Özkök'ün, Sedat
Ergin'in, Erdal Şafak'ın veya Uğur Dündar'ın tam 2,5 saat boyunca,
basın toplantısı izleme lüksü var mı?
Yok!
Bu insanların kafasını kaşıyacak zamanı yok çünkü biliyorum.
O halde neden?
Savunma muhabirlerinin yapacağı görevi, genel yayın yönetmenleri
ile Ankara temsilcileri neden yaptı?
"Davet geldi, gittik!" diyecekler...
Başka da söyleyecek sözleri yok çünkü....
O zaman bizim de şunu sormaya hakkımız var:
"Arkadaşlar siz gazeteci misiniz yoksa emir eri mi?"
Başbuğ'un davet ettiği gazeteciler arasında bir tek
fire çıkmaması, bu soruya verilecek en güzel cevaptır bana
göre!
Yanılıyor muyum?
Ha bu arada, o toplantının 2,5 saat sürmesi, Başbuğ'un suçu değil.
Bizim medya tayfası, toplantının süresini 1,5 saat olarak
belirleyen İlker Paşa'ya abuk subuk soru sorarsa, toplantı
değil 2.5, on saat bile sürer!