Şirin Payzın: 'Medya toptan saygınlığını kaybetti'
Gazeteci-Program Yapımcısı Şirin Payzın, Türk medyasının durumunu değerlendirdi. Payzın, "medyada saygınlığımızı toptan kaybettik" dedi.
Payzın medya siyaset ilişkisini değerlendirdiği programda çarpıcı açıklamalar yaptı. Deneyimli gazeteci, programında söylediği "yanlış değerlendirilmekten korkuyorum" sözüne açıklık getirdi. Payzın; "Ne bir alimim ne de teoloğum dinle ilgili soru sormak hassasiyet gerekiyor. Programda ilahiyatçı hocalarımız vardı. Onların yanında kötü bir duruma düşmek istemezdim. Soru sorduğunuz için sanki fikrim böyleymiş gibi değerlendiriliyor. Bu çok yanlış... Bu ülkede soru sormayı unuttuk. Herkes soru sorduğunda cephesini belirliyormuş gibi algılanıyor. Her programda aynı anda 'bölücü, cemaatçi, darbeci, ergenekoncu' oluyorsun. Çok kolay linç edilebiliyorsunuz. Söylediğiniz cümle bambaşka yerlere çekiliyor. Bu nedenle değerlendirme yapmaktan korkuyorum." ifadelerini kullandı.
'HİÇBİR PARTİNİN SEÇMENİ DEĞİLİM'
Programda bugüne kadar hiçbir partiye oy vermediğini de açıklayan Şirin Payzın, Ak Parti'yi de muhalefet partilerini de eleştirdiğini söyledi. Payzın; "Ben televizyoncuyum. Hiçbir partinin seçmeni değilim. CHP'yi de Ak Partiyi de eleştiriyorum. Gazeteci olarak mesafemi korumam gerektiğini düşünüyorum.. Muharrem İnce ile yaptığım röportaj yüzünden acayip eleştiri aldım. O gün Ak Partili biri olsaydı karşımda ona da aynı soruları sorardım." dedi.
'İNSANLARIN KENDİLERİNE KURDUKLARI ZİHİN KALIPLARI VAR'
Türkiye'deki "Mahalle Baskısı" konusunu da değerlendiren Şirin Payzın, insanların kendilerine kurdukları zihin kalıpları olduğunu belirtti. Payzın; "Mahalle baskısı olduğunu düşünüyorum. İnsanların kendilerine kurdukları zihin kalıpları var. Onların dışına çıkması çok zor oluyor. Kendilerini modern olarak tanımlayanlar kendilerini bu baskının altında gördüğünü söylüyor. Türkiye zor bir ülke... Belli kalıplar içinde yaşıyoruz ve bunları kırmak da kolay olmuyor."
90'LARDA YAPAMADIĞIMIZ YAYINLARI BUGÜN YAPABİLİYORUZ
Ak Parti iktidarıyla 90'larda yapılamayan yayınların yapılabildiğinin altını çizen Şirin Payzın, önemli tabuların yıkıldığını ifade etti. Payzın şunları kaydetti; "Ak Parti'nin çıraklık dönemini çok iyi olduğunu düşünüyorum. Gerçekten muhafazakârların eski sosyalistlerin de olduğu bir temsil gücü vardı. Bu da sosyal hayata yansıdı. Tabuları konuşabilecek duruma geldik. Önemli tabular kırıldı. 1990'larda bugün yapamadığımız yayınları yapabiliyoruz. Ermeni soykırımını tartışabiliyoruz. Kandil'e gidebiliyoruz. Kürt sorununu konuşabiliyoruz bu önemli. Gerek eğitimde, gerek iş dünyasında kadınların ön plana çıkması çok daha önemli. O dönem mağdur olanların bugün başka mağduriyetleri görmezlikten gelmesinin yanlış olduğunu düşünüyorum. Bu anlamda istediğim yayınları yapabiliyorum. Medya her zaman sansür sıkıntısı yaşadı. Dindarları temsil eden basın organları da özgür olacaktı. Tam bir basın özgürlüğü sağlanacaktı. Başörtülü sunucular da olacak. Ermeni ve kürt meselesini de konuşacağız. Bunları yapabildik. Ama kronikleşmiş sorunlarımızı halledemedik medya olarak."
'MEDYA KÜRT MESELESİNİ SAVUNMAKTA ÇOK GERİDE KALDI'
İşinden ayrılan gazeteciler içinde yorum yapan Şirin Payzın, belli konularda konuşmakta özgür olduklarını ama her şeyi tartışamadıklarını iddia etti. Payzın; "Hükümetin 'gazetecilerin yazıp yazamamaları benim sorunum değil, patronlar bana yaranmak istiyorlarsa bunu yapmasınlar' diyorsa. O zaman başarılı bir hükümettir. Meydanlarda gazeteleri hedef göstermesi normal bir şey değil. Belli konuları konuşmakta özgürüz. Ama her şeyi tartışamıyoruz. Bence hepimiz aynı sepetin içindeyiz. Bütün basın camiası olarak Kürt meselesini savunmakta çok geride kaldık. Aslında bütün dünyada medyada sorun budur. Türkiye'ye özgü bir sorun değil. Hükümetlerin kendilerini bu meseleden ayrıştırması gerekiyor. Yazılan en sert yazıları bile siyasetçilerin yararına olduğunu düşünüyorum. Sürekli pohpohlanmak doğrudan insanı yanlışa götürür." dedi.
'MUHALEFET VE İKTİDAR GAZETECİLERİN ÜZERİNDEN ELİNİ ÇEKSİN'
Gazetecilik mesleğine önce gazetecilerin sahip çıkması gerektiğini belirten Şirin Payzın, muhalefet kavramının içinin boşaltıldığını söyledi. Payzın; "Muhalefet kavramının içi boşaltıldı. Türkiye'de çok güçlü bir iktidar var. Halkın çok büyük oyunu almış bir iktidar var. Dolayısıyla eleştiriler konusunda çok daha farklı normlar ile bakması gerekir. Kadınların daha çok sesi çıkmalı her bakımdan. Gazetecilik mesleğine önce gazetecilerin sahip çıkması gerekir. Bu meslekte önce muhabir olacaksınız, editörlüğü, prodüktörlüğü de bileceksiniz. Alaylı ya da okullu en önemlisi çekirdekten gelmeli. Medyada saygıyı toptan kaybettiğimizi düşünüyorum. Basındaki saygı meselesi Erdoğan özelinden tartışılmamalı. Son derece kamplaşma ve yakıcı üslupların olduğu ortada. Bu üsluptan vazgeçilmesi gerekir. Hem siyasetin dilinin hem sivil toplumun hem de gazeteciliğin dilinin yeniden ayarlanması gerekiyor. Gazetecilere gazeteciler sahip çıkacak. Muhalefet ve iktidar da gazetecilerden ellerini çekmeli artık."
'TARHAN'IN KURDUĞU PARTİ YENİ BİR PARTİ DEĞİL'
Programda muhalefet partilerini de eleştiren Şirin Payzın, CHP'nin kırması gereken kabukları olduğunu söyledi. Şirin Payzın Emine Ülker Tarhan'ın kurduğu yeni parti ile ilgili ilginç bir değerlendirme de bulundu: "CHP Türkiye'nin kurucu partisi. CHP'nin de kırması gereken kabukları var. Değişen dünyanın siyaseti de değişiyor. Ak Parti iktidara geldiği zaman doğan çocuklar bugün delikanlı oldu. CHP'nin hataları ve sevapları omuzlarında... CHP'nin sosyal demokrat kökenine dönmeli. Bu iktidar için de önemli. İyi bir muhalefet partisi olmalı. Partilerin gençleşmesi gerekiyor. Toplumu daha iyi okumak gerekiyor. Emine Ülker Tarhan henüz yeni bir parti değil. Yeni tabela asmak yeni parti yapmıyor sizi. Önemli olan zihniyetin değişmesi gerekir."
'ÇÖZÜM SÜRECİ AK PARTİ'NİN EN GÜÇLÜ İCRAATI'
Çözüm süreciyle ilgili de önemli açıklamalar yapan Şirin Payzın, Ak Parti'nin çok cesaretli adım attığını vurguladı. Payzın; "Ak Parti'nin en güçlü icraatı çözüm sürecidir. Başından beri de destekledim. Güneydoğu'da 90'lardan beri gençliğin nasıl değiştiğini gördük. Ak parti çok cesaretli adım attı. Bunu bizzat yerinde gözlemledim. Fakat 90'lı yılların hiçbirini aydınlatamadık. Fakat Ergenekon ve Balyoz dosyaları torba iddianamelerine dönüştü. Oysa 90'lı yıllardaki yüzleşme fırsatını maalesef kaçırdık. O dönemki faili meçhuller çözülmediği sürece hep çürük yapının üzerinde oturmaya devam edeceğiz. Ergenekon ve Balyoz davaları yüzünden çok isim mağdur oldum. 28 Şubat'taki darbe girişimi kadar 90'lı yıllardaki derin devletin kirli ilişkilerin ortaya çıkarılması gerekiyordu. Bunları söyledik çok eleştiri aldım. 90'lı yıllardaki örtülü ödenek paraları ne oldu? Bu sorunun cevabını bulmamız lazım." şeklinde konuştu.
'MADIMAK TİWİTİM YANLIŞ ANLAŞILDI.'
Paris'teki Charlie Hebdo saldırısının ardından yazdığı "Fransa'nın Madımak'ı" twitiyle ilgili de konuşan Şirin Payzın paylaştığı cümlenin yanlış anlaşıldığını belirtti. Payzın; "Madımak tiwitim yanlış anlaşıldı. Kadri Gürsel'in yazısının başlığıydı. Aslında ona alıntı yapmak istedim. O cümle benim değil, Kadri Gürsel'in cümlesiydi. Madımak'ın dinamikleri çok farklı... Çok değerli kültür adamları cayır cayır yakıldı. Bu karşılaştırmayı yapan ben değilim. Kadri Gürsel'dir. Bugün Madımak Türkiye'nin en büyük acılarından biridir."