Sina Koloğlu kazandı çünkü...

"hastalığın teşhisi bile belliydi; reyting uğruna bizi cani, sapık, geçimsiz, tutarsız, başarısız, parasız, iştahsız, huzursuz yapıyordu. İktidarlar da bundan pek hoşnuttu. İşleri kolaylaşıyordu."

Şimdi diyorlar ya toplumu bu hale getiren televizyon. Maraş, Çorum katliamları olurken özel televizyon mu vardı?

Böyle soruyor Milliyet gazetesinin televizyon yazarı Sina Koloğlu köşesinden.

"...‘özel televizyon’ devri başladı. İzlediklerimizle yaşadıklarımızı ayırt edemez olduk. Böyle olunca en kolay suçlayacağımız, karşımızda duran ekran oldu. Aynaya baktığımızı zannettik.

... televizyonu suçlu bulduk aynı trafik canavarı gibi. Çünkü 4 saat ve artısı olan zamanı paylaştığımız bu nesne, karşımızda bize her şeyi söyleyebiliyordu. Bizim aynamızdı. Orada anlatılanların hepsini sokağa çıkınca yaşıyorduk. Demek ki bizi bu hale getiren televizyondu?

Hatta hastalığın teşhisi bile belliydi; reyting uğruna bizi cani, sapık, geçimsiz, tutarsız, başarısız, parasız, iştahsız, huzursuz yapıyordu. İktidarlar da bundan pek hoşnuttu. İşleri kolaylaşıyordu."

Bu çok çarpıcı satırlar ile Özgecan Aslan'ın katledilmesinde suçu televizyonlara, dizilere, yükleyenlere yanıt veriyor gazetesindeki köşesinden ve günün kazananı oluyor...