Şık, Şener, Avcı, Babahan, Demirören ve Taraf...
Tarikatlara dokunmayın… Ancak… Yeni bir FETÖ belâsı yaşamamak için yasal düzenlemeler yapıp denetlenmelerini kolaylaştırın…
Yakın geçmişte biraz dolanalım mı?..
Tamam o zaman…
Haydi başlayalım…
* * *
Türkiye medyasında hepimiz biliyoruz ki; Nedim Şener ve Ahmet Şık, FETÖ’nün baskısı sonucu tutuklandılar…
Ve…
Yok yere…
Zerrece işlenmiş bir suçları olmadığı halde, aylarca hapis yattılar…
Hemen ardından Hanefi Avcı tutuklandı…
Suçu var mıydı?..
Yoktu…
Suçunun olması da gerekmiyordu…
Ceza kanunumuzda yazmıyordu ama…
FETÖ’cü çetenin savcı ve yargıçlarının yazılı olmayan ceza kanunu kitaplarında, “FETÖ’yü deşifre etmek” diye bir suç (!) tanımı vardı…
Ve…
Hanefi Avcı FETÖ’yü deşifre etmişti…
* * *
Bir süre sonra bu defa Ak Parti Hükümeti’nin en sıkı destekçilerinden biri olan Ergun Babahan çalıştığı gazeteden kovuldu…
“Ne olmuş kovulmuşsa?.. Kovulan ilk gazeteci Babahan değildi ki?..” diye soranlar olacaktır mutlaka…
Evet…
Haklı bir soru ama…
Unutmayın ki…
Babahan iktidarın en büyük destekçilerinden biri olan STAR’dan kovulmuştu…
Onun suçu neydi peki?..
Fenerbahçe’nin elinden alındığına inandığı şampiyonluğuna öfkelenmek…
Çünkü…
Babahan da pek çoğumuz gibi “şike” davasından Fetullah’ın sorumlu olduğunu biliyordu…
Ve o öfkeyle…
Şampiyonluk kupasını kucaklayan Galatasaraylılara hitaben…
Amaaaa….
Fetullah’ı muhatap alarak:
“O kupa Pensilvanya’ya girsin” diye yazdı tivitinde…
Veeee…
FETÖ’nün zirvesindeki Yerel Opus Dei tarafından kovduruldu…
Hem de…
Başbakan Erdoğan’ın samimi taraftarlarından biri olduğu halde kovduruldu…
* * *
O günlerde adı henüz “FETÖ” olmayan bu cemaat holdingin asıl amacı güç gösterisi yapmaktı…
Çeteye yönelik eleştirel seslerin yükselmesinin önüne, “muhtemel eleştiricileri korkutarak” set çekmekti.
Hâsılı…
Önce Nedim Şener ve Ahmet Şık…
Sonra Hanefi Avcı hapse atıldı…
Ergun Babahan uzun zamandır dönemin başbakanı Erdoğan’a destek verdiği için sadece kovulmakla kurtuldu…
Ve…
Tabii ki ilerleyen yıllarda Babahan Feto’dan özür dileyip elini de öpünce, yeniden çetenin medyasında yazmaya başladı…
* * *
Bir başka korkutmaca Taraf üzerinden Erdoğan Demirören’e yöneltildi…
Nasıl mı?..
Erdoğan Demirören’i 40 yıl kadar önce bir işadamını öldürttüğü ve servetine konduğu yalanını “tehdit haber” olarak yayımlayarak…
Haber birkaç gün sürdü…
Ve…
Sonra kesildi…
Ve…
Demirören’in iki gazetesi (Milliyet ve Vatan.) birden Feto’yu koruyan, aleyhindeki iddialara karşı aklamaya çalışan haberler yapmaya başladılar…
* * *
Meselâ…
Milliyet’in etkin yazarlarından biri yazdığı ve yayımlanması için gazeteye gönderdiği makalesinin bir yerinde şöyle diyordu:
“7 Şubat 2012’de MİT Müsteşarına yapılan yargı operasyonu Başbakan’ı tutuklatmak amacıyla Cemaat tarafından düzenlendi”…
Veeee….
O yazı Milliyet’te yayımlanmadı iyi mi?..
Daha da öte geçti Milliyet…
Kadri Gürsel köşesinde şunları yazdı:
“7 Şubat operasyonunun Başbakan’ı tutuklatmak amacıyla Cemaat tarafından düzenlendiğini iddia etmek aptallıktır”…
Bu demekti ki…
Demirören Medya Gurubu, 7 Şubat Yargı Darbesinin Cemaat tarafından düzenlendiğini ve…
“Başbakan Erdoğan’ı Tutuklamak” amacı taşıdığını kabul etmiyor…
Hatta…
Başabakan’ın da 7 Şubat’ın aslında kendisine yönelik bir operasyon olduğunu inandığı operasyonun FETÖ tarafından yapıldığını tartışılmasına bile izin vermiyordu…
Şimdi geleyim bu arşiv gezintisinin asıl amacına…
FETÖ tehlikesi hepimizin gözleri önünde geldi…
Kimimiz “bu tehlikeyi görün tedbir alın” diye bağırdık…
Kimileri ise “Tehlike falan yok… Bu bir hizmet hareketidir” diyerek “aaa cambaza bak!” modeli sergiledi…
“Bu tehlikeyi görün tedbir alın” diyenler haklı çıktı…
“Tehlike falan yok… Bu bir hizmet hareketidir” diyerek “aaa cambaza bak!” modeli sergileyenleri neredeyse tamamı FETÖ’cülükten tutuklanma talebiyle aranıyor…
Ve hepsi kaçak…
* * *
Daha önceleri “bu tehlikeyi görün tedbir alın” diyenler bugünlerde de “tarikatların ele geçirme tehlikesi” olduğunu yazıyor söylüyorlar…
Bu defa belli ki “tarikat” ile “cemaat” karıştırılıyor…
Cemaatlerin holdingleşmesi (Ki FETÖ oldu.) çok kolay…
Haliyle de holdingleşme sonucu devleti de ele geçirmek istediler…
Tarikatlar devleti ele geçirmek amacı taşımazlar…
Ve…
Bütün liberal demokrasilerde tarikatlar var, olmalı da…
Ancak…
Denetlemek şart…
Türkiye’yi yöneten sağ iktidarlar yıllarca denetimden kaçındılar…
Göstermelik müdahalelerle tarikatları yerin altına ittiler…
Yerin altına giren tarikatı ise samimiyetle denetlemek isteyenler de bunu başaramadılar…
* * *
Hâsılı…
Diyorum ki…
Tarikatlara dokunmayın…
Ancak…
Yeni bir FETÖ belâsı yaşamamak için yasal düzenlemeler yapıp denetlenmelerini kolaylaştırın…
Yakup MURAT