Sigara yoksa, muhabbet yok, kavga çok…
Engin Ardıç sigara yasağının, üretkenliği ve kahve kültürünü öldüreceğine inanıyor…
GAZETECİLER.COM - Analiz yazarımız Adnan Berk Okan’ı tanıyorsunuz sanırım
artık…
Geçenlerde “Çalışmak ve
aylaklık” üstüne küçük bir şirini okuduk…
Şöyle diyordu:
İkimiz birlikte
büyüdük…
Ben hep “Hayal”
ettim…
O hep yaptı…
Ben hayallerimin maketlerini
çizdim…
O gerçeklerini dikti…
Ben hep “aylağım”…
O hiç işsiz kalmadı…
Ben “ hayatı
yaşıyorum”…
O hep çalışıyor…
Engin Ardıç bu gün Okan’ın şiiri tadında bir yazı döktürmüş
Viyana’dan….
Bunun sigarayla ilgisi
yok
Derler ki, Viyana kahvelerini
Viyana kahvesi yapan, Yahudi aydınlardı. Adamların kökünü kurutunca
elde müşteri kalmadı.
Birkaç gündür Viyana'da o kahve
senin, bu kahve benim, dolanıp duruyorum. Kendi kendime
Griensteidl'da Karl Kraus ile laflıyor, Museum'da Elias Canetti'yle
şakalaşıyorum, Landtmann'da Doktor Freud oturuyor, Central'da
Stefan Zweig anlatıyor, derken kapıdan içeri kolunun altında yeni
resimleriyle Egon Schiele giriveriyor... Garsonu çağırıyorum...
Herr Ober, haben Sie den Herrn Klimt gesehen? Hayır, o bugün
uğramadı, mein Herr...
Bunların hepsi hayal. Viyana
kahvelerinin tadı yok, elmalı turta yemeyeceksen...
Nazi kalmamış artık, o "nursuz
ihtiyarlar" ortalıkta görünmüyorlar... Öyle ya, savaş bittiği gün
doğan çocuk bile şu anda altmış beş yaşından gün almış
bulunuyor...
Kahvelerde bol Japon turist...
Fazla takılmadan hemen bir şeyler içip kalkmak, bir an önce
gideceği diğer yerlere koşturmak üzere... Bir de karnı acıkanlar...
Kahveler lokantaya dönüşmüşler, dön dolaş gulaş.
Fakat "entellektüel" de yok.
Hawelka'da birkaç uzun saçlı zıpçıktı, o kadar.
Geleneği yaşatmaya çalışan birkaç
genç, ellerinde gazetelerin takılı oldukları sopalar, ciddi ciddi
okur gibi yapıyorlar. Ama o gazetelerde "Arşidük Ferdinand
Saraybosna'da vuruldu" ya da "Alman ordusu ülkemize girdi" gibi
haberler yok ki...
Gürültü yok, tartışma yok, kavga
yok, "muhabbet" yok...
Fakat sigara var!
Engin Ardıç sigara yasağının, üretkenliği ve kahve kültürünü öldüreceğine
inanıyor…
Ve devam ediyor:
Demek ki hayatın ilginç olmaktan
çıkmasının sigarayla ilgisi yok. Çağ değişmiş. Gerilim kalmamış
(geri kalmış ülkeler hariç)...
Politika da yok. Sol yok. Kimseyle
tartışmanın da gereği yok.
Haaa, bir de, herkeste para var
tabii artık! Bir kahve söyleyip onunla sekiz saat geçirmeye çalışan
çulsuz kalmamış buralarda!
Daha önce de yazmıştım, telefon
etmeye giren yok, telefon herkesin cebinde.
Kahve yaşıyor da, "kahvehane
kültürü" ölmüş...
Paris de böyledir. Hasan Bülent
Kahraman da geçen gün yakınıyordu...
Çünkü artık Paris kahvelerinde
üçüncü dünya ülkelerinin "oturduğu yerden ülkesini kurtarmaya
çalışan" ateşli öğrencileri de kalmadı...
Unutmayalım: Cinsellik de yok.
Karı kız da düşmez artık.
Bu ilginç, ilginç olduğu kadar da
cesur ve iddialı