Sibel Erarslan

Bu güzel, sevgi, saygı, hoşgörü ve dostluk dolu satırların sahibi kim mi?..

“Selamun Aleyküm” lafzı da benzeri bir travmayla malüldür. Ben 18 yaşıma kadar Selamun Aleyküm’ü, (tabiri affediniz) köylü dedelerin lisanındaki bir ifade olduğunu zannederdim. Toyluk, cehalet veya uzaklık ne derseniz deyiniz, ama pek çoğumuzun dünyasında böyleydi bu... İslami uyanış içinde ilk keşfedeceğim dersti Selam... Bundan sonrasında arkadaşlarımla karşılaştığımda ve onlardan ayrılırken hep o iyilik parolasına sarılacaktım... Hatta sadece barış parolası, işareti değildi artık Selam... Selam, Müslüman kimliğimin ana ekseniydi. Emanete, emniyete yaslanıyordu zira... Selam, ahlakın eseri, belirtisidir, İslam ahlakının, güzel ahlakın... Güler yüz, temiz niyet, halis bir karşılaşma, anlaşmaya açıklık, kibarlık, nezaket, arı duruluk gibi anlamlarıyla da düşünülmeli derim Selam için...”

Bu güzel, sevgi, saygı, hoşgörü ve dostluk dolu satırların sahibi kim mi?..

Söyleyeyim…

Star yazarlarından Sibel Eraslan…

Öylesine güzel anlatıyor ki “Selamun Aleyküm” sözünün erdemini; bayıldım…

Hatta…

Kendi seçmenlerine hitaben yaptığı siyasi konuşmalarda şiddetli ve aşırı öfkeli konuşan başbakan Davutoğlu’nun sadece ve sadece “Selamun Aleyküm” deyişine bakarak az biraz övse ble benim için yine de kazanıyor…

Not: Sibel Hanım umarım bir gün de Sayın Cumhurbaşkanı ve Sayın Başbakan’ın şiddet ve kavga dilini de eleştirir…