Sezen Cumhur Önal müzik piyasasını bombaladı
A Haber'de yayınlanan Selin Ongun'un sunduğu Bi Sormak Lazım programına katılan söz yazarı ve sunucu Sezen Cumhur Önal, Nilüfer'den Tarkan'a, Ajda Pekkan'dan Ömür Gedik'e müzik sektörüne dair sarsıcı eleştirilerde bulundu.
"Ajda ve Tarkan kendine Müslüman. Yaptıkları fasa fiso, kendin pişir kendin ye!Edirne'den sonra bunlara kapı sildirmezler" diyen Önal, "Nilüfer benim şarkımı okumasın... Binlerce şarkımı okudu bana ne ödedi? Kayahan çok haklı" ifadesini kullandı.
"Şarkı söylemek yan gelip yatma yeri değildir" diyen Sezen Cumhur Önal, "Sayın Başbakan ne diyor, işi ehline vereceksin. Aydın Doğan'ın müzik sektörüne girmesini komik" bulduğunu söyledi.
Albümü için 360 lira talep ettiği, geçen yıl İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'e yazdığı mektup için, "Konu para değil, helal süt emmiş herkese bu çağrıyı yapıyorum. Türkiye'de müzik bitmiştir...50 bin verelim dediler, niye alayım o parayı. Her şeyin bedeli var. Lady Gaga bizimkilerin yayınında melektir" dedi.
IMF Başkanı Christine Legarde'dan Fransa Ekonomi Bakanı iken mektup aldığını söyleyen Önal, "Eller benim kıymetimi biliyor. Ama memleketimde "Berkant ölmüş, Ömür Gedik baldırı çıplak sahnede 'money money' diyor, ayıp!" ifadesini kullandı.
İşte Sezen Cumhur Önal'ın anlattıkları:
NİLÜFER BENİM ŞARKIMI OKUMASIN
Nilüfer 16 yaşında bir kız. Hayatında hiç plak doldurmamış profesyonel olarak şarkı söylememiş. Bana bir arkadaş telefon etti, bir kız var böyle böyle meşhur olur mu? Ben altın mikrofon yarışmasında dinledim ve oyumu ona verdim. Güzel şarkı söylüyor ama 16 yaşında ve tecrübe, hayat tecrübedir. O dönmede nilüferi bana getirdiler. Dinledim beğendim, ona bir şarkı teklif ettim. Ama o şarkıyı ben daha evvel Neşe Karaböcek'e teklif etmiştim. Neşe Karaböcek o dönemde her yaptığı şarkı radyoda çalınsın çalınmasın, seviliyordu beğeniliyordu ve benim iyi dostumdu. Ben ona başka şarkılar da yazdım, Bu şarkıyı da teklif ettim. Dedi ki, Sezen Bey ben şimdi Avrupa'ya gidiyorum, kusura bakmayın çok yorgunum, biraz dinleneceğim dönüp geleyim bunu konuşuruz dedi. O Avrupa'dayken bana Nilüferi getirdiler. Yazdım, Geldi, girdik stüdyoya okudu. Okuyamadı. Çok ağdalı geldi. Bir dakika dedim, kızın kabahati yok, kabahat benim, çok genç. O şarkıyı söylemek için yıllarını vermesi lazım. Onu kaydettik orada kaldı. Ertesi hafta yeniden söz yazdım. Öyle girdik. Sonraki dönemde Neşe Hanım geldi. Bu Taka Taka adlı şarkıyı ben söylemek istiyorum, Avrupa'da dinledim, çok beğendim, bana yazın. Bu çok yanlış bir şey benim için. Kusura bakmayın dedim, önünü keseme, Yeni bir kıza okuttum verdim dedim. Enteresandı, 15 gün sonra Neşe Karaböcek'in plakçısı beni aradı dedi ki biz bunu yapacağız, başka söz yaz, başkası yazacağına sen yaz. Başka söz yazdım aynı şarkıya. Tutar tutmaz önemli değil.
YILLARCA SELAM VERMEDİ, ŞARKIMI NOSTALJİ ALBÜMÜNE KOYDU
Bir zaman sonra ben Nilüfer'i kaybettim. Ne bir aramak ne bir sormak, ne bir doğum günü ne hatırlamak, bir selam bir teşekkür bekliyor insan. Sonra günlerden bir gün nostalji bir albüm yapıyor ve benim şarkımı söylüyor. Benim bu şarkımın adı "Böyle Söylenmez"di. Ben o kırılasın diye "Seni" yaptım. Ama ben bir gün baktım dediler ki Nilüfer şarkını okudu. Biz izin almak, söylemek, bir davet etmek yok. Ben hiçbir şarkımı, Zeki Müren Bey dahil vermedim. Nilüfer'den de bir genç sanatçı olarak saygı bekledim. Benim şarkımı okuyorsun.
NİLÜFER ŞARKIMI MUSEVİ TÜRKÇESİYLE OKUDU, SES ÇIKARMADIM
Benim şarkımı Nilüferin okuyuş tarzı, Musevi Türkçesi. Onun süpervizörü de Nina Varol. Ben ona rağmen ses çıkarmadım yuttum. Bir teşekkür bekliyorum hanımefendi, yıllar geçti, bir gün arayın sorun. Ben çok hatır sayan bir insanım. Sizi meşhur eden bir insana, size hizmet etmiş bir kişiye, saygı veya selam bizim kültürümüzde, akidelerimizde var var. Bizim geleneklerimiz göreneklerimiz var, biz o kültürle büyüdük. Bana yol gösteren önümü açan herkese ben saygı göstermişim. Kusura bakmasın kimse, saygı bekliyorum. Ne zamanki hanımefendi bu şarkıyı okuyacak, beni arıyor, hanımefendi siz yıllardır neredesiniz, niye beni aramadınız. Evvela saygı bekliyorum.
BİNLERCE KEZ ŞARKIMI OKUDU, BANA NE ÖDEDİ?
Ben şairim, ozanım. Ben kırgınım. Başka bir dünyanın insanlarıyız biz. Onlar başka bir dünyanın insanları. Şarkı söylemek çok önemli bir şey. Sesi güzel olmak çok değerli bir şey. Allah onları övmüş de yaratmış. Ama evvela sayacaklar, hürmet edecekler. Yaş farkı var, akıl farkı var. Olmuyor, çok kırgınım. Hangi hakla, hangi yüzle... Hangi konserinde beni anons etti. Onu bırakın Telif diye bir olay var. İzinsiz, habersiz ne hakkınız var benim şarkılarımı kullanmaya. Binlerce konser verdi, binlerce defa şarkımı söylediler. Bana ne ödediler. Kim ne ödedi. Kayahan yaşıyor Kayahan çok haklı. Kırılmakta çok haklı. Her söyledikleri şarkının nağmesinde, her nefeslerinden çıkan o güzel seste bizim kelimelerimiz var.
AYDIN DOĞAN'IN MÜZİK SEKTÖRÜNE GİRMESİ KOMİK!
Türkiye'de müzik sektörü bitti. Unkapanı'nda plakçı dükkanları kapandı. Bir ünlü medya sahibinin 11 milyon doları battı. Gazete ilanıyla müzik satmaz. Aydın Doğan'ın müzik sektörüne girmesi komik. İşi ehline vereceksin diyor sayın başbakan.
SOYUNUNCA, DEKOLTEYLE HANIMLARIN SESİ Mİ GÜZELLEŞİYOR?
Acıyla inliyorum. Bunlar şarkı mı? Bunlar müzik mi? Müzik bir takım işidir. Biri besteleyecek, bizi yazacak, biri söyleyecek, biri çalacak biri aranjmanını yapacak. Gazete ilanıyla, televizyonda yayınlamakla müzik satar mı? İnşallah, Maşallah. Eyüp Sultan'a gidip kurban kesiyorlar. Benim kütüğüm Eyüp Sultan'da yazılı zaten. Neyi anlatıyorlar. Evvela bir şey yapacaksın, ondan sonra gidip Allah'ın huzuruna çıkacaksın, dua edeceksin, ibadet edeceksin, inşallah diyeceksin. Bu memlekette müzik var mı? Son bir yıl içinde hangi şarkıyı beğenip de, para verip aldınız. İnternetmiş şuymuş buymuş, hepsi palavra. Hepsi bahane. Şahane olan bir şey var. Bu işi beceremiyorlar. Soyununca, dekolte giyince hanımların sesi güzelleşir mi?
NİLÜFER'İN LONDRA'DA EVİ VAR, ÖNEMLİ OLAN ORADA ŞARKI SÖYLEMEK
Nilüfer Hanım'ın lorda da evi var. Londra'da ev almak önemli değil, Londra'da şarkı söylediğiniz zaman önemli. Gazetelerinin birinde okuyorum, Portofino'yu gezdim diyor, Portofino'yu anlatıyor. Portofino'dan parfüm almak ya da gezmek önemli değil, Şarkısını dinleme de önemli değil. Portofino'da şarkı söylemek önemli.
YUNANİSTAN'DA İNSANLAR AÇ, ALLAHIMA ŞÜKÜR SURİYE'DEN GELENLERİ BESLİYORUZ
Bu memleket dünyanın gözdesi. Yedi iklimin önünde. Yunanistan'da insanlar aç yatıyor, Çok şükür benim Allah'ıma ben Suriye'den gelen insanları besliyorum.
ŞARKI SÖYLEMEK YAN GELİP YATMA YERİ DEĞİLDİR
Bu çerçeve içinde baktığın zaman bu memlekette şarkı söyleyen şarkı söylediğini zanneden insanların başka görevleri yok mu? Bu bayrak altında, bu ülkenin toprağında yaşayacaksın, suyunu içeceksin, yemeğini yiyeceksin, yan gelip yatacaksın, parfümünü şampuanını alacaksın, tatilini Londra'da Cannes'da geçireceksin. Olmuyor. Bu yalnız kendine Müslümanlıktır.
İÇİŞLERİ BAKANI'NA PARA İÇİN MEKTUP YAZMADIM
Konu para değil, konu 45'liklerde küflenmekte olan şarkılarımın gündeme gelmesi. Ben helal süt emmiş herkese bu çağrıyı yapıyorum. Sizi yetiştiren kültüre, bu müziği dostlarımla rahmetli Berkant'la, rahmetli Ayten'le, Ferdi Özbeğen'le birlikte yaptık ve eserler çıktı ortaya. Bunlar küflenmesin, bunlar yeni gençliğin de dudaklarında, kalplerinde yer etsin diye ben müracaat ettim.
AJDA PEKKAN'IN, KIZIN BENİM ŞARKIMLA YILDIZI PARLAMIŞ!
Ajda Pekkan'la konuşmuyorum ben son zamanda. Haberim olmadan benim şarkımla yıldızı parlamış kızın. Evet yıldızı parlamış. Girin internete yazın bakın.Ona prestij getiren şarkıyı ben yazmışım.
PEKİ BEN NASIL YAŞAYACAĞIM? NASIL GEÇİNECEĞİM?
Niye alacağım 50 bin lirayı. Her şeyin bir bedeli var. Ben ne ile yaşayacağım. Yaptığım televizyon programlarıyla mı? Nasıl yaşayacağım. Bunlar benim eserlerim. Yeşilçam sineması bedava kullanmış. Benim haberim yok, biri izin alın jeneriğe adımı yazın. Bir şevk olsun. Bir ferahlık, bir huzur versin bana.
ELLER BENİM KIYMETİMİ BİLİYOR!
Eller benim kıymetimi biliyor. Bana sanat şövalyesi madalyası veriyor. Son dönemde Fransa cumhurbaşkanının Hollande'ın Fransa Kültür Bakanı'nın yazdığı mektup var, şu anda IMF'nin başındaki Christine Legarde'dın ekonomi bakanı olduğu zaman bana yazdığı mektup var
LADY GAGA BİZİMKİLERİN YANINDA MELEK
Lady Gaga bizimkilerin yanında melek, kadın önce kendi müziğini yapıyor, ondan sonra soyunuyor. Tamam, ne istersen yap. Gerçek bir şey var, dekoltenin müziğe faydası yok. Rihanna 200 tırla geliyormuş Türkiye'ye. 500 tırla gelse ban ne hangi müziği dillerde nağme, hangi müziği bu ülkenin gönlünde yer etmiştir.
EDİRNE'DEN SONRA BUNLARA KAPI SİLDİRMEZLER!
Ajda ve Tarkan kendine Müslüman, yalnız kendilerine hizmet ediyorlar. Bu memleket, memleket. Sanatçının memlekete faydası olacak. bu ülkenin bayrağını, ses bayrağını, Türkçeyi yurtdışında dalgalandıracak. Bitti bu kadar. Yaptıkları iş fasa fiso, kendin pişir kendin ye. Edirne'den sonra bunları tanıyan var mı? Kapı sildirmezler bunlara. Sizin şoförünüz, sizin kameramanınız, siz de dahil aynı işi Paris'te, Londra'da, İtalya'da yaparsınız. Yeryüzünde bir tek Türk şarkıcısı yok, bir tek Türk bestecisi yok.
BERKANT ÖLMÜŞ, ÖMÜR GEDİK SAHNEDE, "MONEY MONEY" DİYOR, AYIP!
Hürriyet Gazetesi'nde yazı yazan Ömür Gedik diye bir hanım var. Antalya Film Festivali'nde, benim çok değerli hürmet ettiğim insanlar orada ödül alıyorlar. Çıkıyor oraya bir ayağında pantolon var diğerinde yok. Baldırı çıplak, şarkı söylüyor "Money, Money". Aynı günlerde, 15 gün önce Berkant vefat etmiş. Berkant'ın seslendirdiği bir şarkı var, Samanyolu. Sanatın kutlandığı bir gecede, Samanyolu mu söylenir yoksa Money Money mi söylenir.