Şeytan Rıdvan nerede yanıldı?..
Yıllarca oynayamadın çünkü her maç sakatlanıyordun camdan bebek gibi ama oynayabildiğin sürece muhteşemdin…
Rıdvan Dilmen’le ilgili en iyi espriyi Cem Yılmaz'ın A.R.O.G filminde işittik...
Filmde, Arif (Cem Yılmaz) 1 milyon yıl öncesine döner…
Ve o dönemin bir futbol maçını izler sinema seyircisi…
Filmdeki izleyiciler ise 1 milyon yıl öncesinin insanları (belli ki evrim geçirmişler. Ha ha ha.. nasıl espri ama?)…
Arif’in takımı rakip kaleye doğru akmaktadır…
Top Arif’in ayağındayken birden Rıdvan Dilmen’i görürüz tribünlerde. “Bu gol olur” der…
Arif vurur ve gol…
Rıdvan’ın, TV ekranlarında gol öncesi söylediği ve pek de yanılmadığı o sözcük salondaki herkesi kırıp geçirmişti aklımızda kaldığı kadarıyla…
Ama…
Şeytan Rıdvan artık canlı maç yorumlamıyor…
Biten maç üstüne konuşuyor…
Ve bizce eski formunda değil…
Artık zaman dolduruyor…
“Program bitse de gitsem” havalarında…
Ve yanılıyor da…
Diğer futbol yorumcuları gibi (aslında hepsi gibi) o da “rotasyon” deyip durdu…
Bakın nasıl…
Rijkaard Denizli’yi ciddiye almadı. Aralarında çok güç farkı olduğunu düşünüyordu. Ve haksız da çıkmadı
Acayip bir rotasyon yaptı Rijkaard. Gaziantep deplasmanında savunmada oynayan dört oyuncuyu birden oynatmadı. Yetmedi orta sahadaki Ayhan’ı kenarda oturttu. Muhtemelen milli maç yorgunu olduklarını düşündü. Ve daha da önemlisi Denizlispor’u ciddiye almadı.
Maçın başında insanlar tam “bu kadar da olur mu?” demeye hazırlanıyordu. Çünkü sadece savunma yapan Denizlispor’a karşı Galatasaray pozisyon üretmekte zorlanıyordu. Cılız bir kontrataktan bir de gol yiyince “böyle rotasyon olur mu?” tepkisi hızla yükselmeye başladı. Tam bu sırada Denizlispor anlamsız bir penaltı yaptı. Ve ilk yarı 1-1 sona erdi.
Sevgili Rıdvan futbol bu işte…
Yıllarca oynayamadın çünkü her maç sakatlanıyordun camdan bebek gibi ama oynayabildiğin sürece muhteşemdin…
ABS frenleri olan ilk Türk futbolcusuydun…
Tüy gibi vücudunla 60 km hızla giderken birden durabiliyordun…
Arkadan gelen pehlivan tipi Türk futbolcuları haliyle senin gibi fren(!) yapamayıp yanından hızla geçip gidiyorlardı…
Şimdi diyorsun ki: “Denizlispor anlamsız bir penaltı yaptı”…
Bütün penaltılar anlamsızdır Rıdvan!..
Anlamlı penaltı nasıl olur ki?..
“Penaltı” dediğin, (eğer kazmanın biri kullanmazsa) % 100 goldür…
Yapan futbolcunun göreceği kart da çabası…
Bu nedenle penaltılar farkında olmadan yapılır…
Önemli olan, o futbolcuyu penaltı yapmaya zorlayan rakip takım oyuncularının becerileridir…
Ona bakarsan Keita’ya yapılan penaltı da anlamsızdı…
Oysa Galatasaray takımının bu sene çok penaltı kazanacağını geçtiğimiz hafta da sen söylemiştin ama bu hafta penaltıları beğenmedin…
Galatasaray’ın en zengin kadroya sahip takım olduğunu söyleyen de sendin, bu hafta geçen hafta oynayan 6 futbolcunun takımda yer almayışını eleştiren de sen…
Milli maçtan dönenler oynamadıysa, Ayhan’dan ve Hakan Balta'dan daha uzun süre oynayan Arda niye sahadaydı?..
Servet niçin tribünde bile yoktu da Gökhan kulübedeydi?..
Sabri, Gaziantep maçında ağaca çıkar gibi rakibinin üstüne çıkıp penaltıya sebebiyet verdiği için kulübeye alınmış olmasın sakın...
Ki onun yerine oynayan Uğur mükemmeldi…
Bence Rijkaard, havadan oynayan Gökhan – Servet ikilsinin yerine, yerden, ayağa oynayan iki Emre’yi tercih etti…
Çünkü savunmadan çıkan toplarla, Netanya’yı topa tutan "İki Emreli" Galatasaray, Gaziantep maçını (Gökhan-Servet ikilisiyle) 3-2 zor kazandı…
Servet ve Gökhan'ın şişirdiği her top, duvar gibi ya rakipten döndü, ya rakipte kaldı.
Neyse…
Daha fazla Rıdvan eleştirisi yapmayalım şimdilik ve sizi sevgili kardeşimizin
Adnan Berk Okan
adnanberkokan@gmail.com