Seyirci isyan ediyor ama reytingler hiç de öyle demiyor!
Sabah yazarı Yüksel Aytuğ, bugünkü köşesini seyircilerin dizi isyanına ayırdı. İzleyiciler dizilerdeki silahlardan, çarpık ilişkilerden, mafyalardan bıktığını ve birçoğunun konusunun aynı olduğunu belirtiyor ama reytinglere de bakınca durum bambaşka bir hal alıyor.
İzleyiciler dizilerdeki konu sıkıntısı ve tekdüzelikten şikayetçiymiş. Sabah yazarı Yüksel Aytuğ bu yorumlara ayırmış köşesini...
Peki seyirciler böyle isyan ederken o zaman reytingler neden bambaşka bir vaziyette? Vurdulu, kırdılı, mafyalı denilerek eleştirilen dizi haftalardır reyting listesinde bir numara. Çarpık ilişki denilerek eleştirilen diziler reyting listesinde ilk 10'un ardına düşmüyor...
SEYİRCİNİN DİZİ İSYANI
Geçen hafta okurumuz Nurdan Çopur'un FOX'taki Ferhat ile Şirin
dizisini eksen alarak yaptığı "Dizilerde iki kardeş aynı kişiye
aşık olmasın artık" yorumu büyük ses getirdi. Pek çok izleyicimiz
dizilerdeki konu sıkıntısını ve tekdüzeliği eleştiren yorumlar
gönderdi:
* "Türk dizilerinin malum kaderi. Bir konu az biraz tutar. bütün
diziler aynı konuyu işler. Bu kısır döngüden çıkılamadı." (Figen
Ceylan)
* "Bu dizinin orijinalini ben yazmıştım. Böylesine saçmalıklar asla
yoktu. Tersine, dört ülkede geçer, derin bir Anadolu efsanesi olan
Yıldızname'nin günümüze uyarlanmasıyla başlar ve kendi felsefesiyle
yolculuğuna devam ederdi. Özetle; ciğer gitmiş ama tarifi bende
kalmış." (Murat Ceylan)
* "Vallahi ne mafyalar olsun, ne silahlar, ne de aşiretler. Kimin
eli kimin cebinde belli değil. İğrendik artık. Toplum da şaşırdı.
Bir sürü babasız çocuk, çarpık aileler..." (Dilek Atak)
* "Yeter artık yahu, bu nedir? Memlekette kız mı ya da erkek mi
kalmadı da iki kardeş aynı kıza ya da erkeğe aşık oluyor. Böyle
diziler çekerek Türk toplumunun ahlak yapısının temellerine dinamit
koyuyorlar. Tamam, anladık, böyle kepazelikler ve ahlaksızlıklar
yapanlar var ama bunu bütün toplumun geneline yaymak çok yanlış.
İşin korkunç tarafıysa, bir süre sonra bu durumun olağan
karşılanması." (Recep Bilir)
'Taklit dizilerden yorulduk'
Köşemizin gedikli okurlarından Haluk Zırh, geçenlerde yazdığım
"Diziler bizi yaşlandırıyor" başlıklı yoruma kendi bakış açısını
eklemiş:
"Günaydın Sayın Yüksel Aytuğ, yazdığınız gibi geleceğimiz olan
çocuklarımızın ders alabileceği, örnek olabilecek diziler
çevrilmiyor. Yeni başlayan ve başlayacak olanlara da bakıyorsunuz,
hepbi birbirinin taklidi, yani yeni bir şey yok maalesef. Örneğin
Azize, EDHO taklidi bir dizi. Gençlerimize umut verecek, ufuklarını
açacak, aile sevgisini aşılayacak dizilere ihtiyacımız var."
'İnsanlar sınavla engelli olmuyor ki...'
Yüzde 69 fiziksel engelli okurumuz İbrahim Halil Durgan geçen yıl
da bu dönemler engellilerin sorunlarını içeren bir yazı ile
huzurlarınızdaydı. Engelliler Haftası'nı yine boş geçmemiş:
"İşverenler, engelli personel alırken bile önümüze engeller koymayı
ihmal etmiyorlar. Lütfen iş ilanlarına bir göz atın, hemen hemen
hepsinde 'Yoğun iş temposuna uyum sağlayabilecek' niteliği
isteniyor. Sıfır empati ve tavan yapmış bir para hırsı.. Yahu bu
insanlar engelli statüsünü sınavla kazanmıyor ki. Hatırlatayım:
engellilik durumu doğuştan gelir veya sonradan geçirdikleri bir
kaza ya da hastalık sebebiyle zorunlu hayat arkadaşı olur
insanlara... Yazacak o kadar çok şey var ki ama yazmakla çözüm
bulunamıyor. Yine de bir umut işte. Engelsiz bir yaşam
dileğiyle..."
Engelliler Haftası'nda TRT Müzik kanalının muhteşem programı
Engelsiz Sahne'ye de seyirciden teşekkür var. Kıdemli
okurlarımızdan Mustafa Ertuğrul yazmış:
"Dün akşam ailecek izlediğimiz Engelsiz Sahne (Sizin sayenizde) o
kadar etkiledi ki anlatamam. Yıldız Kartal hanımefendi hayata
tutunmanın ne demek olduğunu hepimize gösterdi. Ülkemde engellerin
ağır ağır kaldırıldığını görmek de çok güzeldi. Bağlantılar sonucu
göz yaşlarını tutabilmek mümkün değildi. Metin Özülkü beyin bu
programı uzun süre devam ettirmesi temennilerimle..."