Sevilay Yükselir'in sosyal medya yazısı olay oldu
Habertürk yazarı Sevilay Yükselir, "Bunu demek istemezdim ama ben devletin yerinde olsam tümden kapatırım 'sosyal' denilen mecraları." dedi
IŞİD'in Türk askeri olduğunu öne sürdüğü iki kişiyi vahşice öldürdüğü terör propagandası videosunu sosyal medyada dolaşıma sokanlara tepki gösteren Habertürk yazarı Sevilay Yükselir'in sosyal medya yazısı tepkilere neden oldu.
Sevilay Yükselir "Bunu demek istemezdim ama ben devletin
yerinde olsam tümden kapatırım 'sosyal' denilen mecraları. Çünkü
artık mesele özgürlükler konusunu falan geçti" dedi. Yükselir,
yazısında "Alenen iç savaş çığırtkanlığı yapılan bir anahtara
dönüştü. Halep’te yaşananlar ve geçen cumartesi günü Kayseri
saldırısı sonrası yapılan katliam çağrıları, saldırı ve savaş
davetleri o kadar açıktı ki anlık hamlelerle çok büyük kaosların
eşiğinden döndü Türkiye" ifadelerine yer verdi.
Sevilay Yükselir'in
Habertürk'te yayımlanan yazısı şöyle:
Sanırım genel gerginlikten, yaşadığımız atmosferin yükünden,
yoğunluğundan olsa gerek, bugünlerde uykudayken garip rüyalar
görüyor ve haliyle sabaha bayağı yorgun açıyorum gözlerimi...
Önceki gece gördüklerimse rüya falan değildi, kâbustu. O kadar kötü
bir gece geçirdim ki ertesi gün, birkaç saniyeliğine bile olsa o
gördüklerimi WhatsApp’tan yollayan arkadaşıma ağzıma geleni saydım.
Sonra da Twitter’da, vahşi DEAŞ’lıların Rakka’da yaptığı
barbarlığın görüntülerinin başkalarına ulaşımını, yayılmasını
engellemek için başlatılan girişime elimden geldiğince destek
verdim. Ve gerçekten de etkili oldu o gece bu konudaki
bütünlük.
Hemen her kesimden insanların katılımıyla IŞİD ya da DEAŞ
denilen alçak teröristlerin barbarlık görüntülerinin
yaygınlaşmasının önüne geçebildik. Geçebildik tabii de bu arada da
şunu bir kez daha gördüm ki, sosyal medya, özellikle Twitter
denilen mecrada iş gerçekten çığırından çıkmış durumda. Ve bu alan
artık bence fazla tehlikeli bir alan olmaya başladı. Resmen
provokasyona çağrı merkezi gibi bir işlev üstlenmiş durumda. Aklı
başında bir avuç insan olmasa emin olun o alanı kendi çıkarları
uğruna sorumsuzca kullananlar yüzünden bu ülkede millet birbirinin
gırtlağına çöker her daim.
Bunu demek istemezdim ama ben devletin yerinde olsam tümden
kapatırım “sosyal” denilen mecraları. Çünkü artık mesele
özgürlükler konusunu falan geçti. Alenen iç savaş çığırtkanlığı
yapılan bir anahtara dönüştü. Halep’te yaşananlar ve geçen
cumartesi günü Kayseri saldırısı sonrası yapılan katliam çağrıları,
saldırı ve savaş davetleri o kadar açıktı ki anlık hamlelerle çok
büyük kaosların eşiğinden döndü Türkiye.
Şimdi biliyorum ki, yukarıdaki paragrafta “Ben devletin
yerinde olsam kapatırım” ifadem üzerinden epeyce bir dayak
yiyeceğim. Sorun değil! Ben o dayakları yemeyi göze aldım. Çünkü
amacım gerçekten kapatılmasına önayak olmak falan değil. Amacım
Nasreddin Hoca meselesinde olduğu gibi önceden bir tokat atmak!
Çünkü gidişatın gidişat olmadığının farkındayım. Biliyorsunuz, daha
önce birkaç kez yazdım ben bu konuyu. Hatta Halep’te yaşanan
trajedinin sorumlusu olan Esad rejimi ve İranlı milisleri, Anadolu
Alevileriyle bağlantılı gösterip Alevilere katliam çağrısı yapan
bir akademisyenin nasıl bir sorumsuzluk örneği sergilediğini
aktardım.
O akademisyen çalıştığı üniversitede açığa alındı ve hakkında
başlatılan soruş- turma gereği gidip ifadede de verdi savcıya ama
bütün bunlar, iç savaş çığırtkanlığı yapan, alenen kaosa hizmet
eden bu gibi tipleri durdurmaya yeterli çözüm değil. Çünkü
Alevilere açık seçik öfke kusan ve yazdıklarıyla kendini takip
binlerce insanı peşinden sürükleyen o akademisyenin adı sanı kim
olduğu biliniyordu en azından. Ve devlet derhal gereğini yaptı ama
biliyorsunuz ya da bilmiyorsunuz özellikle Twiter’da yüz binlerce
insanların takip ettiği, kim dahi olduğu belli olmayan sahte
isimlerle fenomenleşmiş tipler var ve bunlara müdahale etmek de çok
kolay değil. Bazılarının Türkiye’de olup olmadığından bile emin
değiliz. Önceki akşam IŞİD’li alçakların yaptıklarının üzerine de
başka türlü bir davet yapıldı. Rakka’da, daha önce kaçırılan
askerlerimize yapılan barbarlık üzerinden, iktidara ve yandaşlarına
attıkları tweetler ile saldıran muhalif kitledeki bazı
provokatörler de az sayıda değildi.
Hülasa... Buradan çok açık bir biçimde uyarıyorum. Adeta
provokasyon merkezine dönüşmüş sosyal medyayla ilgili hepimiz çok
dikkatli, uyanık olmalıyız. Uyarı ve ihbar mekanizmasını çok iyi
çalıştırmalıyız bu birrr! İkincisi ise bu dönemde kendi
yazdıklarımızı da süzgeçten geçirmeliyiz. Birilerinin provokatif
olarak kullanımına müsait yorum ve mesaj kullanmamaya özen
göstermeliyiz. Hatta ve hatta mümkünse bir süre şu sıkıntılı dönemi
atlatana kadar bu alanlardan mümkün olduğunca uzak
durmalıyız...