Sessiz Milliyet'te Hasan Cemal 'Mert'lik yaptı
Nuray Mert konusunda dut yemiş bülbül rolü kesen Milliyet, hala bir açıklama yapmadı. Hasan Cemal ise bugün Mert'i yazdı.
Ama o ses yönetimden değil, gazetenin "vicdan" köşesinden geldi.
Hasan Cemal, Nuray Mert'in "dünkü" açıklamasını okuyunca bugün kaleme aldığı siyasilere dair yazısını yarıda kesmiş.
Sonra da Nuray Mert'e dair şu yazıyı kaleme almış.
HAYAL KIRIKLIKLARI
Bu yazıyı yazarken Nuray Mert'in internete düşen açıklamasını haber
verdiler.
Okuduktan sonra bu yazımı kestim.
Ve şu notu önce düştüm:
Hayal kırıklıkları...
Kırk yılı geçen meslek hayatımda o kadar çok yaşadım
ki bu duyguyu...
Cumhuriyet'teki genel yayın yönetmenliği yıllarımda tek tük de olsa
bazı arkadaşlarımı ben de işten çıkarmak zorunda
kalmıştım.
Sonra Sabah ve Milliyet'te bazı meslektaşlarımın işlerine son
verilirken seyirci kalmış ve bu sessizliğimden dolayı fena
halde rahatsız olmuştum.
Bunlar hayal kırıklıklarıdır.
Benim hayal kırıklıklarım...
KÖKÜ ANKARA'YA UZANIYOR
Evet biliyorum.
Bazen patron, bazen yönetici, öyle olur ki değişik
nedenlerle bir gazeteciyle, bir köşe yazarıyla artık
çalışmak istemeyebilir. Ama böyle örnekler günümüzde
çoğalıyor, gitgide sıklaşıyor. Ne yazık ki öyle.
Üstelik bu can sıkıcı örneklerin kökleri Ankara'ya kadar
uzanıyor. Siyasal iktidar odaklarından kaynaklanan farklı,
eleştirel seslere tahammülsüzlük, yazın bir
kenara, her geçen gün artıyor..
Bu hayra alamet değil.
KÖŞELER BOŞALIYOR
Haber kanalları ve gazete köşelerindeki yerlerini kaybedenlerin
sayısı çoğalıyor.
Son olarak Ece Temelkuran'la Mehmet Altan'dı. Şimdi Nuray
Mert de mi onlara katılmaya hazırlanıyor?..
DÜŞE DÜŞE YÜRÜYÜŞE DEVAM
Bugün varsın, yarın yoksun.
Not düşe düşe, yürüyüşe devam!
Tek çarem bu.
Yazmak, yine yazmak ve kendi doğru bildiğim değerleri yapayalnız da
kalsam savunmaya devam etmek...
Benim kendi hayal kırıklıklarımdan çıkarabildiğim ders bundan
ibaret.
Başka ne yapabilirim ki?..