Şeref Oğuz

Siyasi partilerin seçim vaatleri çok baştan çıkarıcı olabiliyor. Ancak ne yazık ki, bunların gerçekten mümkün olup olamayacağını iyi analiz etmek gerekiyor.

90'lı yıllarda Tansu Çiller "herkese iki anahtar vereceğim. Herkesin bir evi, bir otomobili olacak," sözüyle seçimi kazandıktan sonra yarattığı büyük ekonomik krizle, bırakın insanlara ev, araba verebilmeyi, halk borçları yüzünden elindeki evinden arabasından olmuştu. Bankalar borçları tahsil etmek için kapılara dayanıp insanların neyi var neyi yoksa almış, sayıs tapu bankaların eline geçmişti.

Hiçbir altyapısı olmayan bu seçim vaatlerinin insanları kandırmak için başarıyla kullanıldığına defalarca şahit olduk.

Sabah gazetesindeki 'Kaynaksız vaade noter çare midir?" başlıklı köşe yazısında Şeref Oğuz bugün seçim vaatlerinin hangi kaynağa dayanılarak dile getirildiğine bakmamız gerektiğini hatırlatıyor. 

Oğuz, CHP'nin emeklilere vaat ettiği her yıl fazladan iki maaş gibi vaatlerin kaynağının olmadığının altını çiziyor. Hatta Antalya'da düzenlen bir kongrede CHP'nin gerçekleştirme sözü verdiği projelerin toplam maaliyetinin Türkiye'nün tüm bütçesinin üç katı boyutunda olduğunu da vurguluyor.

Vaatler hepimize güzel geliyor ama gerçekçi olmadığında elimizdekileri de alıp götürdüğünü geçmişte sık sık yaşadık. Aynı tuzağa yeniden düşmeyelim.

Oktay İhsan /