Serdar Turgut'un Oray Eğin ve Ertuğrul Özkök korkusu
Habertürk yazarı Serdar Turgut, Metropolitan Müzesi Moda galasını izlemeye giderken Oray Eğin ve Ertuğrul Özkök'le karılaşmaktan korkmuş.
Manhattan'daki Metropolitan Müzesi Moda galasını
izlemeye gittiğini yazan Serdar Turgut, orada Oray Eğin ve Ertuğrul
Özkök'le karşılaşmaktan korktuğunu belirtti.
Serdar Turgut, bu korkunun nedenini şöyle anlattı:
"Oray’ı görmekten içki adetlerimi değiştirmeye zorlar ve beni
viski yerine 'mezcal’a alıştırır diye korkuyordum.
Özkök ise uzun yıllardır, bulunması gerekmeyen yerlerde
muhakkak bulunması ile meşhurdur ve ummadığınız anda karşınıza
çıkabiliyor. O ayrıca bulunmaması gereken her yere gitmekle de
kalmıyor gittiği her yerde en azından Lady Gaga kadar ilgiyle
karşılanmak ve fotoğrafının da çekilmesini istiyor. Bu trajik bir
şey ve beni de her defasında çok yoruyor bu yüzden onu da görmekten
korkuyordum."
İŞTE SERDAR TURGUT'UN O
YAZISI
Altı ay önce babam "Oğlum ikimiz de
insanları sevmiyoruz, eh dışarda da görecek fazla bir şey kalmadı,
ne dersin ikimizde bir yıl boyunca evlerimizden çıkmayalım var
mısın, bakalım hangimiz ilk önce delirecek onu da
görürüz" dedi.
Ben de bir hata yaptım ve bu öneriyi kabul ettim.
Hatam evde bu kadar uzun süre kalamayacağımı düşündüğümden
değildi. Babamın delirmesi mümkün değildi
çünkü o zaten had safhada delirmiş
haldeydi, tımarhanelik derecede
çıldırmış durumdaydı zaten. Onun bu yarışta kaybetmesine imkan
yoktu yani, bunu unutmuştum.
MANHATTAN'I ARTIK GÖRMÜYORUM
Altı ay su gibi akıp gitti. Evde canım
hiç sıkılmadı ama aynı şeyi karım Rana için söylemem mümkün
değil o benim devamlı evde bulunmamdan
pek hoşlanmışa benzemiyordu.
Geçen hafta bir ara "Yahu ben İstanbul'da
otururken bile Manhattan’ı daha fazla görüyordum şimdi trenle yarım
saat ötedeyim şehri nerdeyse hiç görmüyorum. Olacak iş
değil" dedim ve şehre inmeye karar
verdim. İnmişken bari bir şeyler de göreyim diye hakkında günler
öncesinden konuşulmaya
başlanan Metropolitan Müzesi
Moda galasını uzaktan seyredeyim
dedim.
ALLAH'TAN GELMEDİLER
Bu kararı aldım ama gitmeye de korkuyordum. Çünkü
orada Oray Eğin’i ve Ertuğrul Özkök'ü de
görürüm diye endişeliydim. Oray şehirde
böyle olayları zaten hiç kaçırmıyor. Özkök ise bu sene
teması 'Camp
stili' olan galaya geleceğini daha önce
yazmıştı.
Oray’ı görmekten içki adetlerimi değiştirmeye zorlar ve beni viski
yerine 'mezcal’a alıştırır diye korkuyordum.
Özkök ise uzun yıllardır, bulunması gerekmeyen yerlerde
muhakkak bulunması ile meşhurdur ve
ummadığınız anda karşınıza çıkabiliyor. Yıllar önce bu yüzden
onu Forrest Gump’a benzetmiştim.
Bu 'Camp' temasına
o da takıntılı aylar önce ona Susan
Sontag’ın 'Notes on Camp' adlı
makalesini okumasını önerdiğimi de unutmuş görünüyor.
Onu da bu yüzden MET’in önünde göreceğime emindim. O ayrıca
bulunmaması gereken her yere gitmekle de kalmıyor gittiği her yerde
en azından Lady Gaga kadar ilgiyle
karşılanmak ve fotoğrafının da çekilmesini
istiyor. Bu trajik bir şey ve beni de
her defasında çok yoruyor bu yüzden onu da görmekten
korkuyordum.
Neyse Oray 'mezcal’in ana vatanı Meksika'ya gitmiş Özkök ise
nedense gelmedi galaya. Onun galada
bulunmamasından Vogue’un ayın yönetmeni
Anna Wintour’un çok üzüldüğüne
eminim ben.
Aylar sonra Manhattan’ı gördüm yine anlamsız ve
sıkıcıydı. MET’in önü de benim gibi
şöhretli insanları görmek için can atan aptallarla
doluydu.
İstemeyeceğiniz kadar fazla meşhur insan da gördük.
SONUNDA LADY GAGA GELDİ
Lady Gaga geldi ve MET’in merdivenlerinde striptiz
yaptı. Üç ayrı kıyafeti üst
üste giymiş onları tek tek
çıkardı. Sonunda siyah külot siyah sutyen
siyah naylon çorap ve siyah çizmeleriyle kaldı
ortada. Dominatrix stili bu
olmalıydı.
Eğer bir gün Marvel bir
fetiş süper kahramanı çıkarmaya karar verirse o Lady Gaga
rahatlıkla olabilirdi o kıyafetiyle.
Peki o bunu neden yaptı diye sorarsanız iki cevabım
olacak:
1- Çünkü o Lady Gaga.
2- Bu seneki galanın teması ‘camp’ stili
yani zevksizliklerin, kural dışılıkların
abartılması olarak da anlaşılabilir.
Sonunda eve döndüğümde içimde büyük bir boşluk vardı. Sonra Türkiye haberlerini okudum içimdeki boşluk hissi daha da arttı. Şimdi yine bekliyorum babam da Ankara’da bekleyişini sürdürüyor. O benden çok daha mutlu çünkü tüm deliler hep mutludur ve ben de çok yakında acayip mutlu olmaya başlayacağımı hissediyorum.