Serdar Turgut'tan 'absürt siyaset'e 'absürt' analiz

"Son olarak harika bir keşfim oldu." diyen Turgut, bu keşfinin "fiziksel acı çekmeden ölmeyi başarmak" olduğunu ilan etti.

GAZETECİLER.COM

Kendine has mizah anlayışı ile okurun ilgisini çeken Habertürk yazarı Serdar Turgut, köşesinde siyasal gündeme inanılmaz absürtlük içeren bir dizi yorum yaptı.

"Son olarak harika bir keşfim oldu." diyen Turgut, bu keşfinin "fiziksel acı çekmeden ölmeyi başarmak" olduğunu ilan etti.

Turgut, köşesinde, devamlı okurlarının yakından tanıdığı babası Hamit Turgut'un da çok beğendiği ve desteklediği bu "acı çekmeden ölme" yöntemlerini ise bakın kendisini okuyanlara nasıl anlattı:

"Acı çekmeden ölme konusunda bir tür uzman olan ve farklı yöntemleri nedense kendi üzerinde değil de kendisiyle aynı yaştaki arkadaşları üzerinde deneyen babama keşfimi anlatınca çok memnun oldu.

Aslında iki yeni fiziksel acı çekmeden ölme yöntemi keşfetmiş durumdayım. Manevi acı tabii ki olacak ama o kadar da olur değil mi?

İkisi de sıkıntıdan ölme yöntemi içeriyor...

1- Koalisyon olasılıkları üzerine yapılan tartışma programlarını uzun süreli izlemek, insanı kesin öldürebilir. Bu programlarda siyaset uzmanı olduğu söylenen insanlar, olasılıkları alt alta sıralıyorlar. Söylenen birbirleriyle tıpatıp aynı.

Zaten 4 parti var ortada, ya o bununla ya da diğeriyle koalisyon yapacak; değişik bir şey söylemek mantıken mümkün değil.

Ortaya atılan fikirlerdeki ortak felsefe, “Halamın bıyıkları olsa amcam olurdu”dan ibaret. Ve sadece bunu söylemenin bazı kişileri fikir insanı haline getirmesine üzülüyor da insan.

Bu programlara benim hem halam, hem amcam, hem de bendeki halaları amca haline dönüştürmeye yarayan organlar kahkahayla gülüyor.

2- Eğer bu programları izlemek bir insanı sıkıntıdan öldürmeye yetmezse, o zaman bu ikinci yöntem kesin işe yarar. Abdüllatif Şener’in siyasi yorumlarını dinlemek, en sıhhatli bir insanı bile anında götürebilir.
Onun siyasi yorumlarının en kısası ortalama 2 saat sürüyor. Ben ilk 10 dakika içinde kesin öleceğinizi garanti ediyorum.

3- Bu ortamda insanın gözü Bekir Bozdağ’ı arıyor. Babam ve ben, onu kısa süreliğine de dinlemenin ölünecek en kısa yol olduğuna hemfikiriz.

4- Babamın arkadaşları ölebilir ama babam bunları dinlediği halde yaşamayı sürdürecek galiba. Çünkü bunları seyrederken hep içiyor. Seyretmese de içiyor ama bu ayrı ve çok farklı bir konu.
Bu yüzden Abdüllatif Şener’in bile fikirleri onu eğlendirebiliyor, hatta babamın içki içerken bir Abdüllatif Şener fanatiği olduğu da söylenebilir.

Bekir Bozdağ konusunda ise dramatik ve ciddi bir nostaljisi var. Hani içki içerken insanlar bazen hüzünlenir ya, babam da nadiren hüzünlendiğinde Bekir Bozdağ’dan bahsediyor. Bu da babamı o anlarda son derece sinir bozucu hale getiriyor.

5- “Dinsizler” lafı bu memlekette galiba sadece iki kişiyi üzmemiş durumda. Bir tanesi babam Hamit Turgut, diğerini de siz tahmin edin bakalım.

6- “Dinsizler” tartışması aslında çok yararlı oldu. Baba-oğul bizler yeni Meclis Başkanı’nın hangi nitelikleri nedeniyle o makama seçildiğini bir türlü anlayamıyorduk. Sonunda “dinsizler” tartışması nedeniyle bu muammayı da çözdük.
O makama seçilen kişinin özelliği, dinli ve imanlı olmasıymış. Babamla ben bunu anlayınca, muammayı çözünce birer kadeh daha içtik.

Ben, babamın ikram ettiği Gürcü konyağını içeyim derken az daha ölüyordum. Acımasız ölüm ararken az daha acılı ölümle gidecektim. Çünkü bu o kadar sert bir içki ki, sadece içenleri değil o anda onunla aynı odada bulunanları bile anında öldürebilir.

Babam bunu, gecenin sonunda “digestif” yani sindirim niyetine rahatlamak için içiyor. O aşamada bütün devlet büyüklerinin açıklamalarını bıkmadan usanmadan seyredecek ruh hali içinde oluyor.

Bu âdeti nedeniyle ben de mecburen dinliyorum onları. Galiba bu gidişle babamı ben öldüreceğim, babam acımasız ölüm arayışlarını sürdürürken acılı ölümle gidecek.

Son yılların en sıcak yaz günlerini yaşadığımız şu günlerde Türkiye siyasetine bu denli absürt analizler ile yaklaşabilen ve mizahın eleştirel dozunu hiç terketmeyen Serdar Turgut da haklı olarak günün köşe yazarı oldu.