Serdar Turgut

Gazete HaberTürk

Serdar Turgut'un bugünkü Gazete HT'de başlığı altında yayımlanan makalesi son dönemde okuduğumuz "en sahici" köşe yazılarından biriydi...
Hiç hesapsız; hiç kitapsız insancasına...
Sadece insancasına...
Ne sonuç düşünülmüş makale yazılırken...
Ne sebep aranmış yazmak için...
Akla gelmiş, acısı yüreğe düşmüş; oradan da klavyeden sayfaya aktarılmış duygular...
Yazısının bir yerinde şöyle diyor Turgut:

Ülkenin iki kıymetli evladını canlı canlı gömme girişimine içim isyan ediyor, hüznümü kalbimden kovamıyorum, isyanım ise beynime tüm ağırlığıyla çökmüş. 
Çaresizim. 

"Çaresizim"...
Bilir misiniz?..
İnsanı, insan karşısında en zor duruma düşüren şey çaresizliğidir...
Elinden bir şey gelip de yapan; ya da yapmayan insan değildir çilekeş...
Çilekeş; çaresiz insandır...
Çünkü...
Çaresizlik yapmak isteyip de yapamamaktır...
Çaresizlik vermek isteyip de verememektir...
Çaresizlik görmek isteyip de görememektir...
Çaresizlik; özgür bırakmak isteyeip de bunu yapacak güce sahip olamamaktır...
Bir insan için tasavvur edilebilecek "en zor" durumdur "çaresizlik"...

Ve bakın bir başka yerde neler söylüyor:

Suçun tarihsel ve konjonktürel olduğunu gösteren bir süreçteyiz. 
Kısa süre önce görüldükleri yerde vurulacak, bombalanacak insanlar şimdi bir yeni hayata doğru gidiyorlar ve çoğu da kısa süre sonra siyasetçi olarak Ankara'ya da gidecekler. 


Turgut'un bunun böyle olmasına itirazı yok...
Hatta taraftar da...
"Ama"...
Var ya işte o "ama"...
Ondan sonrası çok yürek yakıcı...
Bakın nasıl...

 Mustafa Balbay ve Yalçın Küçük'ün özgür olmaları yolunda toplumsal vicdanda güçlü bir duygu var ve onların canlı canlı gömülme girişimine karşı çıkan önemli sayıda insan da mevcut. Onların da benim gibi, "Keşke Balbay ve Küçük de PKK teröristi olsalardı" diye düşündüklerini biliyorum. Öyle olsalardı şimdi en azından özgürlüğe doğru yürüme umutları olabilecekti. 

Düşünebiliyor musunuz?..
Bir gazetecinin, bir yazarın, bir yurttaşın yıllardır cezaevinde yatan ve neden yattıklarını yargılayanların bile bilmediği meslektaşlarının özgür olabilmeleri için "Keşke) PKK teröristi olsalardı" demeleri ne acı bir şey...
Ama Turgut haklı...
Devlet, eli kanlı teröristin emniyetten, askerden, savcıdan kaçabilmesi için her türlü tedbiri alıyor da (alsın tabii itirazımız yok); henüz suçlarının ne olduğunu bile bilmeyen düşünce insanlarının hapislerde çürümelerine göz yumuyor, belki de çürümelerini istiyor...
İnsani duyguarımızı harekete geçiren, insan olduğumuzu hatırlatan, vicdan isimli terazimizi dengeye getiren yazısıyla Serdar Turgut "Günün Köşe Yazarı"...