Serdar Turgut kazandı çünkü...
Eğer taraflardan birine ipotek edilmemişseniz, uçlardan uzaktaysanız, sandıklarda iktidarları tercih eden büyük - makul
Siyaset hem gerçekçilik, hem de akılcılıktır...
Gazetecilik, köşe yazarlığı da öyle...
Eğer taraflardan birine ipotek edilmemişseniz, uçlardan
uzaktaysanız, sandıklarda iktidarları tercih eden büyük - makul
çoğunluğun yanındasınız demektir...
Yani, "doğru"ya "doğru"...
"Eğri"ye "eğri"
diyenlerdensiniz...
Bu konuda en somut örnek "Atatürk'e
bakış"tır...
İdeolojik takılan taraflardan biri O'nu
"Türkiye'nin hem her şeyi ve hem de tek kelimesi
değiştirilemez bir kutsal sözleşmenin yazarı" olarak
görürken; bir diğer uca göreyse O, dinimizin
düşmanı bir despottur...
Oysa ne birinciler haklıdır Atatürk
konusunda...
Ne ikinciler...
Serdar Turgut bugünkü makalesinde
Atatürk'e "makul Çoğuluk"
penceresinden bakıyor ve doğru bakışın da o pencere olduğunu
söylüyor...
Nefis, akıl dolu, gerçekci bir yazı...
Bu yazısı ve akılcı gerçekçiliğiyle Serdar Turgut
"kazandı"...