Serdar Turgut günün muhabiri...
Evet Serdar Turgut'a Washington yaradı... Bir köşe yazarından daha çok yerinde duramayan bir muhabir kimliğine geri döndü... Bugün de günün muhabiri oldu...
Eğer bu “Takdir/Tekdir” köşelerinin
sürekli okurlarındansanız, HaberTürk’ün Washington Temsilcisi ve
yazarı Serdar Turgut’u “Köşe Yazarı” olmaktan ziyade “Muhabir”
olarak taltif ve takdir etiğimin de
farkındasınızdır.
*
Yaklaşık 25 yıldır (Hürriyet’in
Washington Temsilcisi oluğu yıllar.) Serdar Turgut’un Pentagon’da
gördüğü ve ülkemizi yöneten siyasetçilere defalarca hatırlattığı
“Yeni Ortadoğu Haritası”na dikkat çeker dururum…
Hatta…
Serdar yazmadığında bile onun yazılarına atıfta bulunup, “o harita
durduk yerde çizilmemiş Serdar’a da boşuna gösterilmemiştir” diye
defalarca hatırlatma yaptım.
*
Amacım, ülkemizi yönetenlerin geleceğe yönelik planlamalarını o
haritanın kabulü ya da reddi üzerine bütün anayasal kurumlarla
birlikte müzakere edip, tedbir almasıydı..
*
Peki, alındı mı?..
Hayır…
Alınmadı ama o harita fiilen çizildi, resmen de çizilmek
üzere…
*
İşin
daha fenası…
Bütün her türlü dış politikasını yıllarca “Korku” üzerine kuran
seçilmemiş vasiler (TSK) siyasetçileri de korkuttular.
Türkiye için en doğrusunun Arap dünyasıyla aramıza seküler bir Kürt
bölgesi kurulması olduğunu düşünen, uygulamaya kalkan her sivil
irade, paşaların baskısıyla hep geri adım attı..
Her geri adım atış da bizi hem AB’den hem de ABD’den
kopardı.
*
Şimdi de (Korkarım) siyasi gerçekçilik yerine yine askerlerin
baskısıyla (Yarattıkları korkuyla.) yanlış politikalar
uygulanacak.
Komşularımızdaki petrol kuyularından iyice uzaklaşacak ve belki de
boru hattımızın bile hiçbir anlamı kalmayacak…
Sınır komşularımızdan biri Suriye (Esad) diğeri ise yine Irak
olacak…
*
Uzatmayayım…
Serdar Turgut bugün o eski haritayı yayımlamıyor ama
Sykes-Picot’nun birlikte çizdikleri eski haritanın da yırtılıp
atıldığını açık yüreklilikle ilan ediyor…
Ve diyor ki:
*
Bu yüzden biz uzman gazetecilerin Türkiye’ye tavsiyesi, Türkiye’nin
ulusal güvenlik çıkarları doğrultusunda özellikle bölgeye yönelik
dış politikasını yeniden ele alıp düzenlemesidir. Eğer bu düzenleme
yapılacaksa Türkiye yeni politikasında mezhebe ve etnisiteye dayalı
unsurlar bulundurmaktan kendi ulusal güvenliği için
kaçınmalıdır.
Türkiye’nin esas meselesi önümüzdeki
dönemde ulusal güvenliğini, çıkarlarını öne çıkararak kendisini
korumak olmalıdır.
*
Bugünün muhabiri Serdar Turgut’tur
arkadaşlar…
Ve bu konuda yazmaktan vazgeçmediği sürece de hem alkışı hak edecek
hem de kazanacaktır…