Serdar Turgut günün köşe yazarı...
HaberTürk’teki “Suriye’nin yeniden inşası” başlığı altında yayımlanan yazısıyla Serdar Turgut günün yazarı...
Serdar Turgut bugünkü HaberTürk’te “Suriye’nin yeniden inşası” başlığı altında yayımlanan yazısıyla günün yazarı seçildi.
Yazısı aşağıda.
SURİYE’NİN YENİDEN İNŞASI
Türkiye-Rusya-İran arasında Suriye hakkında Moskova’da imzalanan bildiri, yakın tarih içinde dünyada ortaya çıkarılan en önemli metindir.
Çünkü bu metinde olumsuz etkileri global düzeyde hissedilen Suriye meselesinin nasıl çözüleceğinin ve barışın nasıl sağlanacağının yol haritası çıkarılıyor.
Ayrıca Türkiye, Rusya ve İran’la aynı masaya oturup ortak bildiri yayınlayınca hem bölgeye yönelik hem de global düzeyde çok daha gerçekçi bir strateji uygulayacağını ilan etmiş oldu.
Bunun da hem bölgemizdeki hem de dünyadaki gerginliği rahatlatacak bir tavır olduğunu söyleyebilirim.
Türkiye bu gerçekçi stratejisinin meyvelerini dış politikada ve iç siyasi koşullarında toplayacaktır. Bu gelişmenin bunlar dışında ekonomiye de çok olumlu katkıları olması muhtemeldir.
SURİYE’NİN İNŞASI
Donald Trump, 20 Ocak’ta resmen başkan olduktan sonra Suriye’de sivillere güvenlikli yeni yerleşim merkezleri oluşturma politikası uygulasa ve Suriye’de yeniden inşa süreci Rusya destekli merkezi hükümet tarafından götürülse de bu yeni dönemin merkezinde Türkiye’nin olması gerekmektedir.
Yıllardır yakılıp yıkılan Suriye’nin yeniden inşasının, yerlerinden sürülüp evlerini barklarını kaybetmiş milyonlarca insana daha güveni hayatlar yaşayacakları yeni evler yapma ve yeni şehirler kurma işinin de Türkiye olmadan başarılması mümkün değildir.
Böylesine dev bir yeniden inşa projesinin lojistiğinin yürütülmesi ve başarılması, eğer işin içinde Türkiye olmazsa mümkün değildir.
Moskova bildirisinden sonra girilen bu yolda yeni gerçekçi stratejimiz sayesinde bunların gerçekleşmesi ileride mümkün olacaktır.
Bu bildiri yayınlandıktan sonra New York Times, çok uzun bir editoryal yayınladı. Türkiye’nin bölgede nasıl bir etkin güç olarak yükseldiği o editoryalin satır aralarında görülebilir. Ayrıca Amerika’da panik de var, “Acaba bir müttefiki kaybetmekte miyiz?” diye.
İşte gerçekçi strateji bu demek. Kendi çıkarımız için gerekeni en rasyonel biçimde yapmak, bu stratejinin temelidir.