Serdar Turgut <font color='#FF0000'>Hürriyet'in ölüm ilanı</font>nı yayınladı!
"Uzun zamandır can çekişmekte olan Hürriyet Gazetesi, 5 Şubat Pazar günü hazırladığı birinci sayfayla amansız hastalığa yenik düşmüş ve tarihe gömülmüştür."
VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI HÜRRİYET GAZETESİ (1 Mayıs 1948 - 5 Şubat 2012) başlıklı yazısında ölüm ilanını şöyle yayınladı:
Uzun zamandır can çekişmekte olan Hürriyet Gazetesi, 5
Şubat Pazar günü
hazırladığı birinci sayfayla amansız hastalığa yenik düşmüş ve
tarihe
gömülmüştür.
Sendromları bilinçli bir şekilde anlamsız gazete hazırlamak,
yine
anlamsız ve mümkün olduğunca fazla sıradan manşetler atmak
şeklinde
tezahür eden bu amansız hastalık nedeniyle en sonunda pazar
günü attığı
manşetle bir "anlamsızlık altın vuruşu" yapmış ve zaten az
biçilen
ömrünü kendi arzusuyla bitirmiştir.
Böylece bu intihar sürecinin başında durması için yayın
yönetmenliğine
getirilen Enis Berberoğlu misyonunu başarıyla tamamlamış ve
dünyada
hiçbir insanın manşet olabileceğini düşünemeyeceği bir tuhaf
konuyu
manşete taşıyarak gazeteyi bir kararıyla tamamen
bitirmiştir.
Gazeteyi mümkün olduğunca renksizleştirme, etkisizleştirme
ve
hatırlanabilecek hiçbir iş yapmama talimatıyla başa gelen
Enis
Berberoğlu, atanma kararının nasıl da doğru olduğunu gazeteyi
kısa
sürede tüketerek ve en sonunda bir "manşet altın vuruşuyla"
intihar
sürecini tamamlayarak göstermiştir.
"SİYASET OLMASIN DİYE UĞRAŞIRKEN..."
"Şimdi bilmem farkında mısınız ama aslında Hürriyet'in
birinci sayfası
bir süredir zaten yoktu." diyen Turgut,
Berberoğlu'nu Pazar günü manşetteki haber yüzünden uzun uzun
eleştirdi.
"Düşünsenize şöyle bir olay: Bir Türk kızı, Amerika'ya
okumaya gitmiş
(hayır manşet olan bu değildi ama Hürriyet'in yeni anlayışına
göre
gazetenin biraz daha hayatı olsaydı, ileride sadece bu da
manşet
kesinlikle olurdu), orada üniversiteye başlamış, bir gün derse
giren
kendinden 40 yaş büyük profesörünü görmüş.
Birbirlerine âşık olmuşlar. (Ne! Kendinden büyük hocasına âşık
olan genç
kız hikâyesi mi, bu hayatta çok ender olan şey tabii ki manşet
olabilir,
"Hem de kız dönem birincisi bile olmuş" diye konuştular
herhalde yazı
işleri toplantısında.)
"EŞ-DOST HATIRI İÇİN Mİ?"
Evet eskiden önemli olan Hürriyet Gazetesi'nin bir gün
manşete çekmek
için önemli gördüğü olay bundan ibaret. Ne vizyon, ne müthiş
bir bakış
açısı değil mi, insanın ağlayası geliyor.
Ben bu haberi birçok insana okuttum, kendim de birkaç kez
"Acaba bir şey
mi kaçırıyorum?" diye tekrardan okudum ve sonuçta bu manşetin
olabilmesi
için varabildiğim tek makul gerekçe şu: Haberde adı geçen kız
ya Enis'in
kızının ya da yazı işlerinde bir kişinin çocuğu veya çocuğunun
arkadaşı
olmalı.
Şimdi Enis bir açıklama yapsa, "Bunu patron haber yapmamı
istedi; kız
onun tanıdığı bir işadamının kızıymış" dese, emin olun ki onu
mazur
görebiliriz. Bu haberin manşet olmasını açıklayabilecek bir makul
neden
o zaman elimizde olabilirdi.