Serdar Turgut, 'Çocuklar Duymasın'ı izlemiyor mu?
Yazdıklarını okuyan saf biri de MİT Müsteşarını kurnaz tilki, Öcalan'ı gagasında peynir tutan karga zanneder...
ADNAN BERK OKAN -
POLEMİK
Sevgili Serdar;
Bugünkü yazılarından birinde, "MİT Başkanı (Apo'yla) görüşmeyecek de kim görüşecek?" diye soruyorsun..
Ve sonra da MİT Başkanı'nın Öcalan'la "bilgi amak" için görüşmüş olabileceğini anlatmaya çalışıyorsun...
Yazdıklarını okuyan saf biri de, MİT Müsteşarını kurnaz tilki, Öcalan'ı gagasında peynir tutan karga zanneder...
"Karga kardeş karga kardeş senin çok güzel sesin varmış; şakı da dinleyelim..."
Karga şakımak için gagasını aralayınca peynir tilkinin ağzına...
Amma da komik hani...
Yapma be kardeşim...
Gerçi sen ekranda olmadığın zamanların dışında kalan süre içinde mutlaka National Geography izliyorsundur ama tavsiye ederim "Çocuklar Duymasın"ın yeni bölümlerini seyret...
Hem gülecek hem ders alacaksın...
7 yaşında bir fırlama var ki dizide, (korkarım) senden daha akıllı...
Neden mi?..
Çünkü velet hiç bir işi karşılıksız yapmıyor...
Bir şey mi istediler?..
Hamen karşılarına bir talepnameyle çıkıyor...
Tabi genellikle cep telefonu istiyor...
Ne ilgisi mi var?..
O bir dizi kahramanı mı?..
Onu senarist mi konuşturuyor?..
De ki öyle...
Yani dizinin senaristi ve Beton Orçun'un yaratıcısı Birol Güven'in aklına gelenler 27 yıldır hiç durmadan kan akıtan terörist başının aklına gelmeyecek mi?..
"Emredin sayın Müsteşarım, kulunuz olayım, ben köleniz olayım ben" mi diyor ellerini şeyinin üstünde kenetleyip de...
Sevgili Serdar;
Ömür boyu hapis cezasıyla tecziye edilmiş bir terör örgütü lideri günahlarını bile vermez karşılığında bir şey almadan...
Veriyorsa da mutlaka "tersten çakıyordur"...
Yani...
Devlet adına gelen birinin Başbakan'dan "git şununla konuş, referandum süresince eylem konulmasın, gerekirse ne istediklerini öğren" diye kendisine gönderildiğini bilir...
Peki bu yanlış mı?..
Asla yanlış değil...
Yanlış ve çirkin olan "Yalan" söylemektir...
Yanlış olan Deli Dılaca'lık etmektir...
Bilirsin ama bir kez daha hatırlatayım...
Bir gün evin annesi kuyudan su çektiği kovanın içinde bir öbek insan dışkısı görür.
Hemen aile içi soruşturma başlatılır...
Sonuç bulunur ve şüpheli olarak görülen Deli Dılaca'ya sorar babası:
"Kızım kuyuya sen mi sıçtın?"
"Hayır" der Dılaca dudaklarını birbirine vurarak...
"Peki ya bu bok kimin?" diye ısrar eder babası...
Dılaca parmak uçlarıyla oynayarak yanıtlar:
"Kuyunun kenarına sıçtım, çubukla içine kaktım"...
Yani Serdar!...
Önemli olan kuyunun içinden bok çıkıp çıkmadığıdır...
Ve sevgili Serdar;
MİT veya bir başka devlet yetkilisi terör örgütü yetkilileriyle elbette görüşecektir...
Ama "pazarlık olmadı" yalanını da sürdürmeyecektir...
Çünkü bunu 7 yaşındaki bir çocuk bile yutmaz...
"Eylemsizilik kararını uygulamaları için Apo'ya cep telefonu mu verdiniz Başbakan amca?" diye sorar...
Haaa...
"Devlet pazarlık etmez" denilecekse o da başka bir yol...
O halde asker teröristle savaşacak cephede; siyasetçiler de "terör" sorununa kalıcı çözüm getirmek için aralarında uzlaşacaklar...
Daaa...
Öylesine erdemli siyasetçi nerede be Serdar?..
adnanberkokan@gmail.com
Sevgili Serdar;
Bugünkü yazılarından birinde, "MİT Başkanı (Apo'yla) görüşmeyecek de kim görüşecek?" diye soruyorsun..
Ve sonra da MİT Başkanı'nın Öcalan'la "bilgi amak" için görüşmüş olabileceğini anlatmaya çalışıyorsun...
Yazdıklarını okuyan saf biri de, MİT Müsteşarını kurnaz tilki, Öcalan'ı gagasında peynir tutan karga zanneder...
"Karga kardeş karga kardeş senin çok güzel sesin varmış; şakı da dinleyelim..."
Karga şakımak için gagasını aralayınca peynir tilkinin ağzına...
Amma da komik hani...
Yapma be kardeşim...
Gerçi sen ekranda olmadığın zamanların dışında kalan süre içinde mutlaka National Geography izliyorsundur ama tavsiye ederim "Çocuklar Duymasın"ın yeni bölümlerini seyret...
Hem gülecek hem ders alacaksın...
7 yaşında bir fırlama var ki dizide, (korkarım) senden daha akıllı...
Neden mi?..
Çünkü velet hiç bir işi karşılıksız yapmıyor...
Bir şey mi istediler?..
Hamen karşılarına bir talepnameyle çıkıyor...
Tabi genellikle cep telefonu istiyor...
Ne ilgisi mi var?..
O bir dizi kahramanı mı?..
Onu senarist mi konuşturuyor?..
De ki öyle...
Yani dizinin senaristi ve Beton Orçun'un yaratıcısı Birol Güven'in aklına gelenler 27 yıldır hiç durmadan kan akıtan terörist başının aklına gelmeyecek mi?..
"Emredin sayın Müsteşarım, kulunuz olayım, ben köleniz olayım ben" mi diyor ellerini şeyinin üstünde kenetleyip de...
Sevgili Serdar;
Ömür boyu hapis cezasıyla tecziye edilmiş bir terör örgütü lideri günahlarını bile vermez karşılığında bir şey almadan...
Veriyorsa da mutlaka "tersten çakıyordur"...
Yani...
Devlet adına gelen birinin Başbakan'dan "git şununla konuş, referandum süresince eylem konulmasın, gerekirse ne istediklerini öğren" diye kendisine gönderildiğini bilir...
Peki bu yanlış mı?..
Asla yanlış değil...
Yanlış ve çirkin olan "Yalan" söylemektir...
Yanlış olan Deli Dılaca'lık etmektir...
Bilirsin ama bir kez daha hatırlatayım...
Bir gün evin annesi kuyudan su çektiği kovanın içinde bir öbek insan dışkısı görür.
Hemen aile içi soruşturma başlatılır...
Sonuç bulunur ve şüpheli olarak görülen Deli Dılaca'ya sorar babası:
"Kızım kuyuya sen mi sıçtın?"
"Hayır" der Dılaca dudaklarını birbirine vurarak...
"Peki ya bu bok kimin?" diye ısrar eder babası...
Dılaca parmak uçlarıyla oynayarak yanıtlar:
"Kuyunun kenarına sıçtım, çubukla içine kaktım"...
Yani Serdar!...
Önemli olan kuyunun içinden bok çıkıp çıkmadığıdır...
Ve sevgili Serdar;
MİT veya bir başka devlet yetkilisi terör örgütü yetkilileriyle elbette görüşecektir...
Ama "pazarlık olmadı" yalanını da sürdürmeyecektir...
Çünkü bunu 7 yaşındaki bir çocuk bile yutmaz...
"Eylemsizilik kararını uygulamaları için Apo'ya cep telefonu mu verdiniz Başbakan amca?" diye sorar...
Haaa...
"Devlet pazarlık etmez" denilecekse o da başka bir yol...
O halde asker teröristle savaşacak cephede; siyasetçiler de "terör" sorununa kalıcı çözüm getirmek için aralarında uzlaşacaklar...
Daaa...
Öylesine erdemli siyasetçi nerede be Serdar?..
adnanberkokan@gmail.com