Serdar Kuzuloğlu'ndan çarpıcı tespit: WhatsApp’la gelen Instagram’la gider
Milliyet'ten Buket Aydın'a konuşan teknoloji ve trend editörü Serdar Kuzuloğlu'na göre ilişkiler artık sosyal medyada başlayıp, sosyal medyada bitiyor yani "WhatsApp'la gelen Instagram'la gidiyor"
Sosyal medya konusunda uzman olan Serdar Kuzuloğlu,
Buket Aydın'a verdiği röportajda çarpıcı tespitlerde
bulundu.
Sosoyal medyanın oluşturduğu sanal gerçeklik ve sosyal medya
ilişkileri üzerine soruları cevaplayan Kuzuloğlu, "Mesela
bugün Instagram hesabı olmayan erkeğin farklı bir anlamı var
mesela. Kimileri için tam evlenilecek erkek, kimileri için sinsi
erkek. Artık bunlar değer yargılarımızı oluşturuyor."
dedi.
İŞTE O RÖPORTAJDAN ÇARPICI BAŞLIKLAR
“Instagram hesabı olmayan erkek kimileri için tam evlenilecek erkek”
- Özellikle Instagram ilişkilerde çok önemli bir rol oynamaya başladı. Attila İlhan’ın “çünkü ayrılık da sevdaya dahil” mısrası vardır ya, takipten çıkmak da, ‘like’lamak da, sevdaya dahil durumu oluşmaya başladı sanki ne dersiniz?
İsa peygambere ait bir söz vardır, “kılıç çeken, kılıçla ölür.” Dolayısıyla WhatsApp’la başlayan, Instagram’la bitiyor, Facebook’ta parlayan bir kavga, Twitter’da son bulabiliyor. Sosyalleşme tanımında değindiğim gibi ilişki tanımımız da değişiyor. Mesela bugün Instagram hesabı olmayan erkeğin farklı bir anlamı var mesela. Kimileri için tam evlenilecek erkek, kimileri için sinsi erkek. Artık bunlar değer yargılarımızı oluşturuyor. Bunlar yazılı olmayan sosyal kurallar baktığımızda.
- Yeni trendler, yeni coollar neler olacak peki?
Offline olmak yeni bir lüks, uyuyabilmek yeni bir lüks, bugün birçok markanın reklam pazarlama iletişimi filtresizlik üzerine kurgulanıyor. Örneğin kozmetik markaları artık ‘photoshop’ kullanmadan manken kullanmaya başladılar, yuvarlak hatlı mankenler bugün kataloglarda kullanılmaya başlandı. İnsanlar bir üyesi olamayacakları bu yapay gerçeklikten çok sıkıldılar, daha ulaşılabilir hedefler istiyorlar. Bugün gördüğümüz bu renkli, üretilmiş imal edilmiş kurgulanmış hayatlar, yerlerini daha sahici, samimi, içten hayatlara bırakacaklar. Ben önümüzdeki dönemde daha samimi, insanı sosyal medya figürlerinin daha tercih edilebilir olacağını düşünüyorum. Marjinaller elbette her zaman rol çalmaya devam edecekler her konuda ama bu insanların da sesinin daha çok duyulacağını düşünüyorum.
- Black Mirror’da bir bölüm yayınlandı. Biriyle ilişki yaşamak istiyorsun ve bir program mükemmel eşini aratıyor. Ve ilişkinin ne zamana kadar süreceğini söylüyor ve öncesinde ayrılamıyorsun. Bu çok konuşuldu, bence imkansız değil.
Black Mirror’daki gibi dikte ettirici, sınırlayıcı, kısıtlayıcı olmasa bile bugün kendi rızamızla bunun farklı örneklerini yaşıyoruz. Şöyle düşünelim sosyal medyada arandığında hiçbir sonuç çıkmayan bir adam ya da kadınla flört edebilir mi bugünün insanı, korkar değil mi? Uzaylı mı, ajan mı, hırlı mı, hırsız mı bu yeni bir ölçüt. Dolayısıyla sosyal medya profilleri ve geçmişimiz, bizim sosyal sicil kaydımız aynı zamanda. Ve bu bizim dijital bir dövme gibi üzerimizde taşıdığımız kimlik uzantımız.
- Sosyal medyada görünür olmak, hayatta görünür olmaya mı tezahür edecek?
Bu sadece kişiler için değil mekanlar için de öyle. Mesela tatile çıkacaksınız, bir oteli internetten arıyorsunuz, o otel hakkında biri olumsuz bir şey yazdıysa, seçeneklerden çıkartıyorsunuz. Sosyal medyadaki görünürlük bizim her adımımızda her konuda ticaretten, ilişkilere her alanda önemini payını giderek artırıyor.
- Takipçi sayısı çok önemli mi?
Türkiye gibi niteliğe öncelik veren ülkelerde önemli. Sosyal medya influencer’ları var, ‘sosyal medya şöhretleri’ diyelim biz buna, Türkiye’de baktığımızda bu şöhretlerin kriteri çok fazla takipçiye sahip olması ama örneğin İngiltere’de sosyal medya fenomeni dediğimiz kişilerin 20- 30 bin takipçisi var. Türkiye’de kimse onları umursamaz bile
"Gelecekte gerçek hayat çok sıkıcı olacak"
- Bir gelecek projeksiyonu istesem sizden?
Bence ‘sanal gerçeklik’ hayatımıza çok enteresan pencereler açacak. Dünyada hiç göremediğiniz, gidemediğiniz, gidemeyeceğiniz yerlere bir gözlük takarak ulaşabileceksiniz. Hiç sahip olamayacağınız bedenlerde kendi bedeninizi görebileceksiniz. Hayatta flört edemeyeceğiniz insanlarla cinsel ilişkiye girebileceksiniz. Sanal evrenler olacak. İster istemez şu soru akla geliyor. Böyle bir şeyi tercih edecek miyiz?
- Kimse gerçek hayatta yaşamak istemez ki o zaman…
Zaten onu söylüyorum. Gerçek hayat çok sıkıcı, çok sığ, çok sıradan çok heyecansız gelecek bize. O kadar enteresan boyutları var ki, mesela uçabileceksiniz, hep istediğiniz bedende olabileceksiniz ya da kaybettiğiniz yakınlarınızla sanal bir evrenin içerisinde buluşabileceksiniz. Instagram’daki kurguladığımız hayatların yalan olduğunu bile bile onları tercih etmemiz, insanların hikayeleri arasında dolaşmamızı sağlayan motivasyon neyse oradaki o olacak.