Serdar Arseven Fehmi Koru'yu topa tuttu

Milat yazarı Serdar Arseven, Sözcü davasında ifade veren Fehmi Koru'yu yerden yere vurdu..

Milat yazarı Serdar Arseven, Sözcü davasında ifade veren Fehmi Koru'yu AK Parti'yi ince ince doğramakla suçladı.

Serdar Arseven, önce Fehmi Koru'nun son dönemde yazılarında kullandığı başlıklara dikkat çekti, sonra da Sözcü davasında neden çark ettiğini sorguladı.

İşte Serdar Arseven'in bugünkü yazısından bir bölüm: 


Fehmi Koru’nun 'dili'nin altındaki?

Yazılarına “çarpıcı” başlıklar konduruyor…

Şöyle bir bakalım:

1-‘Darbenin Beyni’ Gülen Olabilir mi? Olmasa da oldu bile…

2-Sahi o gece neler oldu -veya olmadı; bir yetkili çıkıp hepimizi aydınlatsa ya… (15 Temmuz Gecesine Dair!- S.A.)

3- Geçmişte 2 varta atlatabilmiştik.. bugün Afrin’de bu zor gibi…

4- Tek ses her zaman iyi değildir… Dışarıda savaşan içeride huzuru tesis etmeli…İki Cepheli Savaş…

5- Savaşı kazanan seçimi de kazanır mı?.. CHP’nin endişesi

Bu beş başlığın birincisi, “15 Temmuz Darbesi”nin arkasındaki “esas beyin” hakkında tefekküre davet ediyor gibi ama ya ikinci başlık?..

“Sahi o gece neler oldu - veya olmadı, bir yetkili çıkıp hepimizi aydınlatsa ya…” başlığı işi bambaşka tarafa taşıyor.

Fehmi Koru gibi “komplo teorilerine meyilli” olsaydım, Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu yazılara paralel olarak “Kontrollü Darbe” ifadesini kullanmasının “tesadüf” olmadığını söylerdim!..

Sıralamamda 3, 4 ve 5 numaralara layık görülen başlıklar ve yazıların içerikleri hakkında da neler neler söylemezdim!..

Neyse ki, “komplo teorilerine meylim” yok, sadece “aktarmakla” ve değerlendirmeyi okuyucularımın yüksek idraklerine bırakmakla yetiniyorum!..

Fehmi Koru’nun uzun yıllar boyunca çok yakın olduğu “o dünyanın” yabancısıyım.

“O dünya” da bana o kadar yabancıydı ki, ayağımı kaydırmak için az tezgâh kurmadı!..

İşte efendim “O dünya”nın “en mühim eski mensuplarından” Hüseyin Gülerce’nin, Fehmi Koru’dan bahsettiği bir “Söyleşi” var.

Akit’ten Mehmet Özmen imzalı.

“Kumpas Fehmi Koru Üzerinden Kuruldu!” başlığı ile sunulan söyleşide diyor ki

Hüseyin Gülerce:

.“Gülen, hükümeti, Cumhurbaşkanını oyalamak için bir de mektup meselesi icat ediyor. Koru’nun iyi niyetlerle Pensilvanya’ya gitmesi hükümeti oyalamak için Pensilvanya’nın kumpasıydı! Gülen, Koru üzerinden bir mizansen hazırladı ve hükümete karşı kumpas kurdu.”

Fehmi Koru, ‘iyi niyetlerle’ bir kumpasa alet mi oldu?

Olabilir…

Fehmi Koru gibi “komplo teorilerine meyilli” olsaydım başka şeyler yazardım ama dedim ya, bende öyle bir “özellik” yok.

Yazar, memleketi bir “sıkıntı”dan kurtarmak için…

“Erdoğan ile Gülen’in arasının daha fazla açılmasını engellemek için” böyle bir işe “soyunmuş” veya “soyundurulmuş” olabilir…

Bunu yaptığı için “büyük pişmanlık” duyuyor da olabilir.

Hepimiz hata yaparız da…

Fehmi Koru’nun hataları, bir “gazeteci”nin hem de onun gibi çok tecrübeli bir “gazeteci”nin “istiap haddi”ni aşıyor mu ne!..

Bakar mısınız şu mevzuya:

Fehmi Koru, Sözcü gazetesine açılan davanın “Bir Numaralı Tanığı” olarak ifade veriyor..

“Sözcü gazetesi Cemaat Projesi mi?” başlıklı yazısıyla bir “ithamda” bulunduğunun hatırlatılması üzerine…

Şunları söylüyor Fehmi Koru:

“ Kulis’ başlıklı bir yazıdır. Taha Kıvanç imzasıyla günlük konulara ‘esprili’ yaklaşan bir yazıdır. O yazıdan öyle bir ‘paralellik’ kurabildiğim için güzel insanlar arasında münasebet kurabildiğim için cemaate biraz bu konuda bir ‘komploculuk’ atfederek böyle bir gazete ile irtibatlı olabilir mi? diye ‘temeli olmayan bir kuşkuyu’ ifade etmiştim.”

Fehmi Koru, savcılık ifadesindeki “Burak Akbay’ın İsviçre’de cemaate ait bir evde kaldığı” iddiası hakkında “İfademde öyle bir şey geçiyorsa bu yanlış!” diyor.

Fehmi Koru, meslek gereği çıkılan bir “yurt dışı seyahati”ndeki “özel muhabbette” kullanılan ifadeleri kendince yorumlamış…

Bunu da “esprili” (!) bir yazının konusu yapmış!..

Temeli olmayan bir “kuşku”yu, “komploculuk” atfederek ifade etmiş!..

Neresinden tutsanız sakat!..

Özel muhabbette kullanılan ifadeler “sahibinin izni olmadıkça” yazı konusu yapılamaz!..

Hele hele, “o kişinin ismi verilerek” hiç yapılamaz, fair-play gereği!..

Yurt dışı, yurt içi programlarında meslektaşlarımızla nice sohbetlerimiz oluyor, yazılması halinde sıkıntıya yol açabilecek nice espriler yapılıyor…

Yani…

Al hepsini…

“Kulis” diye, bir de “isim vererek” yaz!..

“Espri, komploculuk, kuşku!..”

Hepsini karıştır…

“Madem ki KULİS’tir, hep-i-si caizdir!” felsefesiyle…

Yürü Ya Fehmi Koru!.

İşin bu “teferruat”a yada “füruat”a dair kısmı tarafı bir yana…

Türkiye’yi “gazetecileri haksız yere tutuklayan ülke” olarak damgalanmak isteyen “dış güçlerin” eline güzel bir malzeme oldu bu mevzu…

Bu çevrelerin malzeme çıkartmak için yakından takip ettikleri mevkutelerden biri olan

Sözcü, Fehmi Koru’nun “hareketlerini” öne sürerek atağa geçmiş:

“Fehmi Koru, Sözcü’ye açılan davanın 1 numaralı tanığıydı... 8 yıl önce yazdığı ve davanın ana delili sayılan, ‘Sözcü cemaat projesidir!’ yazısı için Koru, ‘Espriydi. Hiçbir temeli yoktu. Komploculuk yaptım. Bugün belki de gerçek payı olmayabileceği hissine kapıldım!’ dedi.

(Ama)

Bizim ticari itibarımız zedelendi. Yazar ve yöneticilerimiz hakkında soruşturma açıldı. Mahkeme, hakkındaki iddiaları tek tek çürüten Burak Akbay'a yönelik yakalama kararını kaldırmadı. Gökmen Ulu ve Mediha Olgun hakkındaki adli kontrol şartlarının kaldırılması talebi de reddedildi.!..”

Sözcü “Bir Numaralı Tanık” olarak işaret ettiği Fehmi Koru’nun yazısı yüzünden büyük mağduriyetlere uğradığını öne sürüyor.

Fehmi Koru’nun ifadeleri gerçekten de Sözcü’nün elini kuvvetlendirecek mahiyette…

Sadece bu mu?

“Parti içindeki hareketlenmeden dolayı” Son vakitlerde hayli sıkışmış durumda bulunan CHP Yönetimi de bu sayede bir “hareket alanı”na kavuşmuş oluyor.

Nitekim, Parti’nin en sivri dilli yöneticilerinden Bülent Tezcan diyor ki;

“AKP-FETÖ icadı projeler halen devam ediyor. Bunlardan biri de Sözcü davası. Eski FETÖ sevdalılarının bugün tanık olarak verdiği ifadeler, ibret vericidir. Sözcü'nün üzerinde niye kılıç sallanmaya devam ediyor. Bu proje davalara neden hâlâ son verilmiyor?”

Haydaaa…

AK Parti ile Sözcü Davası’nın ne alâkası var?

Dâvâ Yargı’nın işi, AK Parti ile ilgisi ne?

Sonra…

Ortadaki bir “Proje” ise (Ki bu konuda da elimizde bilgi, belge yok!) bu Proje’nin AK Parti ile alâkası ne?..

“Sözcü Gibi Yapmıyor, İnce Doğruyor!..”

Sözcü’nün zarar görmesi Ak Parti’ye niye yarasın ki?..

Sözcü, AK Parti’yi güç veren bir gazete, zarar veren bir gazete değil ki?

Sözcü manşetten “Öğrencilerin Namaz Kılmasını” hedef aldığında, böyle şeyler yaptığında, AK Parti oyunu arttırıyor!..

Sözcü, Cumhurbaşkanı’na yönelik hakaret ve iftiralarla öne çıkanları sahiplendiğinde Ak Parti oyunu arttırıyor!..

AK Parti’ye oy kazandıranlar AK Partililerden çok, muhalifleri!..

Hatta diyebiliriz ki..

Çoğu AK Partili Ak Parti’ye oy kaybettirirken, çoğu muhalifi AK Parti’nin oylarının erimesini engelliyor!..

Sonra Fehmi Koru…

Sözcü ona da “haksızlık” etmesin…

“AK Parti’nin kaynak kodlarını” iyi bilen bir yazar olarak “ince ince doğruyor” Fehmi Koru.

Serdar Arseven'in yazısının tamamı için tıklayın