Şerbet içen padişaha bile kızıyorlar!

'Muhteşem Yüzyıl', Türkiye'nin gündeminden düşmüyor... Diziye bir 'belgesel' niteliği yükleyerek linç etmeye çalışanları, köşelerinde eleştiren yazarlar, dizinin tarih danışmanı Erhan Afyoncu'yla aynı görüşte: Padişahlar da sıradan insanların taşıdığı özelliklere sahiptir...

- Candaş Tolga Işık (Posta): Koskoca Hükümet'in kelli felli bakanları işi gücü bırakıp bir televizyon dizisine sardı.. . Ecdadımız aşağılanıyormuş! Kurtlar Vadisi'ni biliyorsunuz: Devleti devlet değil, mafya koruyor... Suçluları devlet değil, mafya yakalıyor... Mafya devletin savcısını kucağına alıyor.. Devletin yargıcı mafya için yalan ifade veriyor... Vesaire vesaire... Bildiğin devlet aşağılanıyor! Ecdadımız aşağılanınca kötü de devletimiz aşağılanınca iyi mi? Hem siz devlet adamı değil misiniz? Devleti devlet adamı korumayacaksa, Bakırköy zabıtası mı koruyacak?

- Ahmet Hakan (Hürriyet): Sultan ikinci Abdülhamid'in dördüncü kuşak torunu Abdülhamid Kayıhan Osmanoğlu efendimiz şöyle diyor: 'Aile olarak karar aldık, kendi tarihimizi kendimiz çekip yapılan yanlışlıklara bir son vereceğiz'. Şu yaklaşıma bakar mısınız? Sanki koca bir devir, bu beyefendinin ailesinin özel tarihi... Bu durumda Çaldıran Savaşı'ndan söz ettiğimizde bu beyefendi, 'Ailemizin komşusu ile arasındaki özel bir mesele... Kurcalamayın' mı diyecek? Galiba en iyisi saltanatı kaldıranlara dua etmekle yetinmek...

- Arda Uskan (Takvim): Daha dizinin fragmanını görmeden tarihçi kesilenler ve dizi başlamadan uygulanan karalama kampanyası... Sevgili 'bizimkiler'de kusura bakmasın, bu yaştan sonra dilimizi tutacak halimiz yok; Koskoca Osmanlı'yı yöneten padişah sevişmezmiş, Harem'e takılmazmış! Daha Atatürk'ün rakı içme kompleksinden yeni kurtulduk, şimdi de padişahlarımızın insani hallerini tartışacağız. 'Yahu onlar da insan değil miydi' diyeceğiz. Biri çıkacak, işi 'Kanuni çişini yapmaz mıydı'ya kadar getirecek işi.

- Zülfü Livaneli (Vatan): Dizinin başına cehalet çorapları örülüyor. Şerbet içen padişah tasvirine bile kızıyorlar. O zaman açıp en azından Naima Tarihi'ni, Evliya Çelebi'yi, o dönemin vakanüvislerini, en büyük tarihçimiz Halil İnalcık'ı, haydi bunları anlayamazsanız tarihi popüler dille anlatan Reşat Ekrem üstadı okuyun ve mesela şu sorulara kafadan atarak değil, kitaptan cevap verin:
1- Evliya Çelebi 4. Murat hakkında 'Hamamda su perileri oynar' diye yazarken ne kastediyordu?
2- Emirgan semtinin adı nereden gelir, Emir Gune kimdir, halk niye ona Emir Kune adını takmıştır?
3- Kanuni'nin oğlu Selim, İstanbul'a hangi durumda getirilmiştir?
4- Halil İnalcık'ın 'Tarihçilerin Kutbu' kitabında söylediklerine göre Fatih'in anası kimdir?
5- Konstantinopolis'in fethinde Türk kuvvetleriyle birlikte çarpışan ve adına Turkopulo denilen Rumlar var mıdır? O sırada Şehzade Orhan, Bizans'ta ne aramaktadır? Hücum eden Rumları ve şehri savunan bir Osmanlı şehzadesini nasıl açıklarsınız? Ya bunları ve bunun gibi binlerce gerçeği araştırın, okuyun ya da susun kardeşlerim.