Senin yanında benim ne işim var?
Bundan sonra benden Hakan Albayrak'a demokrasi desteği yok… Senin gibi küfürbaz demokratın(!) yanında benim ne işim var?..
Hakan Albayrak, Karar’daki
yazısında, Mustafa Kemal Atatürk’e hakaret ve iftira attığı suçlamasıyla yargılanan ve 1 yıl
3 ay hapse mahkûm olan Mustafa Armağan’a verilen cezaya karşı
çıkıyor…
*
Tabii ki
çıkabilir…
Birileri verilen mahkûmiyet kararını
alkışlarken ne kadar haklı ise…
Hakan da kararı eleştirmekte o kadar
haklı…
*
Ancak…
Hakan’ın gözünden kaçmadığından ve fakat görmezden
geldiğinden emin olduğum çok önemli bir nokta
var…
O nokta da şu:
Mustafa Armağan Türkiye Cumhuriyeti
Devleti’nin kurucu
Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’ü eleştirdiği için değil; hakaret ve
küfür edip, iftira attığı için yargılanıp mahkûm oldu…
*
Biri kalkıp
köşesinde:
“Hakan
Albayrak, manevi kızıyla sevişiyor muymuş ne?” diye yazsa…
Veya
bir TV ekranında söylese…
Bu
bir eleştiri midir?..
*
Eğer Hakan…
“Tabii ki eleştiridir ve benim için böyle söyleyen birisi olursa
yargıya gitmem” diyorsan
eğer…
Mustafa
Armağan’ın hakaret, küfür ve
iftiradan mahkûm olmasına karşı
çıkarsın tabii…
Ve
ben de seni eleştirmem…
*
Ama Hakan…
Ben
senin o pişkinliğini eleştirmedim diye…
Yargı, hakaret ve iftira davası
açmaktan vazgeçemez…
Çünkü…
Ortada işlenmiş bir kamu suçu
vardır…
*
Hâsılı Hakan…
Risk
alarak savunduğum demokrasi anlayışın; Mustafa Kemal Atatürk
veya toplumun başka inançtaki
kişilerinin başka değerlerine iftira atılmasına, hakaret ve
küfür edilmesine cevaz veriyorsa eğer…
Bundan sonra benden sana demokrasi
desteği yok…
Senin
gibi küfürbaz demokratın(!) yanında benim ne işim var?..
ENSEMİ KARARTMIYORUM…
Geçtiğimiz gece bir TV kanalında
bir “tartışmacı konuk” Türkiye’de zengin sayısının arttığını
söyleyince…
Ve
bunu…
Ekonominin coştuğuna dikkat çekmek için yapınca
acı acı güldüm…
*
Arkadaşın ölçüsü, lüks
sayılabilecek dairelerin
kolayca satılmasıydı…
Madem bu kadar çok lüks ve pahalı
daire yapılıyor ve satılıyordu…
O
halde zengin sayısı da artıyordu…
Zengin sayısı arttığına göre, ekonomi
büyüyordu…
*
O anda orada olsaydım, şöyle
derdim:
Eğer
bir ülkede gelir artmadığı halde zengin sayısı
artıyorsa…
Bil ki…
Fakir daha da fakirleşiyordur.
Çünkü…
Aynı
miktarda gelir; fukaralardan varlıklılara transfer
ediliyordur…
*
Zira…
Asıl
olan zengin sayısının
artması değil…
Yoksul sayısının azalmasıdır…
*
Biliyor ve inanıyorum
ki…
En kısa sürede hem fukara sayısı
azalacak…
Hem o fukaraların refah seviyesi
yükselecek…
Hem de orta direk sayısı
artacak…
*
Yani…
Türkiye’nin geleceğinden
ümitliyim…
Merhum Çetin Altan ustamızın dediği gibi:
Ensemi karartmıyorum…
*
Ancak…
Ve
tabii ki…
Savaştan ve her türlü gerginlikten
kaçınırsak…
Hukukun üstünlüğü ve Kuvvetler
Ayrılığı ilkelerine iman
edersek…
Ve…
Yargı bağımsızlığını ıskalamaya devam
etmezsek…
MİLLETLE KAFA BULUYORLAR…
Adı: Kenan Keklik…
Örgüt lehine slogan attığı
suçlamasıyla
yargılandı…
3 yıl
hapis cezasına mahkûm edildi…
*
Kendisini
savunamadı…
Çünkü…
Konuşma ve işitme engelliydi…
*
Sahi…
Yargıda acayip dalgacı
birileri mi
var?..
Ki…
*
Hem işitme, hem de konuşma engelli bir yurttaşı…
“Slogan attığı” iddiasıyla 3 yıl hapse mahkûm ederek…
Milletle kafa buluyorlar…
DAMARLAR TAM ÇATLAMAMIŞ…
İlahi Hıncal Uluç
usta…
Bektaşi fıkrası gibisin.
*
İmam minberde
Allah’ı
tanımlarken:
“Ne
yerdedir, ne gökte… Ne yer ne içer… Ne erkektir ne dişi”
diye başladığında Bektaşi
oturduğu yerden
seslenir:
“Sen de
yok diyeceksin ama dilin varmıyor”…
*
Usta be…
Sen de; “hem milyonluk dizileri
bedavadan izleyelim ama hem de reklam girmeyin…” diyeceksin ama dilin varmıyor…